Türkiye’de ve Uluslararası Alanda Rekabet Hukuku

İnsanların topluluk halinde yaşamaları ve bunun doğal sonucu olarak iş bölümüne ve uzmanlaşmaya doğru giden süreç Rekabet” kavramını da gündeme getirmektedir.15 min


62

TÜRKİYE’DE VE ULUSLARARASI ALANDA REKABET HUKUKU

İnsanların topluluk halinde yaşamaları ve bunun doğal sonucu olarak iş bölümüne ve uzmanlaşmaya doğru giden süreç ekonomik sistemlerin doğmasına sebep olmuştur. Bu durum “Rekabet” kavramını da gündeme getirmektedir. Çünkü günümüzde iş bölümü, uzmanlaşma ve üretimden daha fazla pay alma arzusu rekabeti etkin hale getirmektedir.

Rekabet, Türk Dil Kurumu’na göre “Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma veya yarış” anlamına gelmekteyken; 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a göre “Mal ve hizmet piyasalarındaki teşebbüsler arasında özgürce ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarışı” anlamına gelmektedir. Esasen İktisat Biliminin konusu olan “Rekabet” tüm İktisadi ve İdari Bilimlerin ana konularından biridir.

Rekabetin tam olduğu ve piyasalara giriş-çıkışın engellenmediği piyasalara “Tam Rekabet Piyasaları” denir. Tam rekabet piyasalarının özellikleri: Sonsuz sayıda alıcı ve satıcının olması, firmaların ürettiği malların birbirinin aynısı olması, alıcıların ve satıcıların ürün hakkında tam ve net bir bilgiye sahip olmaları, alıcıların ve satıcıların çıkarlarını maksimum düzeye çıkartmak için rasyonel (akılcı) olmaları, piyasaya giriş ve çıkış serbestisi olarak sıralanabilir.

Bir de “Eksik Rekabet Piyasaları” bulunmaktadır. Eksik rekabet piyasalarında devlet tüzel kişiliklere hukuki yollardan yardım etmelidir. Bu noktada devletin amacı piyasa yapılanmasından firma davranışına, oradan da piyasa performansına giden etkinliği en çok hale getirmektir. Piyasaların tökezlediği durumlarda devletin, rekabet yasaları ve otoriteleri ile müdahale etmesinin gerektiği durumlar şunlardır:

  • Tekelci Piyasalar: Satıcının piyasada suni bir ürün darlığı yarattığı piyasalardır. Eksik üretim sonucu ortaya çıkan yüksek fiyatlar satıcının karını artırırken sosyal bir refah kaybına yol açar.
  • Oligopol Piyasalar: Belirli bir malın üretiminin sınırlı sayıda firma tarafından yapıldığı buna karşın çok sayıda alıcının bulunduğu piyasalardır. Sonuç: Piyasadaki ürün darlığı, yüksek fiyatlar ve sosyal refah kaybıdır.
  • Doğal Tekel Halindeki Piyasalar: Piyasadaki talebin kaldırabileceği bütün üretim seviyelerinde ortalama maliyetlerin düşüyor olması, üretimin en iyi tek bir firma içinde örgütlenmesinin daha verimli olacağı anlamına gelir. Firmanın tekelci fiyatlar uygulamaması için ekonomik düzenleme gerekir.

Rekabet hukuku: Serbest piyasa ekonomisini sürdürmeyi amaçlayan ve destekleyen, şirketlerin rekabete aykırı davranışlarını düzenleyen hukuk dalıdır.

Rekabet hukukunun temel amaçları:

  • Şirketler arasındaki rekabeti olumsuz etkilemesi muhtemel anlaşma, mutabakat veya uyumlu eylemleri önlemek
  • Rekabetin olumsuz etkilenmesi muhtemel olan birleşme, devralma veya ortak girişimleri önlemek
  • Bir şirketin karlı bir konuma geçmesini veya belirli bir piyasada tek başına hareket etmesini sağlayacak muhtemel kararlarını ve eylemlerini önlemek olarak sıralanabilir.

Rekabetin korunması ve tekelleşmenin önlenmesini amaçlayan Rekabet Hukuku, ekonominin de gelişmesiyle birlikte 20. yüzyılın başlarında bir hukuk dalı olarak ortaya çıkmıştır. Öğretide kabul gören genel görüş, Rekabet Hukuku’nun bir “kamu hukuku” dalı olduğu olsa da Tazminat Hukuku ve Ticaret Hukuku ile bağlantısı nedeniyle özel hukuk dalında da sonuç doğurduğu yönündedir.

