Bir Ömür Beraber: Siyam İkizleri

7 min


45

Bir hakim olsaydınız ve iki kardeşten birini hayatta tutma kararı verecek olsaydınız kimi, neye göre seçerdiniz? Böyle bir seçim ne şartlarda önüme gelir diyorsanız aşağıda özetlenen Mary ve Jodie davasına bakabilirsiniz.

Şimdi sizden farklı bir perspektiften bakmanızı istiyorum. Ortaçağda; tıptan, biyolojiden, teknolojiden uzak olduğunuz bir yerde yaşadığınızı düşünün. Ve birbirine vücudunun belli kesimlerinden yapışık olarak dünyaya gelmiş bebekler… Ne düşünürdünüz?

Tarihsel süreç içinde yapışık ikizler farklı şekillerde anlaşılmış, insan olmadıklarına dair düşünceler yer almış; “cadı çocuğu” , “ucube” gibi sıfatlarla anılmışlardır. Daha sonraki süreçte bilimsel nedeni döllenmiş yumurtanın organ gelişimi başladıktan sonra bölünmesine bağlı olarak tam bir ayrılma olamaması sonucunda gelişmesi sonucu oluşan tek amnion keseli ve tek kordonlu tek yumurta ikizleridirler. Eskiden onlardan korkulan, belki de bu yüzden öldürülen, toplumdan soyutlanan yapışık ikizler bir diğer adıyla siyam ikizleri aslında anne karnında gerçekleşmesi gereken ama tam olarak gerçekleşemeyen bir ayrılma olayıdır. Bazı durumlarda ikizlerin ayrımı mümkünken özellikle ortak organ kullanan siyam ikizleri için ayrım söz konusu olamamaktadır.

Tüm bunların arkasında hukuksal problem bu ikizlerin ayrı ayrı kişilikleri olup olmaması hususunda başlar. Hipokrat bu durumu “Bir insana yetecek tohumun bulunması, fakat aynı tohumun iki varlık için yetersiz olması hali” olarak açıklar. Hipokrat’ın perspektifinden bakacak olursak yapışık ikizlerin sahip oldukları vücutları, zekâları ve hayatlarını devam ettirmeleri için gerekli diğer şeylerin iki varlık için yetersiz olduğunu yani tek kişi sayıldıklarını düşünmeliyiz. Peki, siyam ikizleri ayrı ayrı hukuk kişisi olarak sayılabilirler ve hak ehliyetine sahip olabilirler mi? Bunun yanında yaptıkları fiillerden sorumlu olabilir borç altına girebilirler mi?

HAK EHLİYETİ ANALİZİ

Türk hukuku için bir şeyin kişi sayılması için insandan doğan insandır görüşü benimsenir. İnsandan doğmak kişi olmak için yeterliyken kişilik kavramı bu durumdan biraz daha farklıdır.4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu madde 28: “Kişilik çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.” Bu maddeye göre kişiliğin başlaması için iki şart vardır. Sağ doğumun gerçekleşmesi ve tam doğum olması.

Sağ doğum; çocuğun çok kısa bir süre için de olsa anne vücudundan ayrıldıktan sonra anneden bağımsız olarak yaşamasıdır. Çocuğun ne zaman sağ doğumunun gerçekleştiği üzerine ortaya atılan görüşlerden doktrindeki Türk hukukunca da kabul edilen görüş çocuğun yaşadığını gösteren herhangi bir belirtinin varlığı yönündedir.

Siyam ikizleri içinde annelerinin vücudundan ayrılmış ve çok kısa süreliğine de olsa anne vücudu dışında hayat bulabilmişler ise bu bulma ve ayrılma hali her iki kardeş için de gerçekleşmiş sayılır. Böyle bir durum varlığında iki farklı bilince sahip varlık için tek bir ayrılma halinin ve tek bir anne vücudu dışında hayat bulma halinin varlığından söz etmek imkânsızdır. Bunların yanında kalpsiz ya da beyinsiz doğan çocukların kişiliğinin olduğu farz edilirken diğer yandan zekâ yönünden çoğu zaman bir engelleri olmayan yapışık ikizlere kişiliklerini vermemek mümkün değildir.

