Ötanazi

TCK’nda ötanazi eylemi için bir düzenleme yoktur ancak ötanazi eylemi ile doğrudan bağlantılı olan hukuki değer, kişinin yaşamıdır.11 min


19

Aktif ve Pasif Ötanazi Nedir ?

Ötanazi eylemi günümüzde kimi devletlerin bir hak olarak tanıdığı kimi devletlerin ise insan öldürme ile eş tutması gibi suç olarak cezaya kabil olarak gördüğü bir eylemdir. Çalışmamızda ötanazi kavramını, ötanazinin ne olduğunu, karşılaştırmalı hukukta ötanazi eylemine karşı nasıl düzenlemelerinin olduğunu ve Türk Hukukunda ötanazi eylemenin suç iskeletindeki her aşamasını inceleyerek cezalandırılabilirliğini ele alacağız.

Ötanazi kavramı, Fransızca kökene sahip olup dar anlamda “ölme hakkı” anlamını karşılamaktadır[1] . Geniş anlamda ötanazi: İyileşmesinin mümkün olmadığı ve çokça acı çeken kişinin, kendi rızası ile bir hekim tarafından yaşamının sona erdirilmesi eylemidir[2]. Doktrinde ötanazi kavramı,“kolay ve rahat ölüm”, “iyi ölüm”, “tatlı, acısız ölüm”, “ızdırapsız ölüm” gibi çeşitli biçimlerde açıklanmaktadır[3].

Ötanazi, hastanın ölüm zamanına yakınlığı ve uzaklığı[4] , ötanazi uygulanacak kişiye kendi iradesi ile mi yoksa yakınları tarafından mı uygulamanın yapılacağı[5], ötanazi fiilinin işleniş biçiminin nasıl olacağına dair olan ayırım; yani aktif, dolaylı, pasif ötanazi ayırımı[6], ötanaziye karar verenin kim olduğuna dair ayırırım[7] olmak üzere çeşitli şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Biz ötanazi fiilinin yapılış şekline göre ayırıma dikkat çekip, tartışacağız. 

Ötanazi, öğretide ağırlık görüş olarak fiilin yapılışı esasına göre, aktif ve pasif ötanazi olarak ikiye ayrılmaktadır[8] . Bir başka görüş ise aktif ve pasif ötanazi ile dolaylı ötanaziyi de bu ayrıma katmaktadır[9]. Biz bu çalışmamızda daha çok bu ayırım üzerine tartışmaların yoğunlaşması dolayısı ile aktif ve pasif ötanazi ayırımını esas alarak ilerleyeceğiz. 

Aktif ötanazide hastanın bilinci yerinde iken kendi rızası ile hızlı bir ölümün meydana gelmesi için hekim, gerekli dozda ilaçları hastaya vermektedir. Burada aktif, halı hazırda net biçimde görülebilen icrai bir hareket söz konusudur[10] . Hekimin hareketinin doğrudan ve sonuç odaklı olması aktif ötanazinin bir gereğidir. Ötanazi kavramını açıklarken de belirttiğimiz üzere ötanazi, acısız ve ızdırabı yok etme saiki ile meydana gelmektedir. Aktif ve pasif ötanazide de bu saik eşittir ve fiilin uygulanış amacı aynı, ancak yöntemleri ve fiili uygularken ki hareket türleri farklıdır. 

Pasif ötanazide, ağır ve sağlığına kavuşması güç olan hastanın kendi rızasıyla tedavisini bırakması ve ardından hekimin hareketsiz (ihmali) bir harekette bulunmasıyla tedavisine ara verilmesi veya tedavinin durdurulması ile ötanazi fiilinin gerçekleşmesi mevzu bahistir[11] . Pasif ötanazide ızdırap çeken hasta, tedavi olmayı reddetmekte veya tedaviyi durdurmaktadır[12]

Dolaylı ötanazi de hastaya kesin tedaviden çok, yaşamı kısaltıcı, ancak hastanın acılarını hafifletici ilaçların verilmesiyle, aktif ötanazide ki gibi ani bir ölüm değil de; yavaşça verilen ilacın yan etkileri ile ölüm neticesi meydana gelmektedir[13] . Burada hekimin icrai hareketinin varlığından söz edebileceğimiz gibi pasif ötanazideki gibi yavaşça ölümün gerçekleştiğini söyleyebiliriz. dolaylı ötanaziye, aktif-pasif ötanazi kombinasyonu demek yanlış olmayacaktır.