          ULUSLARARASI ALANDA REKABET HUKUKU

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ (ABD)

Modern anlamda ilk Rekabet Kanunu, 1890 yılında ABD’de Benjamin Harrison’un başkanlığında kabul edilen ve adını yasa teklifini yapan Ohio Senatörü John Sherman’dan alan “Sherman Antitröst Yasası”dır. Esas adı “An Act to Protect Trade and Commerce Against Unlawful Restraints and Monopolies” (Ticareti ve Rekabeti Yasadışı Kısıtlamalara ve Tekellere Karşı Korumaya Yönelik Kanun) olan bu yasanın orijinal metni toplam üç maddeden oluşmaktadır:

Madde-1: Çeşitli devletler arasında veya yabancı ülkelerle ticareti veya rekabeti sınırlandıran her sözleşme, tröst veya başka türlü birleştirme veya komplo, yasadışı ilan edilmiştir.

Madde-2:Birkaç Devlet arasında veya yabancı milletlerle ticaretin veya rekabetin herhangi bir bölümünü tekeline almak için tekelleştirecek veya başka herhangi bir kişiyi tekelleştirecek veya tekelleştirmeye veya bir araya getirmeye veya komplo kurmaya teşebbüs edecek her kişi, suç işlemiş sayılacaktır.

Üçüncü ve son madde ise birinci maddeyi destekler nitelikte olup hükümleri ABD ve Kolombiya’ya kadar genişletmektedir.

Yoruma açık halde yayınlanmış Sherman Yasası’nda kararlar mahkemelere bırakılmıştır. Yasada belirtilmemiş olmasına rağmen mahkeme kararları doğrultusunda içtihat hukukundan doğmuş iki önemli ilke bulunmaktadır.:

1-“Per se (koşulsuz)” Rekabete Aykırılık Halleri: Bu ilkeye göre, bazı eylem ve işlemlerin rekabeti bozacağı oldukça açık ve tartışmasızdır. Söz konusu eylemin rekabet üzerindeki etkilerini incelemeye gerek yoktur. Örneğin: Rakipler ile pazar paylaşmak, ortak fiyat belirlemek koşulsuz rekabet ilkesine (Per se) aykırılık halleridir.

2-“Rule of Reason” ilkesi (Makul Olma İlkesi): Bir anlaşma veya fiilin rekabet üzerindeki etkilerinin araştırılmasını ve dolayısıyla bir ekonomik analizi gerektirmektedir.

Aksi takdirde, Sherman Yasası’nın katı bir şekilde uygulanması her tür sözleşmenin yasaklanması sonucunu doğurabilir. Rekabet kısıtlamalarından bir kısmı önemli boyutta olmayabilir ya da bunların olumlu etkileri olabilir. Bir başka deyişle, bu ilke çerçevesinde per se rekabete aykırı olmayan davranışların etkinlik üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri birlikte değerlendirilmekte; varılan sonuca göre söz konusu sınırlamanın hoş görülüp görülemeyeceğine ilişkin sınır çizilmektedir.

Bu iki önemli ilke hem AB rekabet hukukunu hem de ulusal rekabet hukukunu etkilemiştir.

Sherman Antitröst Kanunu’ndan sonra bu kanunun kapsam alanını genişletmek amacıyla 1914 yılında Clayton Antitröst Kanunu çıkartılmıştır. Clayton Yasası, belirli yasaklanmış davranışları, üç seviyeli uygulama planını, muafiyetleri ve iyileştirici önlemleri belirtmiştir. Bu yasanın Sherman Antitröst Kanunundan 4 temel farkı bulunmaktadır:

  1. Kanunun dördüncü maddesinde “Eğer bir ayrımcılık, rekabeti önemli ölçüde azaltıyorsa veya herhangi bir ticaret alanında bir tekel yaratma eğilimindeyse, farklı alıcılar arasında fiyat farklılaştırılması” düzenlenmiştir.
  2. Kanunun üçüncü maddesinde:”Alıcının veya kiracının, satıcının veya kiraya verenin rakipleriyle muhatap olmaması (“münhasır satış sözleşmeleri”) veya alıcının da farklı bir ürün satın alması (“Bağlayıcı Alışveriş Düzenlemeleri”) koşuluyla satışlar rekabetin azaltılması” düzenlenmiştir.
  3. “Etkinin rekabeti önemli ölçüde azaltabileceği birleşme ve devralmalar ile oy hakkına sahip menkullerin ve varlıkların eşiğinin karşılandığı yerler” 7. maddede düzenlenmiştir.
  4. “Eğer şirketler birleşerek antitröst kurallarını ihlal ederse, bir kişinin rakip iki veya daha fazla şirketin yöneticisi olup olamayacağı” 8. maddede düzenlenmiştir.