Hak ehliyetine sahip olabilme şartı insan olmadır ve her insanın sadece insan olmasından dolayı hak ehliyeti vardır. Siyam ikizleri tam ve sağlam doğumları sonucunda ayrı ayrı kişiliğe sahip olur. İnsan Hakları Evrensel Bildirisi madde 6 “ Herkesin, her nerde olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.” Yapışık ikizlerin de ayrı kişiliğinin olduğunu ele alırsak bu bildiriye göre her ikisinin de hukuksal kimliklerinin tanınma hakları var.

Dünyanın en yaşlı yapışık ikizleri olarak bilinen Amerikalı Ronnie ve Donnie GALYON, kalçalarından birbirine yapışık ve 65* yıldır hayatta olan kardeşlerin kalpleri ve mideleri ayrı, ancak alt sindirim sistemleri ortak ve bu tek organlar Donnie GALYON tarafından kontrol ediliyor. Kardeşlerin bir operasyonla ayrılmaları günümüz tıbbi teknolojilerle mümkün değil. 65 yıldır bu şekilde yaşayan kardeşler Amerika Birleşik Devletlerince ayrı birer birey olarak kabul ediliyorlar. Nitekim Ronnie ve Donnie kardeşlerin kendilerine ait ayrı ayrı kimlikleri, pasaportları ve sosyal güvenlik numaraları var.

Ronnie & Donnie
 

FİİL EHLİYETİ ANALİZİ

Yapışık ikizlerin sadece insan olmalarından dolayı kazandıkları ehliyetleri dışında kendi eylemleriyle de hak elde edip, hakları kullanabilmeyi belirleyen ehliyete sahip olma durumları da mümkündür.

Fiil ehliyeti, kişinin bizzat kendi eylemleriyle özel hukuk kaynaklı haklarını kullanmak ve kendi leh ve aleyhine hak ve borç yaratma iktidarıdır. Bir kimsenin fiil ehliyetine sahip olabilmesi için üç şart gerekmektedir. Ayırt etme gücü, ergin olma ve kısıtlı olmama.

Ayırt etme gücü doktrinde kişinin kendi fiilleriyle neden olduğu hukuki sonuçları önceden seçebilme ve buna uygun davranma yeteneğidir. Kanun koyucu 13.maddede ergin ve aynı zamanda akıl hastalığı gibi durumları bulunmayan herkesin ayırt etme gücünün var olduğunu kabul etmiştir. Bu da “ayırt etme gücünün varlığı karinesi” koymuş anlamına gelir. Bir karine söz konusu olduğu için var olduğunu değil yok olduğunu savunursak, yokluğunu ispat etmemiz gerekir. Doktrine göre de kişi ergin sayılmasından dolayı ayırt etme gücüne sahiptir.

Yapışık ikizler açısından durum ise şöyledir; ikizlerin kişiliklerinin ayrı olmasından dolayı her birinin ayrı ayrı ayırt etme güçlerinin varlıklarından söz edilir. Ayırt etme gücünü ortadan kaldıran haller Türk Medeni Kanunu’nda belirtilen akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ve benzeri gibi hallerdir. Yapışık ikizlik sendromundan kaynaklı bilinen akıl zayıflığı veya akıl hastalığı etkileri yoktur. Oluşmuş iki farklı baş, beyin ve beyin fonksiyonları vardır. Başka bir hastalıktan kaynaklı oluşmadıkça akıl zayıflığı göstermez. Yapışık kardeşler için yapışık olma durumlarından ayrıca başka bir durumun varlığından kaynaklı ayırt etme güçlerini kaybetmedikleri süre boyunca her iki kardeş için de ayırt etme güçlerinin varlığı söz konusudur. Ayırt etme gücünün varlığı karinesi dolayısıyla ayrık haller oluşmadığı sürece de ayırt etme güçlerinin varlığı her iki kardeş içinde bulunmaya devam edecektir.

Türk Medeni Kanunu 11.madde de “Erginlik on sekiz yaşın doldurulmasıyla başlar ” şeklinde düzenlenmiştir. Yapışık ikizlerin her biri on sekiz yaşını doldurup on dokuz yaşına girdikleri anda ergin sayılacaklardır. Her biri için ayrı erginlikten söz edilmektedir. Mahkemeye başvuru durumunda da şartların sağlanması halinde ikizler ergin kılınır. Eğer mahkemeye başvurma sadece tek bir kardeş tarafından yapılırsa sadece onun için erginlik kararı verilir.