Aktif, pasif ve dolaylı ötanazi ayrımını incelediğimizde hareketlerin icrailik ve ihmalilik açısından farklı olduğu, ani ve yavaş ölümün gerçekleşmesi açısından farklı olduğu sonucunu çıkarabiliriz.

Ötanazi, TCK’da açıkça bir suç olarak düzenlenmemiştir. Ancak TCK’nun kabulü aşamalarındaki tasarılarda ve komisyon görüşmelerinde ötanaziye ilişkin tartışmalar mevcuttur[14] . Neticede ötanazi doğrudan bir suç değildir. Doktrindeki farklı görüşlere göre aktif ve pasif ötanazi, kasten öldürme, kasten öldürmenin ihmali davranışla gerçekleştirilmesi, intihara yönlendirme suçları nezdinde suç olarak kabul edileceği savunulmaktadır. TCK’nda ötanazi eylemi için bir düzenleme yoktur ancak ötanazi eylemi ile doğrudan bağlantılı olan hukuki değer, kişinin yaşamıdır. Kişinin yaşam hakkı diğer tüm hakların kullanılması için ön şarttır. Yaşam olmaz ise diğer hakların varlığı bir anlam ifade etmeyecektir[15]. TCK’nın özel hükümler kısmının sistematiğine baktığımızda kasten öldürme suçunun diğer suçlara göre önce düzenlendiği görülmektedir. Mutlak bir yorum olmayacaktır ancak suçların sıralamasına baktığımızda, yaşam hakkının ceza kanununda önemli bir yer teşkil ettiği dikkate değerdir. Aktif ve pasif ötanazinin cezalandırılmasına ilişkin ve cezalandırılsa dahi hangi suça göre cezai yaptırım uygulanacağına dair birçok farklı görüş mevcuttur. 

Karşılaştırmalı Hukuk Açısından Ötanazi Örnekleri

1) Hollanda

Hollanda’da aktif ve pasif ötanazi serbesttir. Aktif ötanazinin cezalandırılamayacağına dair Ceza Kanunda düzenleme olmasına karşın; pasif ötanazi, tedaviyi reddetme hakkı bağlamında ceza kanununa konu bile olmamıştır[16] 

2) Almanya

Almanya’da aktif ötanazi, Alman Ceza Kanunu madde 216’da “Mağdurun İsteğiyle Adam Öldürme” (Burada insan demeyi kişisel olarak tercih ederdik.) şeklinde suç olarak düzenlenmiştir. Pasif ötanazi için Alman Yüksek Mahkemesi içtihatlarını da göz önüne aldığımızda meşru olarak kabul görmekte ve hekimlere ceza verilmemektedir[17]  

3) ABD

Anglo-sakson hukukuna haiz ABD hukukunda eyaletlerden eyaletlere ötanazinin suç oluşu, indirim sebepleri değişebilmektedir. Pasif ötanazi için tüm eyaletler, bu eylemin suç olmadığı konusunda ortak bir ifade benimsemiştir. Aktif ötanazi tüm eyaletlerde suç olarak kabul edilmekle birlikte, hukuka uygunluk nedenlerinde tartışılan rızanın ise aktif ötanaziyi suç olmaktan çıkarmadığı bilinmektedir[18]  

4) Belçika

Belçika hukukunda ötanazi, sıkı şekil şartları ile meşru olarak kabul edilmektedir. (Ayrıntılı bilgi için bkz. “Bıton Serdaroğlu, Erika, “ÖTANAZİ – ÖLME HAKKI”, MÜHF-HAD, C. 22, Sa.3, s. 463-491, s.473.”)

5) İngiltere

Tedaviyi reddetme veya durdurma olarak karşımıza çıkan pasif ötanazinin suç olarak görülmediğini, bunun yanında içtihatlar doğrultusunda aktif ötanazinin suç olarak kabul edildiği İngiliz Hukukunda karşımıza çıkmaktadır[19] .

Aktif ve Pasif Ötanazi Cezalandırılabilir mi ?

