Kanunların Geriye Yürümezliği İlkesinin İstisnası: Lehe Olan Süresiz Kanunların Geriye Yürümesi

Kanunların geriye yürümezliği ilkesinin istisnası olan lehe kanun nedir, nasıl belirlenir?4 min


118

Anayasanın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin ön koşulu; hukuk güvenliğinin sağlanmasıdır. Bireylerin güvenliğini ve toplumdaki barışı sağlamak, kanunların keyfiliğine karşı bireyleri korumak ve hukuka olan güvenin sarsılmaması, kanunlara karşı olan itimadın korunması için kanunların geriye yürüyemeyeceği esası kabul edilmiştir. Hukuk devletinde güven ve istikrarın sağlanabilmesi için gerek özel gerekse kamu hukukunda kural olarak eğer kanunlar tersini öngörmüyorsa örneğin kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği kazanılmış hakların korunması, mali haklarda iyileştirme gibi durumlar söz konusu değilse kanunlar yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olaylara ve ilişkilere uygulanırlar. [1]

Kanunların geriye yürüyememesi ilkesinin istisnaları vardır. Bu yazıda ceza hukukunun istisnası olan lehe kanunun geriye yürüyebileceği istisnasına değineceğim. Bilindiği üzere hukuk sosyal bir bilim dalıdır. Amacı sosyal hayatı, toplumu düzenlemek olan hukukun; bilimden, teknolojiden, ekonomiden, değişen ve gelişen dünya düzeninden soyutlanması düşünülemez. Bütün bunlarla ilişkili olarak da hukuk normları değişikliğe uğrar bazı, hatta bazı yasalar yürürlükten kalkar yani mülga edilir. Zira hiçbir hukuk kuralı ezeli ve ebedi değildir; her hukuk normu belli bir tarihte yürürlüğe girer, yürürlükte kaldığı sürece uygulanır ve yürürlükten kalkar. Hukuk normlarının yürürlüğe giriş ve yürürlükten kalkışı, bunların yürürlüğe girmeden önceki veya yürürlükten kaldırıldıktan sonraki olaylara uygulanıp uygulanmama sorununu doğurur. Bu durum da hukuk normlarının zaman bakımından uygulanması ile ilgili bir husustur.[2]

TCK m.7/2 uyarınca, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur. Bu hüküm sonucu ceza hukuku kurullarının zaman bakımından uygulanmasına ilişkin üç temel ilke ortaya çıkar. Bunlar; hemen uygulama, ileriye yürüme ve geriye yürümedir. Eğer bir kanun yürürlükten kalktıktan sonraki fiillere uygulanıyorsa bu durum ileriye yürümedir. Yürürlüğe giren bir yasanın yürürlükte bulunduğu süre boyunca gerçekleşen eylem ve olaylara uygulanmasına hemen uygulama denir. Muhakeme hukukuna ilişkin hükümler, infaz rejimine ilişkin hükümler ve güvenlik tedbirleri derhal uygulanır.  Ancak infaz rejimlerine ilişkin istisna olarak tekerrür, erteleme ya da şartlı tahliyeyle ilgili hükümlerde sonraki kanun, lehe hükümler getirmişse bu hükümler geçmişe yürür. Eğer suçun işlenmesinden sonra yürürlüğe giren kanun, failin lehine ise bu kanun kendisinden önceki dönemde işlenmiş olan suça uygulanır. Bu halde, suç tarihinden sonraki lehe kanunun geçmişe yürümesi siz konusu olur.[3] Ancak belirtilmelidir ki istisna olarak; AY m 153/5 uyarınca iptal kararları geriye yürümez. Ayrıca geçici ve süreli kanunlar için de geriye yürüme söz konusu değildir. Geriye yürümenin sonuçları şunlardır: Eylem işlendiği sırada suç değilse fail cezalandırılmaz. Hüküm kesinleşmiş olsa bile infaza son verir ve hükmün ceza hukukuna ilişkin sonuçları ortadan kalkar. Ancak diğer hukuk dallarına ilişkin sonuçlar kendiliğinden kalkmaz. Fiil önceki ve sonraki konunlar açısından suç olmak niteliğini koruyor ise her iki kanundan lehe olan uygulanır.

Kanunun geçmişe yönelik etkili olduğu lehe kanun, insancıllık ve merhamet ilkesini temel alır. Hangi yasanın lehe olduğunun tespiti 5252 Sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanununun m.9/3 hükmüne göre yapılır. Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Soyut ceza esas alınır ancak ağırlaştırıcı ve hafifletici sebepler de göz önünde bulundurulmalıdır. Peki, hangi kanunlar lehedir? Eylemi veya işlemi suç olmaktan çıkaran, hapis cezası yerine para cezası öngören, fiili şikâyete tabi hale getiren, suç karşılığında güvenlik tedbiri öngören, suçların içtima kurallarının uygulanmasını kolaylaştıran, tür ve miktar açısından daha hafif ceza öngören, türü aynı olan cezalardan miktarı az olan kanun lehedir. Fakat türü aynı olan cezaların alt ve üst sınırları farklı ise; üst sınırı az olan, üst sınırları eşit ise alt sınırları farklı ise alt sınırı az olan, alt ve üst sınırlar farklı ise iki kanun da bütünüyle uygulanarak lehe sonuç veren bulunur.

Sonuç olarak; sosyal bir bilim dalı olan hukuk toplumda refahı ve huzuru sağlamayı hedefler. Zira, kanunların değişmesi ve yeni kanunların yürürlüğe girmesi de bunun sonucudur. Kanunlar, aksi belirtilmedikçe kural olarak geriye yürüyemezler. Aksi halde bireylerin hukuka olan güvenleri sarsılır ayrıca bu durum insancıllık ve merhamet ilkesine aykırıdır. Fakat bunun hukukta istisnaları bulunur. Bu kural, Anayasanın 2.maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesi ve 38. maddesinde yer alan suçta ve cezada kanunilik ilkesinin doğal bir sonucudur. Kanunların geriye yürüyememe ilkesinin bir istisnası ceza hukuku alanında görülür. TCK m.7/2 hükmünce, kanunlar ancak kişinin lehine ise geriye yürüyebilir. 

Dipnot

[1] Yasaların geriye yürümezliği ilkesi uyarınca, yasalar kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği,  kazanılmış hakların korunması, mali haklarda iyileştirme gibi kimi ayrıksı durumlar dışında ilke olarak yürürlük tarihinden sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılırlar. Bu nedenle, sonradan yürürlüğe giren yasaların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal durumlara etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir.(Anayasa Mahkemesi, 15 Ekim 2009 ve E. 2007/44, K. 2009/148)

[2] (Yılmaz, 2014: 8)

[3] Hamide Kaplan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta Yayınları,2019, s.122

Kaynakça

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

118

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.