En son 1936 yılında Robinson-Patman Kanunu ile Clayton Yasası’nın fiyat ayrımcılığına ilişkin hükümleri değiştirildi. Buna bağlı olarak, imalatçıların eşit konumdaki dağıtıcılara karşı fiyat ayrımcılığı yaptığı bazı rekabete aykırı uygulamalar yasaklandı.

1914’te Clayton Yasası ile birlikte “Federal Ticaret Komisyonu Yasası” yürürlüğe girmiştir. Bu yasa, genel olarak tüketici aleyhine olabilecek tüm eylem ve işlemlere ilişkin hükümleri taşımaktadır.

Sherman Antitröst Yasası, Clayton Yasası ve Federal Ticaret Komisyonu Yasası ile oluşturan Amerikan rekabet hukuku, daha sonra özel durumlara ait tali yasalarla geliştirilmiş ve günün şartlarına uyum sağlanmıştır.

ABD’de rekabet kurallarını uygulayan merciler, esas olarak yargı organlarıdır. Soruşturmalar, Federal Ticaret Komisyonu (Federal Trade Commission) veya Adalet Bakanlığı (Department of Justice) tarafından yapılmaktadır ve nihai karar verilmek üzere konu yargısal makamlara intikal ettirilerek, olay, rekabet hukuku konusunda uzmanlaşmış mahkemelerce karara bağlanmaktadır.

AVRUPA BİRLİĞİ REKABET HUKUKU

            Avrupa Birliği’nde hukukun temelleri:

  • 1951 tarihli Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Antlaşması
  • 1957 tarihli Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu Antlaşması
  • Roma Antlaşması olarak anılan 1957 tarihli Avrupa Ekonomik Topluluğu Antlaşması ile kurulmuştur.

Avrupa Birliği’nde Rekabet Hukuku ise, Avrupa Ekonomik Topluluğunun kuruluş antlaşması olarak bilinen Roma Antlaşması’nın “Topluluğun Politikaları” başlığı altında işletmelere uygulanacak ortak hükümleri düzenleyen maddeler arasında yer almaktadır. Ayrıca bahsi geçen kanunun 2-3. Maddeleri Avrupa Birliği’nin temel amaçlarını ortaya koyduğundan bu maddeler de göz önüne alınmalıdır.

Roma Antlaşması’nın 2. maddesinde Avrupa Birliği’nin temel amaçları belirtilmiştir:

“Temel amaç: Ortak Pazar kurmak suretiyle Avrupa Birliği çapında ekonomik faaliyetlerde uyumlu ve dengeli gelişmeyi; yüksek istihdam ve sosyal güvenlik, enflasyonsuz bir büyümeyi; ekonomik performansta yüksek rekabeti temini, üye devletler arasında ekonomik/sosyal bağlılık ve dayanışmayı sağlamaktır.”

Roma Antlaşması’nın 3. maddesinde ise hedeflere ulaşmak için gerçekleştirilmesi hedeflenen eylemler sıralanmıştır: “Rekabet hukuku ve AB’nin temel hedeflerinden biri olan tüm sınırlamalardan arındırılmış, serbest rekabet ilkelerine dayalı bir ortak Pazar oluşturmak.”.

Buna bağlı olarak Avrupa Birliği Rekabet Hukuku’nun üç temel amacının bulunduğunu söyleyebiliriz:

  • Ortak pazar amacına yönelik olarak pazarın bütün işletmelere açık ve tek bir pazar olması; başka bir deyişle pazara girişi sınırlayacak engellerin ortadan kaldırılması
  • Rekabet politikası, ortak pazarda rekabetçi bir yapı oluşması amacına hizmet etmektedir.
  • Rekabet hukuku ve politikası pazarda adaletli bir düzen sağlama amacını taşımaktadır.

