Diplomatik Dokunulmazlık

7 min


35

Evrensel düzeyde iletişimin yazılı, görsel ve işitsel olarak anlık yapıldığı günümüzde, diplomatik dokunulmazlık ve ayrıcalıklar uluslararası barış ve güvenin tesisi ve geliştirilmesi adına birtakım hukuk ilişkilerin merkezi bir konusunu oluşturmaktadır. 

Uluslararası toplum, uluslararası ilişkilerin yerinde ve zamanında eksiksiz yürütülmesi düzenlemelerini yapmış bulunmaktadır. Bu düzenlemeler uluslararası toplumun egemen ve eşit üyeleri, devletlerin uyması gereken asgari standartları oluşturmaktadır. Devletler, bu standartların ötesinde tek taraflı veya karşılıklı olarak ülkelerinde görevli yabancı devlet veya uluslararası kuruluş memurlarına, benzer dokunulmazlık ve ayrıcalıklar tanımakta serbest bulunmaktadırlar. Günümüzde diplomatik dokunulmazlık ve ayrıcalıklara sahip kişilerin bulundukları ülkede suç işlemeleri, uluslararası ilişkilerin zarar görmesine, karşılıklı güvensizliğin gelişmesine ve uluslararası politikaların bu yönde şekillenmesine yol açabilmektedir. İki ülke arasında bu tür suçları kovuşturma ve yargılama tartışmaları olabilmektedir. Gönderen devlet sıkça kendi personelinin diplomatik dokunulmazlığa sahip bulunduğunu, dolayısıyla kabul eden devlet yetkililerinin hiçbir şekilde bu personeli tutuklayamayacağı ve kovuşturamayacağını ileri sürmektedir. Ülkesinde suç işlenilen makamlar ise genellikle ülke kanunlarının uygulanması gereği ile uluslararası ilişkilerin zarar görmemesi adına hassas davranma ikileminde kalabilmektedir. Bu durum diplomatik dokunulmazlığın kötüye kullanılabilmesine alan açılması anlamına gelmektedir.

Şüphesiz, uluslararası ilişkilerin düzenli yürütülmesi adına tanınan diplomatik dokunulmazlık, diplomatların trafik suçları veya insan hakları ihlâlleri gibi eylemlerine karşı bireylerin hak arama yollarının kapalı olması veya en azından pratik olmaması anlamına gelmekte ve suçun veya ihlâlin mağduru kişilerde adalet inancını zayıflatmaktadır. Oysa, ülkede kurulu hukuk ve kamu düzeninin herkes bakımından etkinliği evrensel hukuk ilkesi hukukun üstünlüğünün temel gereğidir. Ayrıca, hukuk karşısında eşitlik evrensel hukukun temel bir ilkesidir.

Ulusal hukuk ve düzenlemelerin herhangi bir şekilde ihlâli durumunda diplomatik dokunulmazlık statüsü bir kurtuluşa imkân vermemelidir. Kısaca bu statü sahibine keyfî alan açmaya değil, diplomatik misyonunu tam anlamıyla yerine getirmesine yönelik olarak anlaşılmalıdır.

I. Diplomatik Dokunulmazlık ve Ayrıcalıklara İlişkin Uluslararası Hukuk

Diplomatlara dokunulmazlık tanıma uygulaması uzun bir tarihi sürece sahip olsa da uluslararası hukukta yer alması 1708’e kadar söz konusu olamamıştır. Tarihte diplomatik dokunulmazlık kurallarını kodifiye etmek için ilk uluslararası teşebbüs 1895’te Uluslararası Hukuk Enstitüsü Taslak Sözleşmesi’yle olmuştur. Diplomatik dokunulmazlık konusunu uluslararası hukukta düzenleme konusu yapan çabalar ise 1920’lerde başlamıştır. Latin Amerika devleti tarafından bölgesel düzeyde yürürlüğe konulan 1928 Diplomasi Memurlarına İlişkin Havana Sözleşmesi bu anlamda bir başlangıç kabul edilebilir. Bu sözleşme diplomasi personelinin hiçbir şekilde devlet başkanını temsil etmediğini ve sadece hükümetlerini temsil ettiğini vurgulamaktadır. Bu sebeple diplomasi personeli sadece resmi görevlerini yerine getirme bakımından gerekli olan dokunulmazlık ve ayrıcalıklara sahip kılınmıştır. Günümüzde uygulanan uluslararası hukuk esas itibarıyla iki uluslararası sözleşmeye dayanmaktadır: 

