Genel

Türkülere Konu Olmuş Kadın Bodrum Hakimi

5 min


57

http://lawtudent.com/wp-content/uploads/2017/11/C29B0B1F-6041-4E02-B4D2-510DBEB24A85-226x300.jpeg

Mefaret Tüzün’ün adı Türkiye’deki ilk kadın hakimler arasında geçer ve kendine yakılmış türküde ise Bodrum Hakimi olarak ifade bulur. Mefaret Tüzün Kütahya'nın Tavşanlı ilçesinde 1906 yılında doğdu. Cumhuriyet ilan edildiğinde, 17 yaşındaydı. Atatürk'ün Türk kadınına verdiği onuru hakkıyla taşıyacak kadar güçlüydü. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirmiş ve Türkiye'nin ilk kadın hakimlerinden birisi olmuştu. Genç Türkiye'nin ve çağdaşlığın önemli dinamiklerinden biriydi. En önemlisi, çağdaşlarından çok önce kendisine tanınan hakların ve sorumluluğunun bilincindeydi. Hiç evlenmedi, hep yalnız yaşadı. Ta ki 1951 yılında ve 45 yaşında iken, onu çok iyi anlayan ve seven, güvenebileceği bir erkek çıktı karşısına… Onunla da nişanlandı.

Hakime hanımın ilk görev yeri Kütahya Tavşanlı ilçesiydi. Tavşanlı’da büyük bir üne kavuştu. Çok güzel olması ve iyi giyimiyle dikkat çeken bir kadındı. Erkekler onunla konuşurken kendisine büyük bir saygı duyarlardı. Çok kültürlü ve adalet timsali olmasıyla da dikkat çekerdi. Nişanlandığı yıl 1951’de tayini Muğla’nın Bodrum ilçesine çıktı.

Bodrum'daki 3. yılında güzelliği ve verdiği adaletli kararlarıyla ün yapmıştı. Hatta ünlü bir Bodrumluyu mahkum etmiş ve bu kararında bir gram dahi tereddüt etmemişti. Kadın olmasına rağmen at sırtında keşiflere gider, cesur tavırlar sergiler, işin bir an önce bitmesi ve adaletin yerine gelmesi için uğraşır dururdu. Onunla beraber çalışanlar da çok yorgun olurlardı…

Bir yaz gecesi, mesai arkadaşlarına bir jest yapıp, Milas'a konser vermek üzere gelen bestekar Zeki Duygulu'nun konserine götürdü. Çok güzel bir gece yaşanıyordu konserde. Şarkılar birbiri ardından, bazen Hüzzam, bazen Nihavent, bazen Muğla yöresi zeybekleri… Neşe içinde eşlik ediyorlardı sanatçıya ama Mefaret hanım hariç, o sadece duygulu şarkılara eşlik ediyordu gözleri dolarak… Zaman zaman da dalıp dalıp gidiyordu. Konserin ortalarında sanatçı Zeki Duygulu, "Usludur kadınım çıldırtma beni" isimli fantezi bir şarkıyı söylüyordu. Şarkının bitiminde, Mefaret hanım birden ayağa kalkıp, "Zeki bey bu şarkıyı tekrar söyler misiniz?" diye seslendi. Zeki Duygulu bu isteği kırmayıp şarkıyı tekrar seslendirdi.
(Sanatçı Zeki Duygulu'nun bu şarkıyı bir daha, başka bir yerde hiç söylemediği rivayet edilir)

O gece bitiminde herkes evlerine dağılmıştı. Ertesi gün 17 Mayıs 1954 günü mesaiye gelmediğini fark eden arkadaşları evine gittiler. Kapı kilitli değildi. Eve girmeye tereddüt ettiler fakat dayanamayıp içeri girdiler. Gözlerine inanamıyorlardı. Hakime hanım salonun ortasına kendini bir ipe asmıştı. Daha sonra nişanlısına ve ailesine haber edildi. Fakat edinilen bilgiye göre nişanlısının bir ay önce vefat ettiği haberi geldi. Ölümü hakkında farklı rivayetler olduğu ortaya çıkmıştır.