Öğretide aktif ötanazinin yasak olduğu üzerine görüş birliği mevcuttur[20] . Ölüm neticesinin oluşması ile kasten öldürme suçunun gerçekleştiğini; eğer ölüm neticesi gerçekleşmez, yapılan hareketle kişinin vücuduna zarar vermede kalındıysa, kasten öldürmeye teşebbüs suçu işlenmiş olacaktır. AY m.38, TCK m.2 suçta ve cezada kanunilik ilkesine ilişkindir. Ötanazi fiili TCK’da suç olarak kabul edilmemekle birlikte, farklı suç tiplerine göre fiil ötanazi fiilinin kimi çeşitleri cezaya kabil hale gelmektedir. Ötanaziyi suç iskeleti bağlamında inceleyecek olursak eğer:

1) Aktif Ötanazi

a) Tipiklik

aa) Maddi Unsur

aaa) Fail ve Mağdur

Fail, aktif hareketi gerçekleştiren hekimdir[21] . Mağdur ise ızdırap ve acı çeken tedavisi mümkün olmayan hastalığa yakalanan, öldürülen hastadır. TCK’da mağdurun korunan hukuki değeri yaşamı m.81 nezdinde korunurken, istisna hüküm olan Cumhurbaşkanının korunan hukuki değeri yaşamı m.310 kapsamında korunmaktadır[22]

bbb) Suçun Konusu

Aktif ötanazide suçun konusu, korunan hukuki değer kişinin yaşamıdır[23] 

ccc) Fiil (Hareket)

Aktif ötanazide, aktif, icrai bir hareket vardır[24] . Neticenin meydana gelmesi için hekimin hastanın ölümünü gerçekleştirecek nitelikte yeterli dozda maddeyi enjekte etmesi gerekmektedir. 

ddd) Netice

Aktif ötanazi ölümle sonuçlanmadıkça faile öldürme suçu isnad edilemez. Aktif ötanazide netice ölümdür.

eee) Nedensellik Bağı

Hareket ile ölüm neticesi arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Şart teorisine göre hekimin icrai hareketi olmasaydı ölüm neticesi meydana gelmeyecekti diyebiliyorsak eğer nedensellik bağından bahsedebiliriz[25] 

fff) Nesnel Yükleme (Objektif İsnadiyet Teorisi)

Ölüm neticesi hekime objektif olarak yüklenebilmesi için, hekimin oluşturduğu hukukun uygun görmediği esaslı bir tehlikenin neticede vücut bulması gerekmektedir. Neticenin faile objektif olarak isnad edilebilmesi için oluşturulan tehlikenin izin verilen risk kapsamını aşmış olması gerekmektedir[26] . Hekimin hastaya tedavi sürecinde verdiği ilaçların yan etkileri, izin verilen risk kapsamındadır. Ancak aktif ötanazide fail mağdura ölümün gerçekleşmesi için yeterli dozda madde enjekte etmektedir. Burada maddenin enjekte edilmesi, ölüm neticesini doğuracak olan tehlikedir. Bu tehlikeyi failin oluşturmuş olması ve tehlike neticeyi meydana getirmektedir. Yaratılmış olan bu tehlikenin neticeyi oluşturmaması üzerine netice faile objektif olarak isnad edilemez[27]. Örneğin hastaya enjekte edilen maddenin vücutta tesir etmeye başlamasının yanında mağdurun bir hışmı tarafından mağdura silahla öldürücü birkaç el ateş edilmesi üzerine mağdurun silah darbesiyle yaşamını yitirmesi atipik bir olayın gerçekleşmesidir ve bu noktada hekime öldürme suçundan değil de kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kınama yapılacaktır[28].

bb) Manevi Unsur

  Hekim, hastaya enjekte ettiği maddenin hastayı öldüreceğini bilmektedir. Hastaya enjekte edilen madde ile hastanın ani biçimde ölmesi istenmektedir ve enjekte edilen madde ile hastanın öleceğine kesin gözle bakılmaktadır. Bilme ve isteme unsurları tamdır dolayısıyla failin kastı söz konusudur[29] .

b) Hukuka Aykırılık 

  TCK m.26/2’de “…mutlak surette tasarruf edebileceği…hakkın” şeklinde belirtilen hak için rızanın varlığı sonucunda, rıza fiili hukuka uygun hale getirmektedir[30] . Temel hak ve hürriyetler AY m.12’de belirtildiği üzere vazgeçilemezdiler[31]. Yaşama hakkı AY m.15/2’de açıkça belirtildiği üzere temel hak ve hürriyetlerin bir nevidir.[32] Dolayısıyla yaşama hakkı, kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hak değildir. Ne kadar kişi aktif ötanazide rızasının olduğunu ileri sürse de bu rıza hukuka uygun bir rıza değildir ve dolayısıyla hekim hukuka sadık kalarak rızayı dikkate alınmamalıdır. Sonuç olarak aktif ötanazi fiilini hukuka uygun hale getirecek bir husus yoktur.[33] Açıklanan gerekçelerle bu fiil hukuka aykırıdır. 