Birincisi, 1957’de BM Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun diplomatik ilişkileri evrensel düzeyde düzenlemek üzere hazırladığı 1961 Viyana Diplomasi İlişkileri Sözleşmesi (1961 Viyana Sözleşmesi)’dir. Bu sözleşme, diplomatların dokunulmazlık ve ayrıcalıklarına ilişkin modern hukuku oluşturmaktadır. Yine bu sözleşme, tarihsel olarak diplomatlara tanınan hemen hemen sınırsız dokunulmazlık ve ayrıcalıklara standart getirmek, egemen devletler arasında diplomatik misyonları kurmak üzere ve esasen uluslararası örf ve âdet hukukunda var olan diplomatik dokunulmazlık ve ayrıcalıkları, yani uluslararası hukukun en eski ve en temel kurallarını kodifiye etmektedir.

İkincisi, 1963 Viyana Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesi (1963 Viyana Sözleşmesi)’dir. Devletler uluslararası ilişkilerinde, diğer devletler nezdinde diplomatik personel bulundurmak suretiyle temsil edilmektedirler. Bunun yanında, herhangi bir suretle başka ülkelerde bulunan vatandaşlarına karşı yürütmekle yükümlü bulundukları hizmetleri yerine getirmek için de bu ülkelere konsolosluk personeli görevlendirmektedirler. 1961 Viyana Sözleşmesi elçilerin akreditasyonu (m. 14), elçilik araçlarında bayrak kullanımı (m. 20), yerel vergilerden muafiyet (m. 23) gibi diplomatik dokunulmazlık ve ayrıcalık konularını detaylı şekilde düzenlemektedir. 1963 Viyana Sözleşmesi ise konsoloslar ve makamlarının resmi işlevleriyle ilgili dokunulmazlık ve ayrıcalık konularına detaylı şekilde yer vermektedir.

Şu halde, 1961 Viyana Sözleşmesi ile 1963 Viyana Sözleşmesi diplomatik ve konsolosluk personeline ilişkin modern dokunulmazlık ve ayrıcalıkların temelini oluşturduğu söylenebilir. Bu temelde, her iki sözleşmenin oluşturduğu pozitif uluslararası hukuk, temsil ve işlevsel gereklilik (görev) anlayışını yansıtmaktadır. 1961 Viyana Sözleşmesi (m. 2) ve 1963 Viyana Sözleşmesi (m. 2) hükümleri anlamında devletlerin daimi diplomatik ve konsolosluk ilişkileri karşılıklı antlaşmalarla kurulmaktadır. Bu anlamda diplomatik ilişkiler siyasi karakter taşımaktadır ve sadece uluslararası toplum tarafından tanınmış rejimler veya egemen devletler arasında söz konusudur. Oysa, konsolosluk ilişkileri siyasi sonuçlar doğurmamakta ve tanınmamış rejimler veya egemenlik statüsünde bulunmayan devletlerle de yürütülebilmektedir. Zira, konsolosluk ilişkileri devletlerin yabancı ülkelerdeki vatandaşlarının hizmetlerine yönelik olarak kurulmaktadır. Konsolos ve konsolosluklar kurumu ikamet eden elçiler ve daimi diplomatik misyonlardan daha eskidir. Dolayısıyla konsoloslarla ilgili daha çok uluslararası örf ve âdet hukuku kuralı bulunmaktadır. Her iki sözleşmenin Başlangıç bölümlerinde iki önemli ilke ifade edilmiştir.