Bunlardan birine göre, nişanlısının ölümü Mefaret hanımı çok etkilemişti. O da bu acısına son verip nişanlısına kavuşmak için canına kıymıştı.

Bir diğer rivayet ise Mefaret Hanım Bodrum'da bir gence idam cezası vermişti. Bunun üzerine çocuğun ağabeyi onu kaçırıp Turgutreis'in karşısındaki Çatal adalarında tecavüz etmişti. Bundan çok etkilenen Mefaret Hanım da dönüşte kendisini öldürmüştü.

Anlatılan diğer öykülerde ise ayrıntıları farklı olsa da Mefaret Hanım'ın ölümünün arkasında bir aşk olduğu yolunda. Bunlardan biri, "Bodrum Hakimi" filmine de konu olan öykü. Türkan Şoray'ın canlandırdığı muhteşem hakim hanımın hiçbir zor karşısında eğilmeyen başı sonunda bir aşka yenik düşüyor. Ya sevdiği adama ölüm cezası verecekti, ya da… İkinci yolu seçti Bodrum Hakimi.

Bodrum'daki bir diğer hikayeye göreyse, hakime hanımın sevgilisinin filmdeki gibi bir suçlu değil, Bodrum'un savcısı olduğu yönünde ama bu aşkın Mefaret Hanım'ı neden intihara sürüklediği konusunda rivayet muhtelif. Aşkı karşılıksız değildi ancak muhtemelen evlenemeyeceklerdi. Savcı evli miydi, ya da önce evlilik vadettiği Mefaret Hanım'ı sonra terk mi etti? Büyük olasılıkla Bodrumlular pek sevdikleri "hakim hanımlarına böyle gayrimeşru bir ilişkiyi yakıştırmak istemediklerinden bu konuda susmuşlardı.

http://lawtudent.com/wp-content/uploads/2017/11/60974CC4-4559-4999-9F8B-D66F2FCA3426-201x300.jpeg

Onun ölümü, büyük yankı uyandırdı. En küçük köye kadar haberi ulaştı ve tüm Bodrumlular bundan büyük üzüntü duydular. Mefaret Hanım'ın kaybettiği anlam, hayatı mıydı, inandıkları mıydı bilinmez. Belki de o gittiği bilinmeyen ülkede, kendisinden önce oraya giden nişanlısına kavuşmayı umut ediyordu. Hiçbirimiz bunu bilemeyeceğiz.

İşte bu olaya da Bodrumlular çok üzülüp ağıt yakmışlar. Yine bu ağıtı da Milaslı bestekar Nazmi Yükselen notaya alıp TRT'nin repertuvarına kazandırmıştır. Hakkında daha sonra Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın başrolünde olduğu Bodrum Hakimi filmi çekilmiştir.

Türkünün sözleri zaten her şeyi anlatıyor:

Bodrumlular erken biçer ekini
Feleğe kurban mı gittin Bodrum hakimi
Nasıl astın Mefaret hanım kendi kendini
Altın makas gümüş bıçak ile doğradılar tenini

Hakim hanımın memleketi Kütahya Tavşan
Hakim hanım sen eyledin bizleri düşman
Nasıl kıydın Mefaret hanım kendi kendine
Çifte doktor gümüş bıçak ile doğradılar tenini

Şu Bodrum'un dağlarında ceylan dolaşır
Kara haber Mefaret Hanım pek tez ulaşır
Hakim Hanımın memleketi Kütahya Tavşan
Hakim hanım sen eyledin bizleri perişan

Türküyü dinlemek isteyenler için:
Lütfen üzerine tıklayınız.
Tolga Çandar-Bodrum Hakimi

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

57

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.