İdam Cezası Suç Oranlarını Düşürür mü?

Cezaların tek amacı cezalandırmak değil, aynı zamanda resosyalize ederek kişiyi topluma geri kazandırmaktır.4 min


60

Ölüm cezası, devletin suçun karşılığı olarak bir mahkumun hayatına son vermesidir. Ölüm cezasına çarptırılan kişinin cezasının infaz edilmesine idam denir. 

Son yıllarda ülkemizde yaşadığımız acı olaylar sonrası sık sık idam söylemleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Fakat içimizdeki öfke doğru yönlendirilmediğinde sonuçları toplum için faydalı olmaktan çok intikam almaya yönelik, hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan sonuçlar doğuracaktır.

Öncelikle idam cezasının uzun vadede caydırıcı olmadığını söylemekle başlamak gerek. İlk zamanlarda belki suç işleyenlerin sayısı azalacaktır fakat bu ceza ne kadar korkutucu olsa da zamanla normalleşecektir. Hatta dibe battığını düşünen insanların ‘zaten her halükarda sonunda ölüm  var’ düşüncesiyle daha fazla suç işlemesine olanak sağlayan durumlar yaratacaktır. Tecavüzün idam taleplerini artırdığını düşünürsek bir kişiye tecavüz eden kişi öldürüleceğini bildiği için sayılar artık önemsiz olacaktır. Bu durumda da hak tam anlamıyla sağlanmış olmayacaktır. Beş kişiye karşı suç işleyenle tek kişiye karşı suç işleyen aynı cezayla yargılanabilir mi? Sonuçta beş kişiye tecavüz eden kişiyi beş kere idam edemeyiz değil mi? Bir başka mesele de ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bir kişi hapishane ortamında kalmaktansa ölümü tercih edecektir. İdam, suçlu için tek seferliktir ve ömrünün kalanını hapishanede zor şartlar altında  geçirmektense tercih edeceği bir seçenek olacaktır. Onlar için bu bakımdan ödül olacağını düşünüyorum.

Yine tecavüz açısından idam cezasının hala uygulandığı ülkelere bakacak olursak idamın uygulandığı suçlar bu ülkelerde daha yaygındır. Woman Stats Project’in 2011 rakamlarına göre tecavüzün en yaygın olduğu ülkelerin başında ortalama her 100 kadından 60’ının tecavüze uğradığı Afganistan, Hindistan, Pakistan, Suudi Arabistan, Yemen, Irak, Suriye, Ürdün, İran, Sudan ve diğer Afrika ülkeleri geliyor. Sayılan  ülkeler aynı zamanda Çin ve ABD dışında idam cezasının en yağın olarak uygulandığı ülkelerdir.

Woman Stats Project’e göre tecavüz ortalamasında ikinci grubu Çin, Vietnam, Laos, Tayvan, Güney Kore, Tayland gibi ülkeler oluşturuyor. Ancak başta Çin olmak üzere bu ülkeler idam cezasının uygulandığı ülkeler arasında sıralanıyor.
ABD dünyada idam cezasının en fazla uygulandığı ülkelerin arasında ön sırada yer alıyor. Özellikle ABD’nin idam cezasının uygulandığı eyaletlerde, idamın uygulanmadığı eyaletlere göre suç oranlarının fazlalığı dikkat çekmektedir.

Tablodaki veriler de bize bunu açık şekilde göstermektedir ki idam cezası uzun süreli caydırıcı olmayacaktır.

Türkiye’de 1920 ile 1984 yılları arasında 15’i kadın toplam 712 kişi idam edildi. İstiklal Mahkemeleri kararlarıyla idam edilenler bu sayıya dahil değil. Türkiye’de 34 yıldır fiilen uygulanmayan ve 16 yıldır da hukuken bulunmayan idam cezası, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra meydanlarda atılan “idam isteriz” sloganlarıyla yeniden gündeme gelmişti.

Türkiye idam cezasına karşı tutumunu 2004 yılında göstermiştir. TR 1954’te AİHS’ye imza atmıştır. Tüm koşullarda idamın kalkmasını öngören protokol ise 2004 yılında onaylanmış ve 2004’te idam cezası Türk hukukundan kaldırılmıştır. 1984’ten beri de fiilen uygulanmıyordu. Türkiye,  AİHS’yi ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nde idam cezası protokolünü imzaladığından dolayı artık idam cezasının geri getirilmesi pek de mümkün değildir.

Bütün bunları bir kenara bırakacak olursak ( ki bırakmamız mümkün değildir) idam cezası geldiğinde ya yargı yanılırsa? Ya idam cezalarında keyfiliğe gidilirse? Ya sadece iktidara (X partisi Y partisi fark etmeksizin) muhalefet olanlar üzerinden gerçekleştirilirse? Ya da 12 Eylül 1980 darbesinden sonra olduğu gibi “ölüm cezasının yerine getirilmemesinde kamu yararı görülmediğinden” denilerek idam edilirse? 

Tüm bu olasılıklar düşünüldüğünde idamın hala adaleti sağlayacak bir araç olduğunu söyleyebilir miyiz? Ölüm cezasında bir yanlışlık olmuş denilebilir mi? Giden bir can geri getirilebilir mi? Bütün bu durumlar enine boyuna düşünülmeli konuşulmalıdır. Yapılabilecek şey cezaların caydırıcılığının artırılması, azılı suçluların aftan yararlanamaması, iyi halden faydalanamamasıdır. Suçlulara psikolojik cezaların (hücre hapsi) uygulanmasıdır. Çünkü cezaların tek amacı cezalandırmak değil, aynı zamanda resosyalize ederek kişiyi topluma geri kazandırmaktır.

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

60
irem

2 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  1. Öncelikle paylaşım için teşekkürler fakat büyük beklentilerle gelmeme rağmen malesef zayıf bir yazı buldum. Argümanlar sadece kişisel düşüncenin desteklenmesi amacıyla seçilmiş. Konuya girişin daha objektif araştırma verilerinin daha güvenli ve belirgin, sonucun ise daha gerekçeli olması gerekirdi. İdamın caydırıcılığı ve uygulamasındaki muhtemel hatalar konusunda yazarın düşüncelerini popüler söylemlerin ötesine geçmeyen derinlikte ve kendi içinde çelişkili buldum.

    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Belki de haklısınızdır yazarken daha dikkat etmeliyimdir. İlk yazım olduğu için sanıyorum ki mazur görülebilir, ileriki yazılarımda daha dikkat edeceğim, teşekkürler tekrardan.