c) Kusurluluk

  Tipikliğin ve hukuka aykırılığın varlığı, haksızlığın oluşması için yeterlidir. Kusurlulukta ise kusur ehliyeti ve mazeret sebepleri araştırılmaktadır. Hekim aktif ötanazi hareketini gerçekleştirerek, hukuka sadık kalmak var iken hukuka sadık kalmaması söz konusudur[34] . Dolayısıyla kusur oluşmuştur. Hekimin algılama ve algıladığını davranışa yönlendirme yeteneğinin[35] somut olaya göre incelenmesi ile de kusurluluğu azaltan veya kaldıran sebeplerin olup olmadığı araştırılacaktır. Farklı görüş olarak zorunluluk halinin hastanın duymuş olduğu ızdırap dolayısı ile ısrarlı talep halinde kusurluluğu kaldıran veya hafifleten[36] bir neden olması savunulmaktadır[37]

Sonuç olarak aktif ötanazi tipik, hukuka aykırı ve kusurlu bir fiildir ve suçtur. Fail, somut olaya göre değişiklik göstermekle birlikte kasten öldürme[38]  veya kasten öldürmeye teşebbüs[39] suçundan cezalandırılacaktır. 

2) Pasif Ötanazi

a) Tipiklik 

aa) Maddi Unsurlar

aaa) Hareket

Hekimin hareketsiz (ihmali) kalarak hukukun kabul etmediği tehlikeli ihmali hareketi[40]  bulunmaktadır. 

bbb) Netice

Hekimin ihmali hareketi ile ölüm neticesi gerçekleşmektedir.

ccc) Nedensellik

Şart teorisine göre ihmali hareket ile neticenin kurulmasında farklı bir formüle gidilmiştir. Buna göre ihmali hareket gerçekleşmese bile netice kesinlik sınırında gerçekleşmiyorsa ihmali hareket ile netice nedenseldir[41] . Baskın görüş[42] olarak, hekimin ihmali hareketi ile netice arasında nedensellik bahsi es geçilerek pasif ötanazinin cezalandırılamayacağı, rıza bahsinde tartışılmaktadır. Ancak kanaatimizce ötanazinin genel şartı olan ‘tedavi edilemeyecek derecede hasta olan’ bir kimseye ihmali harekette de bulunulmasaydı ölmeyecekti formülü uygulanamayacaktır. İnsanlar doğaları gereği elbet bir gün ölecektir. Pasif ötanazide korunan değer yaşamdır, kişinin daha uzun yaşama imkânı varken onun daha az yaşamasına sebep olan davranış, ceza hukukunun koruduğu yaşama bir saldırıdır. Ancak yukarıda belirttiğimiz kural sebebi ile hekimin ihmal etmeseydi ölüm neticesi gerçekleşmeyecekti hususu tutarlı değildir çünkü netice ölümdür ve hastanın tedaviyi kestikten sonra ne kadar yaşayıp yaşamayacağı şüphelidir. Şüpheden sanığın yararlanması gerekmekte dolayısı ile nedensellik bağı kurulamayacaktır. 

İhmali suçlarda şart teorisinin yukarıda açıkladığımız formülünde ihmali hareket yapılmasaydı netice kesinlik sınırında gerçekleşmeyecekti diyebiliyorsak netice ile ihmali hareket arasında bir nedensellik bağından bahsedebileceğiz. Hastanın tedaviyi reddetmesi veya durdurması sonucunda da hasta yaşamını yitirecektir; hastanın tedaviye devam etmesi sonucunda da hasta yaşamını yitirecektir. Bu halde formülde bahsettiğimiz kesinlik sınırındaki ve pasif ötanazinin maddi unsuru netice olan ölüm, her halükarda vuku bulacaktır.

