Hukuk Dışı Kayıt: MOBESE

Bu yazımızda MOBESE kayıtlarının, özel hayatın gizliliğiyle olan ilişkisini ve ceza yargılamasında delil olarak kullanılmasını inceleyeceğiz. 5 min


38

Giriş

Günümüz teknolojisinin gelişmesiyle birlikte bireyin yaşamı, sadece gerçek hayatın bir ögesi olmaktan çıkmış, aynı zamanda korunması mühim olan bir varlık halini almıştır. Özellikle kayıt yapabilen cihazların varlığı sebebiyle kişisel veri niteliğinde olan bireye ait ses ve görüntülerin kaydedilmesi ve bunların adli soruşturma veya kovuşturma aşamasında kullanılması, her koşulda mümkün olmamaktadır. Bu bağlamda MOBESE sisteminin, özel hayatın gizliliği ilkesinin çizdiği çerçeve içerisinde kullanımı, büyük önem arz etmektedir.

MOBESE Sistemi Nedir ve Nasıl Kullanılmaktadır?

MOBESE, kamu idaresinin, kamera ve türevi teknolojik aygıtlardan yararlanılarak, izleme ve kayıt altına alma faaliyetleri için kullandığı bir sistemdir. [1] Bu sistem ile idari kolluk, hukuka aykırı eylemde bulunan kişileri tespit edebilmekte ve bu kişileri söz konusu eylemi icra ederken kullandığı araçlarla birlikte yakalayabilme imkanına sahip olmaktadır.

Ancak önemle belirtmek gerekir ki söz konusu sistemin sağlamış olduğu kolaylık, idari kolluk tarafından gelişigüzel bir şekilde bireylerin takip edilebileceği anlamına gelmemektedir. Bu bağlamda MOBESE sistemi, yalnızca suça konu olan delilleri tespit emek amacıyla kullanılamaz. Buna karşılık günümüzde söz konusu sistem kullanılarak teknik takip ve kayıtlar yapılmaktadır. Hatta söz konusu kayıtlar, adli soruşturma ve kovuşturma aşamasında delil olarak sunulmaktadır. MOBESE sisteminin “önleyici ve düzeni koruyucu” işlevi[2] göz önüne alındığında, yukarıda belirtilen teknik takip/kayıtların ve bunların delil olarak kullanılmasının hukuka aykırı olduğu görülmektedir.

MOBESE Kayıtlarının Ceza Muhakemesi Kapsamında Delil Olarak Kullanılması

Delil, suç teşkil eden fiilin fail tarafında icra edilip edilmediği noktasında hâkimin, maddi gerçeğe ulaşmak maksadıyla kullandığı hukuka uygun ispat araçlarıdır.[3] Mevcut yapısı dikkate alındığında MOBESE’nin, tedbir amacıyla izleme ve denetim yapma fonksiyonunu yerine getirdiği söylenebilir. Söz konusu sistem kullanılarak yapılan izleme faaliyetine konu olan kayıtların delil olarak sunulması hususunda ise ciddi bir sıkıntı bulunmaktadır.

CMK md. 140’a göre ilgili hükümde sayılan suçların işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebepleri bulunması ve başka bir yolla delil elde edilmesinin mümkün olmadığı hallerde, şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlenebilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir. Buna karşılık CMK’nın 140. maddesi uyarınca teknik araçla izleme yapılabilmesi için hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararı gerekmektedir.[4]

Ancak MOBESE kayıtlarının, CMK md. 140 bağlamında delil olarak sunulması mümkün değildir. Bunun başlıca sebebi, MOBESE’nin herhangi bir suçun aydınlatılması amacıyla kurulmamış olmasıdır. Söz konusu sistemin yegâne amacı, kamu düzenini sağlamaya yöneliktir. Bu amaç ise, söz konusu sisteme ilişkin mevcut yasal boşluk dikkate alındığında, yalnızca gözetleme faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilmelidir. Ancak uygulamada kayıtların 30 gün boyunca saklandığı görülmektedir. Bu bağlamda MOBESE’nin kuruluş amacıyla bağdaşmayacak şekilde kayıtların saklanması ve bunların delil olarak sunulması hukuka aykırıdır.

Özel Hayatın Gizliliğine Karşı Bir Tehdit: MOBESE

Özel hayatın gizliliği, bireyin gündelik hayat içerisinde kendini gerçekleştirerek yaşaması için koruma altına alınan hukuki bir değer olarak tanımlanabilir.[5] Söz konusu hukuki değer, Anayasa’nın 20, 21 ve 22. maddeleri ile koruma altına alınmıştır. Bunun yanında AİHS’in 8. maddesine göre herkes; özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir. Bu bağlamda bireylerin görüntülerinin yasal bir zemine sahip olmayan bir sistem tarafından kaydedilmesi, özel hayatın gizliliğine karşı büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Kaldı ki MOBESE kayıtlarının 30 gün süreyle saklanıyor olması[6] ve kamu kurumlarıyla hangi durumlarda paylaşıldığının bilinmiyor olması, Anayasa’nın 17. maddesi ile korunan kişinin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının önünde engel teşkil etmektedir. Çünkü bireyler, izlendiklerini ve görüntülerinin kaydedildiğini bildikleri bir ortamda kendilerini maddi ve manevi anlamda geliştiremezler. Söz konusu verilerin nasıl ve kimlerle paylaşılacağının bilinmemesinin vermiş olduğu korkuyla birlikte kişi, yeniliklere karşı olumsuz bir tavır takınmak zorunda kalır ve bu durum, ileri demokratik toplum yapısını tehdit eder.