İlk olarak, farklı sosyal ve anayasal sistemlere bakılmaksızın devletlerarası diplomasi ve konsolosluk ilişkilerinin kurulmasıyla, diplomasi ve konsolosluk personeline dokunulmazlık ve ayrıcalık tanınmasına ilişkin bu sözleşmelerin devletlerarası dostça ilişkilerin geliştirilmesine katkı sağlayacağı beklenmektedir. İkinci olarak ise, bu sözleşmelerle tanınan dokunulmazlık ve ayrıcalıklar kişisel yarar sağlamaya değil, diplomatik ve konsolosluk işlevlerinin etkin bir şekilde yürütülmesine yöneliktir.

Bu sözleşmelerin amacı, Birleşmiş Milletler Antlaşması’nda ifade edilen uluslararası barışı ve güvenliği sağlama ve koruma, egemen devletler arasında dostça ilişkileri geliştirme teşvik amacıyla da uyumlu görülmektedir. Nihayet bu sözleşmelerin Başlangıç hükümleri, bu sözleşmelerde somut olaylara uygulanabilecek hüküm bulunmaması durumunda uluslararası örf ve âdet hukukunun uygulanacağını bildirmektedir.

II. Diplomatik Dokunulmazlık ve Ayrıcalıklar

Dış ülkelerde bulunan yabancı hükümet temsilcilerini uluslararası çatışma zamanında saldırılara karşı koruma ve uluslararası medeni ilişkilerin geliştirilmesi amacından kaynaklanan diplomatik dokunulmazlık ve ayrıcalık, uluslararası örf ve âdet hukukunun temel bir ilkesini oluşturmaktadır. Uluslararası ilişkilerin belirli bir saygı ve nezaket dahilinde gerçekleşmesi için uluslararası hukuk birtakım kurum ve kurallara yer vermiş bulunmaktadır. Bu kurumların en önemlisi diplomasi personeline misyonlarını tam anlamıyla yerine getirebilmeleri için tanınmış bulunan ayrıcalık ve dokunulmazlık haklarıdır.

Diplomatik dokunulmazlık, 16. yüzyıldan itibaren başlıca üç yaklaşımla anlatılmaktadır: 

Ülkedışılık; kişisel temsil ve işlevsel zorunluluk. Daimi ikamet eden misyon uygulamalarından (15. yüzyılda) sonraki ilk yüzyıllarda itibar edilmiş olan bu anlayış, diplomatik misyonların kullandığı kabul eden devlete ait ülke parçasının gönderen devletin ülkesinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğine dayanmaktadır. Bu anlayışa göre, diplomatların kendileri, evleri ve işyerleri varsayımsal olarak gönderilen devletin değil, gönderen devletin ülke sınırları dahilinde kabul edilmektedir. Gönderilen devlet, bunlara gönderen devletin topraklarındaymışçasına muamele etmek durumundadır. Literatürde ilk yazarlar, örneğin, Emmerich de Vattel (1758) ve James Lorimer (1883) bir elçinin evi ve kişiliğinin kabul eden devlet ülkesinde değil gönderen devletin ülkesinde bulunduğunu vurgulamışlardır. Lorimer, bu anlayışı ‘bir İngiliz elçi, ailesi ve eşyasıyla ülke dışında kamu hizmeti görürken, aslında İngiltere’de ikamet etmektedir’ şeklinde ifade etmiştir. Dolayısıyla, bu varsayım temelinde yabancı elçi kabul eden devlet ülkesinde ikamet etmediğinden yerel hukuka tâbi olması söz konusu olmamaktadır. Tarihsel olarak en eski olan bu anlayış günümüzde hemen hemen terk edilmiş bulunmaktadır. 