Biz, pasif ötanazi de tipikliğin maddi unsurunun oluşmadığı sebebi ile suçun oluşmayacağı kanaatindeyiz. Dolayısı ile tipikliğin diğer hususlarının, hukuka aykırılığın ve kusurluluğun incelenmesine sistematik inceleme gereği gerek duymuyoruz. Ancak baskın görüş[43]  olan ve bizim de katıldığımız ancak tipikliğin oluşmaması sebebi ile hukuka aykırılığın incelenmesinin sistematiğe uygun olmadığını düşündüğümüz, pasif ötanazinin suç sayılmamasını rıza ile açıklayan görüş ise şu şekildedir:

Pasif ötanazi ötanazide hasta tedaviyi reddetmekte veya tedaviyi durdurmaktadır. Hasta Hakları Yönetmeliği[44]  m.25 hastanın tedaviyi reddetme ve durdurma hakkı olduğunu belirtmektedir[45]. Burada rıza hukuka uygun hale gelmektedir. Dolayısı ile hekimin rızayı dikkate alması ve hastanın hakkını kullanmasına, hukuka sadık bir kimse olarak mâni olmamalıdır. Pasif ötanazi de suçun tüm unsurları oluştuğunda cezalandırma kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçu[46] veya taksirle adam öldürme suçu[47] veya intihara yönlendirme[48] ile gerçekleştirilecektir.

Kaynakça

  • Akbulut, B., “Kasten Öldürme Suçu (TCK m. 81)”. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 24 (2020): 273-357
  • Akıncı, Şahin. (1998). İrade Muhtariyeti İlkesi ve Şahsiyet Hakları Açısından Ötenazi, Açlık Grevi ve Ölüm Orucu. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 6, (1-2 (Prof. Dr. Süleyman ARSLAN’a ARMAĞAN)) , s. 733-766 . 
  • Alan-Akcan, Esra, “Ötanazi”, İÜHFM, C. LXXI, Sa. 1, s. 3-26
  • Artuk, Mehmet Emin/Yenidünya, A. Caner, Ötenazi, Prof. Dr. Turhan Tufan Yüce’ye Armağan, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayını, İzmir 2001
  • Aygörmez-Uğurlubay, Gülsün Ayhan, Çevreye Karşı Suçlar, Türk ve Alman Çevre Ceza Hukukunda Güncel Sorunlar, 1. Baskı, Yetkin Basımevi, Ankara, 2015.
  • Bıton Serdaroğlu, Erika, “ÖTANAZİ – ÖLME HAKKI”, MÜHF-HAD, C. 22, Sa.3, s. 463-491 
  • Koca, Mahmut/Üzülmez, İlhan, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 13. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2020.
  • Koca, Mahmut/Üzülmez, İlhan, Türk Ceza Hukuku, Özel Hükümler, 5. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2018.
  • Özkara, Erdem, Ötanaziye Farklı Bir Bakış: Belçika’da Ötanazi Uygulaması ve Ülkemizdeki Durum, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı: 78, EylülEkim 2008.
  • Öztürel, A. (1957). ÖTANAZİ. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 14, S. 1-4, Y. 1957, s.261-273. 
  • Sulu, Muhammed., (2016). ‘Ötenazi Üzerine’ İstanbul: Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, cilt: 22, sayı:2, 2016) 552.
  • Tüzün Arpacıoğlu, İşıl, “ÖTANAZİ: TÜRK HUKUKU AÇISINDAN BİR DEĞERLENDİRME”. Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi, C. 4, Sa. 7, s. 110-122 . 
  • Yaşar, Yusuf/Turan, Işıl, “Alman, Avusturya ve İsviçre Yüksek Mahkeme Kararları Çerçevesinde Talep Üzerine Öldürme Suçu ile Ötanazi İlişkisi”, MÜHF-HAD, C. 19, Sa. 1, s. 39-72.

[1] TDK (Türk Dil Kurumu) (2019). Türkçe Sözlük, Ankara, TDK Yayınları, s. 1862.

[2] Berrin Akbulut,” Kasten Öldürme Suçu (TCK m. 81)”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 24/4 (2020); Alan-Akcan, Esra, “Ötanazi”, İÜHFM, C. LXXI, Sa. 1, s. 3-26; Artuk, Mehmet Emin/Yenidünya, A. Caner, “Ötenazi”, Prof. Dr. Turhan Tufan Yüce’ye Armağan, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayını, İzmir 2001, s.300; Akıncı, Şahin . (1998). İrade Muhtariyeti İlkesi ve Şahsiyet Hakları Açısından Ötenazi, Açlık Grevi ve Ölüm Orucu . Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi , C. 6, (1-2 (Prof. Dr. Süleyman ARSLAN’a ARMAĞAN)) , s. 733-766 . s.738

[3]Mehmet Emin/Yenidünya; Yaşar, Yusuf/Turan, Işıl, “Alman, Avusturya ve İsviçre Yüksek Mahkeme Kararları Çerçevesinde Talep Üzerine Öldürme Suçu ile Ötanazi İlişkisi”, MÜHF-HAD, C. 19, Sa. 1, s. 39-72.