Ayrıca Anayasa md. 13’e göre, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması, yalnızca kanunla söz konusu olabilir. Bunun yanında söz konusu haklar sınırlandırılırken “ölçülülük” prensibine ve “demokratik toplum düzeninin” gerekliliklerine riayet edilmelidir. MOBESE sisteminin yasal dayanağının bulunmadığı göz önüne alındığında, söz konusu sistem aracılığı ile yapılan izleme ve kayıt altına alma faaliyetlerinin Anayasa’nın 13. maddesinde sayılan kanunilik şartını yerine getirmediği görülmektedir. Bu sebeple bireyin kamuya açık alandaki faaliyetlerinin, yasal zemine dayanmayan bir sistem tarafından izlenilmesi ve kaydedilmesi, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması hakkını ihlal etmektedir.

Sonuç

2001 yılında hayatımıza giren MOBESE, 2008 yılından itibaren hükümet tarafından kullanımı desteklenmiş ve yaygın olarak kullanılan bir güvenlik politikası halini almıştır.[7] Trafiğin denetimi ve suçun önlenmesi amacıyla seksen bir ilde kurulmuş olan bu sistem, izleme faaliyetiyle yetinmemiş, bulunduğu bölgeyi kayıt altına almaya başlamıştır. Söz konusu kayıtların kaç gün süreyle, hangi sistem ile saklandığı, hangi şartların varlığı halinde kamu kurumlarıyla paylaşıldığı ve devamında kalıcı olarak silinip silinmediğine ilişkin kanuni güvencenin bulunmaması, birçok hak ihlalini de beraberinde getirmiştir. Bireyin sürekli izlenilmesi bir yana, bu görüntülerin kaydedilmesi, özel hayatın gizliliğine ilişkin hak ihlali tartışmasını başlatmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, kamusal alanlarının idare tarafından sistematik olarak kaydedilmesi durumunu, özel hayata müdahale olarak kabul etmiştir.[8]

Bunun yanında söz konusu kamera kayıtlarının “önleyici tedbir”[9] niteliğine farklı bir boyut kazandırılmış ve suçun aydınlatılmasına yönelik olarak ceza yargılamasında delil olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki MOBESE isteminin amacı suçun aydınlatılması değildir. Bu bağlamda CMK md. 140, tedbir mahiyetinde bir hüküm olması ve MOBESE’nin teknik izleme aracı olmaması sebebiyle, ilgili hükme dayanarak söz konusu sistem ile kayıt altına alınan görüntüler, delil olarak sunulamaz. Bu bağlamda CMK’nın 217/2 ve 206. maddelerinde belirtilen hukuka uygun delil elde etme koşulu göz önüne aldığında, MOBESE kayıtlarının ceza yargılamasında delil olarak kullanılmasının, hukuka aykırı olduğu konusunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır.

Bütün bu hak ihlallerinin ve hukuka aykırılığın giderilmesi için atılması gereken ilk adım, MOBESE sisteminin kanunla düzenlenmesi olacaktır. Yapılacak düzenleme ile birlikte kameraların alanında uzman bir kurul tarafından gerekli görülen bölgelerde kurulabileceği ve kayıtlarının bir yıldan uzun olmamak kaydıyla hangi kurum tarafından saklanacağı açık bir şekilde belirtilmelidir. Söz konusu düzenleme yapılırken demokratik toplum ilkeleri göz önünde tutularak bireylerin temel hak ve özgürlüklerine karşı duyarlı bir yol izlenmeli ve kamu güvenliğinin sağlanması amaçlanırken başka hak ihlallerinin gündeme gelmesi riskinden uzak durulmalıdır. Bu bağlamda yapılacak kanuni düzenleme ile özel hayatın gizliliği korunmuş olacak ve söz konusu kayıtların delil olarak sunulması mümkün hale gelecektir.

Kaynakça

[1]Özkan, Halid, Mobese İzleme ve Kayıtlarının Ceza Muhakemesi Hukuku Açısından Değerlendirilmesi,Ceza Hukuku Dergisi, Sayı: 30, Cilt:11, 2016, sf. 64.

[2] Şen, Ersan, Mobese ve Kamera Sistemi ile İzleme, 2016, https://www.hukukihaber.net/mobese-ve-kamera-sistemi-ile-izleme-makale,4576.html, E.T. 10.02.2022.

[3] Gökçen, Ahmet/ Çakır, Kerim, Ceza Muhakemesinde Delil, Delillerin Muhafazası, Toplanması, Değerlendirilmesi ve Delil Yasakları, D.E.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Prof. Dr. Durmuş TEZCAN’a Armağan, C.21, Özel S., 2019, s. 2912.

[4] YARGITAY 20. CEZA DAİRESİ Esas: 2015/15895 Karar: 2016/1979 Tarih: 11.04.2016.

[5] Doğan, Baran, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası, https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/ozel-hayatin-gizliligini-ihlal-sucu.html, E.T. 11.02.2022.

[6] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/hukuksuz-goz-419624

[7] Taşcı, Ufuk, Güvenlik Amaçlı Gözetim Aracı Olarak Türkiye’de Mobese ve Eleştiriler, CBÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ, Cilt:14, Sayı:2, 2016, E.T. 12.02.2022.

[8] Öztürk Abanoz, Buket, Biri Bizi Hukuka Aykırı Gözetliyor: MOBESE Kameraları, https://blog.lexpera.com.tr/biri-bizi-hukuka-aykiri-gozetliyor-mobese-kameralari/, 2019, E.T. 12.02.2021.

[9] Özkan, Halid, Mobese İzleme ve Kayıtlarının Ceza Muhakemesi Hukuku Açısından Değerlendirilmesi,  Ceza Hukuku Dergisi, Sayı: 30, Cilt:11, 2016, sf. 64.


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

38

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.