Otizmli Çocukların Eğitim Hakkını Yuhalayabilir Miyiz?

Aksaray'da bir okulda otizmli çocukların sınıfının kapatılması için başlatılan protesto iddiaları sosyal medyanın gündemine oturdu.4 min


69

Son günlerde Aksaray’da bir okulda otizmli çocukların protesto edildiğine dair haberler gündemde bir anda yerini aldı. Mehmetçik İlkokulu’nda veliler, okulda eğitim gören otizmli öğrencilerin sınıflarının kapatılmasını talep etti. İddiaya göre, okulun çıkış saatinde bir araya gelen veliler, otizmli çocukları yuhaladı. Aralarında otizmli öğrencilerin de bulunduğu 42 özel eğitim öğrencisinin, diğer öğrencilerin velileri tarafından başka okula gönderilmesi istendi. Veliler arasında yaşanan tartışmalar da cep telefonu kameralarına kaydedilerek, sosyal medyada paylaşıldı.

İddiaların gerçek olma ihtimalinin insanlar üzerinde bir hassasiyet yarattığı ortada olmakla birlikte tarafsız sahadan olaya bakıldığında akıllara başka sorular da gelmekte. Acaba bu protestonun haklılık payı var mı? Kendi çocuklarının ruhsal ve fiziksel açıdan sağlıklı bir ortamda eğitim alamadığını iddia edebilirler mi? Otizmli öğrenciler ile diğer öğrencilerin aynı ortamda eğitim alması herhangi bir sorun teşkil ediyor mu? 

– Bu soruların cevaplarına geçmeden önce “otizm” kavramına kısaca bakabiliriz.

Otizm, doğuştan olan, beynin ve sinir sisteminin farklı yapısından ya da işleyişinden kaynaklandığı kabul edilen nörobiyolojik bir bozukluktur. Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyen ve kişinin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkmakta ve bireylerin sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkilemektedir.

Farklı ülkelerde araştırmaya dâhil edilen otizm spektrum bozuklukları farklılaştığı için ülkeler arası karşılaştırma yapmak zor olmakla birlikte, otizm spektrum bozukluklarının günümüzde yaklaşık olarak her 150 çocuktan birini etkilediği kabul edilmektedir. Otizm spektrum bozukluğunun bölgesi, ırkı, dini ve dili olmadığı için, benzer yaygınlık oranlarının ülkemiz için de geçerli olduğu kabul edilebilir.

– Peki, bu çocukların eğitim hakkının boyutu nedir?

Otizm sahibi bireylerin farklılık sebebi ile özel bireyler oldukları toplum tarafından da kabul edilmiş bir durumdur. Bu nedenle yasalar içerisinde de onların, özel durumu sebebiyle, bazı özel yasal haklara sahip olması gerektiği su götürmez bir gerçektir. 10 Mayıs 1992 Den Haas 4. Austism – Europe Kongresi’nde yayınlanan ve 9 Mayıs 1996 senesinde Avrupa Parlamentosu tarafından yazılı bildirge olarak benimsenen haklara göre otistik bireylerin birçok konuda özel yasal haklara sahip olduğu kabul edilmiştir. Ancak bu haklar her ülkenin kendi yasaları gereğince farklı şekillerde uygulanmaktadır.

Anayasamızın 41, 42, 49, 50, 60, ve 61. maddeleriyle ailenin eğitim-öğretim ve çalışma hakkı ve sorumluluğu ile sosyal güvenlik hakkı konularında herkesin yasa önünde eşit olduğu ifade edilmiştir. 61. maddede ise ‘Devlet sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirler alır’ ifadesi yer almaktadır. Anayasamızın bu maddeleri engelli bireyler için oluşturulması gereken düzenlemelere ışık tutmuştur. Yani devletimiz, sizin otizmli çocuğunuz da dâhil olmak üzere her çocuğa ihtiyaçlarına en uygun eğitimi ücretsiz olarak vermekle yükümlüdür.

Aksaray’daki ilkokulda gerçekleşen olaydaki mağdur otizmli çocukların yaş kategorisine bakıldığında (7-14) bu çocukların normal gelişim gösteren çocuklarla birlikte bir ilköğretim okulunda kaynaştırma eğitimi alabilme imkânları olmakla birlikte, bunun mümkün olmadığı durumlarda ise, bir otistik çocuklar eğitim merkezinde (OÇEM) ya da normal ilköğretim bünyesinde bir özel eğitim sınıfında eğitime devam etmeleri mümkündür.

Mehmetçik İlkokulunda da otizmli yoğunluklu özel eğitim alması gereken çocuklar için ayrı bir özel eğitim sınıfı açılmış ve 5 yıldır burada eğitime devam edilmektedir. Gerek özel eğitim sınıflarında eğitim görmek gerek de kaynaştırma öğrencisi olarak diğer çocuklarla aynı sınıflarda eğitim görmek yasalarla ve uluslararası belgelerle güvence altına alınmıştır. Otizmli ve diğer özel eğitim alması gereken çocukların eğitim hakkı ile gelişimine normal seyirde devam eden çocukların eğitim hakkının çatışmasının söz konusu olmadığı görülmektedir. Genellikle kaynaştırma eğitiminde söz konusu olabilen zararlı davranışların varlığı halinde, kaynaştırma öğrencisine tekrar rapor yazılarak özel eğitim kurumuna veya sınıfına geçişi talep edilebilir. Sınıfların kapatılması talebinin ise herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. 

Velilerin de protesto haklarının olduğu göz ardı edilmemekle beraber bu protestonun toplumun vicdanını yaralayan nitelikte olup olmadığı tartışması ise yine toplumu oluşturan bireylerin takdirindedir.

Ayrıca bu tartışmalar yerine kendi çocuklarımıza, otizmli çocukların farklılıklarının, onları “öteki” yapmaması gerektiği bilincini vermeliyiz. Devletin de bu farkındalık çalışmalarını ilkokullarda ivedilikle gerçekleştirmesi gerekmektedir. Çünkü hedef, bu çocukları topluma sosyal uyum sağlayabilecek bireyler olarak yetiştirmektir. Rehberlik ve araştırma merkezleri, okul yönetimleri, öğretmenler ve aileler üzerine düşeni yaparak eğitimin kalitesinin artmasına yardımcı olmalıdır. Bu konuda toplumun bütün bireyleri sorumludur. 

“Dünya toplumunda fikirlerimizle yeterince ötekileştirilirken bir de doğuştan gelen farklılıklar nedeniyle birbirimizi keskin uçlara itmek, belki de insanın insanla yaptığı en beceriksiz sosyal paylaşım olarak tarihe geçecektir.”

Kaynakça:

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

69

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.