[4] Yusuf/Turan, s.52

[5] Yusuf/Turan, s.52

[6] Yusuf/Turan, s.53; Mehmet Emin/Yenidünya, s.301

[7] Yusuf/Turan, s.54

[8]Mehmet Emin/Yenidünya, s.301; Bıton Serdaroğlu, Erika,  “ÖTANAZİ – ÖLME HAKKI”, MÜHF-HAD, C. 22, Sa.3, s. 463-491 s.466

[9] Akbulut, s.335; Tüzün Arpacıoğlu, İşıl, “Ötanazi: Türk Hukuku Açısından Bir Değerlendirme” . Uluslararası Afro-Avrasya Araştırmaları Dergisi , C. 4, Sa. 7, s. 110-122 . s.118

[10]Mehmet Emin/Yenidünya, s.301;Özkara, Erdem, Ötanaziye Farklı Bir Bakış: Belçika’da Ötanazi Uygulaması ve Ülkemizdeki Durum, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı: 78, EylülEkim 2008, s.106; Alan-Akcan, s.6. 

[11]Mehmet Emin/Yenidünya, s.302; Akbulut, s.335.

[12]Tüzün Arpacıoğlu, s.117.

[13] Akbulut, s.335

[14]Tüzün Arpacıoğlu, s.115.

[15] Akbulut, s.277.

[16]Alan-Akçan, s.17.

[17]Alan-Akçan, s.18.

[18] Sulu, Muhammed., (2016). ‘Ötenazi Üzerine’ İstanbul: Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, cilt: 22, sayı:2, 2016) 552, s.564.

[19]Bıton Serdaroğlu, Erika,“ÖTANAZİ – ÖLME HAKKI”, MÜHF-HAD, C. 22, Sa.3, s. 463-491: s.477-478

[20]Bıton Serdaroğlu, ÖTANAZİ – ÖLME HAKKI, s.480.

[21]Mehmet Emin/Yenidünya, s.313; Özkara, s.106; Tüzün Arpacıoğlu s.117.

[22] Akbulut, s.279.

[23] Akbulut, s.277.

[24] Tüzün Arpacıoğlu, s.117.

[25] Mahmut Koca, İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, (Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2020): s.133.

[26] Gülsün Ayhan Aygörmez-Uğurlubay,Çevreye Karşı Suçlar Türk ve Alman Çevre Ceza Hukukunda Güncel Sorunlar, 1. bs. (Ankara: Yetkin Basımevi, 2015). s.166.

[27] Aygörmez-Uğurlubay, s.167.

[28] Koca, Üzülmez, GH, s.135.

[29] Koca, Üzülmez, GH, s.154.

[30] Yusuf/Turan, s.58.

[31] Akıncı, s.744.

[32] Alan-Akçan, s.20.

[33] Tüzün Arpacıoğlu, s.114.

[34] Koca, Üzülmez, GH, s.313.

[35] Koca, Üzülmez, GH, s.315 vd.

[36]Öztürel, Adnan. (1957). ÖTANAZİ. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 14, S. 1-4, Y. 1957, s.261-273: s.270.

[37] Mahmut Koca, İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, (Ankara: Adalet Yayınevi, 2018): s.94.; Alan-Akçan, s.24.

[38] Öztürel, s.267; Mehmet Emin/Yenidünya, s.312.

[39] Koca, Üzülmez, GH, s.135.

[40]Bıton Serdaroğlu, s.467.; Yusuf/Turan, s.55.

[41] Aygörmez-Uğurlubay, s.221.

[42] Tüzün Arpacıoğlu, s.117.; Özkara, s.118.; Yusuf/Turan, s.57.; Bıton Serdaroğlu, s.481.

[43] Alan-Akçan, s.24. 

[44] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=4847&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

[45] Yusuf/Turan, s.62

[46]Mehmet Emin/Yenidünya, s.313.; Yusuf/Turan, s.62.

[47]Mehmet Emin/Yenidünya, s.312.

[48]Mehmet Emin/Yenidünya, s.313.

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

19

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.