Kısıtlı olmama, fiil ehliyetinin olumsuz şartıdır. Türk medeni kanunda kısıtlı olunan haller verilmiş ve bu hallerin(TMK.m.405 vd) olmadığı durumlarda kişi kısıtlı sayılmamıştır.

İkizlerin ikisinin de bir diğerinden bağımsız kişiliğinin olması sonucunda ayırt etme güçlerinin de iki farklı bilinç ve iki farklı beyin fonksiyonlarının söz konusu olduğu hallerde birbirinden bağımsız olması, on sekiz yaşlarını doldurup on dokuza girdikleri anda veya kanunda ön görülen diğer hallerde ayrı erginliklerinin olması ve yine Türk Medeni Kanununca 405 ve devamındaki maddelerde düzenlenen kısıtlı olma hallerinin görülmemesi durumunda birbirlerinden bağımsız fiil ehliyetleri vardır. Sadece bir kardeş için ayırt etme gücünün bulunmaması, ergin olamaması veya kısıtlı olma sebeplerinden herhangi birine ya da birden fazlasına sahip olması halinde sadece şartı sağlamayan kardeş için fiil ehliyetinin olmadığı söylenir. Diğer kardeşin kişiliğine ve hukuki varlığına saygı gösterilerek fiil ehliyeti varlığı kabul edilir.

MARY ve JODIE

Yapışık ikizlikte en çok karşılaşılan dava Mary ve Jodie’nin ayrılma operasyonunun mahkemeye taşındığı durumdur. 8 Ağustos 2000 de Manchester’da dünyaya gelen Mary ve Jodie (gerçek isimleri olmamakla birlikte literatür de bu şekilde bilinmektedir) yapışık ikiz olarak doğdular. Ayrı organları olmalarına rağmen daha zayıf olan kardeş Mary’nin organları için gerekli oksijenli kan Jodie tarafın karşılanmaktaydı. Mary’nin sağlıklı bir nörolojik gelişiminin olmaması ve Jodie’nin daha güçlü ve işlevsel organlara sahip olması doktorlara er geç ölecek olan Mary’yi ameliyatla(sonucunda da öleceği) Jodie’den ayırmayı düşündürttü. Dini sebeplerinden dolayı operasyona izin vermeyen aileye doktorlar Mary’yi ayırdıklarında onu öldürecekleri için, diğer yandan Mary’nin ayrılmaması Jodie’ninde vücudunda bozukluklara neden olacağı için ayırmamak Jodie’yi de öldürmek olduğundan dava açmaya karar verip kararı mahkemeye bıraktılar. Yargıçlar öncelikle Mary’nin kişiliğinin olup olmamasına baktılar ve literatür de ikizlerden her birinin kısıtlı da olsa beyin faaliyetleri varsa kişiliklerinin de olduğu yönde.  Yargıçlarda her iki kardeş için ayrı kişiliği olduğunu kabul edip hak sahibi olabileceğini söylediler. Bundan dolayı ailenin Mary’nin yaşama ve vücut bütünlüğünü koruma hakkı vardı ve buna saygı duyulmak zorundaydı. Fakat diğer yandan Jodie’yi de ölüme sürüklemek gibi bir durum olacağı için yüksek menfaate göre karar verdiler. Jodie’nin menfaati Mary’nin menfaatine ağır basmış ve ameliyat yapılmıştır.

Mary ve Jodie örneğinde her ne kadar Mary’nin yaşama hakkını ihlal edip onun ölümüyle sonuçlanacak bir operasyon gerçekleştirilse de Mary ve Jodie’nin ayrı kişiliklere haklara sahip olduğu yargıçlar tarafından kabul edilmiştir.

Şimdi baştaki sorumu tekrar soruyorum; siz böyle bir davanın hakimi olsaydınız bir kardeşi kurtarmak için diğer kardeşin ölümüne karar verir miydiniz?

       

 

KAYNAKÇA

  • Akıntürk, Turgut, Türk Medeni Hukuku Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul 2016
  • Ankara Barosu Dergisi 

 

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

45
Hazal

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.