Kişisel Temsil (Individual Representation): Bu anlayışta bir elçinin kabul eden devlet nezdinde gönderen devletin veya devlet başkanının kişiliğini temsil ettiği kabul edilmektedir. Temsilcilere, müzakerelerde bulunan, dost edinen veya talepleri reddeden gönderen devletin egemen gücüymüş gibi muamele edilmiştir. 16. ve 17. yüzyılın büyük teorisyenleri Grotius, Van Bynkershoek, Wicquefort ve Vattel bu anlayışın savunucuları olmuştur. Ross’a göre bu yaklaşım, bireysel olarak diplomatı kabul eden devletin hukukunun üstünde görmektedir. Oysa, diplomat temsilci gönderen egemen devletle aynı derecede dokunulmazlığa sahip olmamalıdır. Ayrıca, bu yaklaşım, diplomatın tam olarak kimi temsil ettiğini ve diplomatların kişisel hareketlerinin sonuçlarından korunmasını açıklayamamaktadır. McClanahan’a göre kişisel temsil anlayışı, işlevsel gereklilik anlayışı kapsamında devam etmektedir. Yani işlevsel gereklilik yaklaşımı kişisel temsil yaklaşımını içermektedir. Diplomasi personeline dokunulmazlık tanıma kişisel temsil ve işlevsel gereklilik yaklaşımlarına dayanmaktadır. Diğer bir ifadeyle, diplomatik dokunulmazlık ve ayrıcalıklar hem diplomatik misyonun tam anlamıyla yerine getirilmesini sağlamak içindir hem de diplomatların gönderen devletin kişiliğini temsil etmelerine dayanmaktadır. Nitekim, 1961 Viyana Sözleşmesi diplomasi personelinin gönderen devleti temsil ettiğini (m. 3) açıkça ifade etmektedir. Ayrıca, 1961 Viyana Sözleşmesi Başlangıcı diplomatik dokunulmazlık ile gönderen devleti temsil etmesi itibarıyla diplomatların işlevleri arasındaki ilişkiye işaret etmektedir. 

İşlevsel Gereklilik (Functional Necessity): Elçilerin, atanmalarındaki amacı güven içinde, serbestçe, düzenli ve başarılı bir şekilde yerine getirebilmeleri için zorunlu dokunulmazlık ve ayrıcalıkların tanınması gerektiği anlayışına en büyük vurguyu Vattel yapmıştır. Bu işlevsel gereklilik anlayışı günümüzde geniş kabul görmektedir. Bu kabul, esas itibarıyla, işlevsel gereklilik anlayışının diğer iki yaklaşımdan daha dinamik ve uyarlanabilir olmasından kaynaklanmaktadır. Bu anlayışa göre, bir diplomatın dokunulmazlık ve ayrıcalıkları diplomatik işlevlerini yerine getirmesi için gerekli (zorunlu) olmasına dayanmaktadır. Diplomatların serbestçe hareket edebilmesi, hükümetlerini temsil ederken herhangi bir gereksiz zorluk veya engelle karşılaşmaması gerekmektedir. Diplomatlar kendi hükümetlerine güven içinde rapor verebilmeli, bulundukları ülkenin şartlarını gerçek anlamda gözlemleyebilmelidir. Diplomatların özel harcamalarının yerel vergilerden muaf ve kişisel hareketlerinin yerel yargı yetkisinden bağışık olması, resmi görevlerini yürütebilmeleri bakımından her türlü müdahaleden uzak olmaları gerekmektedir.

Nihayet, modern uygulamada devletler diplomatlarından antlaşmaların müzakere edilmesi, sosyal ve kültürel kimi faaliyetlerde bulunulması gibi ek görevler de isteyebilmekte, dolayısıyla bu görevlerin de dokunulmazlık statüsü içinde yürütülmesi gerekmektedir. Görülüyor ki bu yaklaşım günümüz ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermekle birlikte değişime uyarlanabilir ve genişleyebilir niteliktedir.

KAYNAKÇA

  • Grant V. McClanahan, Diplomatic Immunity: Principles, Practices, Problems (Hurst &
    Company, London, 1989), s. 19-27.

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

35
kmlackl

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.