Madde-81: Rekabeti bozan ya da bozabilecek nitelikteki anlaşma ve davranışlara

Madde-82: Hâkim durumun kötüye kullanılmasına

Madde 83-84-85: Antlaşmanın rekabet hukukuna ilişkin maddi hükümlerinin uygulanabilmesi için AB Konseyi ve AB Komisyonu tarafından yapılması gereken düzenlemelere

Madde-86: İmtiyazlı işletmelerle, kamu işletmelerine de rekabet kurallarının uygulanmasına

Madde 87-88-89: Devlet yardımlarına ilişkin hükümleri içermektedir. Bu düzenlemelerle, üreticiler, satıcılar ve tüketiciler açısından Birlik içi ticareti etkileyecek ve Ortak Pazar’da rekabeti bozacak veya tehlikeye düşürecek uygulamalar, pazarda hâkim durumun kötüye kullanılması ve Birlik içi ticareti bozacak devlet yardımları yasaklanmış; üretimden, malın veya hizmetin tüketiciye ulaştığı son aşamaya kadar fiyat, dağıtım kanalları, ürün adı ve sembolü gibi aktörler kullanılarak rekabetin bozulmasının önlenmesi amaçlanmıştır.

Avrupa Birliği’nde Rekabet Hukukunun kapsamı “üye devletler arası ticaretin etkilenmesi” dir. Bir antlaşmanın, karar veya davranış itibariyle Rekabet Hukuku’na aykırı olması ancak ortak pazardaki rekabet üzerinde hissedilir ölçüde etkisi bulunmaması durumunda Rekabet Kanunu’nun uygulanmadığı “De Minimis” ilkesi Avrupa Birliği Rekabet Hukuku’ndaki temel ilkelerden biridir.

Avrupa Birliği rekabet politikasına göre, rekabetle ilgili kurum: “Komisyon ve Parlamentoyla İlişkilerden ve Rekabetten Sorumlu Komiser, Rekabet Genel Müdürlüğü” ve rekabetle ilgili yasalar Roma Antlaşması’nın konusu antlaşmalar olan 85. Maddesi ve konusu hakim durumun kötüye kullanılması olan 86. maddeleriyle birlikte 21.12.1989 tarihli “Birleşmeler ve devralmalar” ile ilgili Avrupa Tüzüğüdür. Karar makamı komisyon olup ilgili itirazlar ise Birinci Derece Mahkemesi’ne (Lüksemburg) ya da Avrupa Adalet Divanı’na (Lüksemburg) iletilmektedir.1990 yılına kadar, tüm Komisyon kararlarına karşı yalnız Adalet Divanı’na başvuruluyor iken; 1990’dan itibaren ilgililer, öncelikle Bidayet Mahkemesi’ne (The Court of First Instance) gitmek durumundadır. Bu mahkemenin kararlarına karşı temyiz yolu, yine ATAD’dır. Ancak bazı önemli kararlar aleyhine doğrudan Adalet Divanı’na başvurmak da mümkündür.

  • Çin’de ve Rusya’da Rekabet Hukuku “Anti-Tekel Hukuku” olarak bilinmektedir.

TÜRKİYE’DE REKABET HUKUKU

Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasası’nın 167. maddesi şu şekildedir:

“II. Piyasaların Denetimi ve Dış Ticaretin Düzenlenmesi

Madde 167 – Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler.

Dış ticaretin ülke ekonomisinin yararına olmak üzere düzenlenmesi amacıyla ithalat, ihracat ve diğer dış ticaret işlemleri üzerine vergi ve benzeri yükümlülükler dışında ek mali yükümlülükler koymaya ve bunları kaldırmaya kanunla Cumhurbaşkanına yetki verilebilir.”

Bu madde Türkiye’de Rekabet Hukukunun geliştirilmesiyle ilgili ilk maddedir ve Türkiye’de Rekabet Hukukuna dair düzenlemelerin yapılmasını gerekli kılmaktadır. Ardından Türkiye Cumhuriyeti’nde, Avrupa Ekonomik Birliği’nin kurulmasına vesile olmuş Roma Antlaşması’nın Rekabet Hukuku’na dair maddeleri doğrultusunda 7/12/1994 tarihinde kabul edilen ve 13/12/1994 tarihinde 22140 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan “Rekabetin Korunması Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RKHK)’un birinci kısmında “Amaç, Kapsamlar ve Tanımlar” bulunmaktadır. Buna göre, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un amacı birinci maddede belirtildiği üzere “Mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır.”

RKHK’nin kapsamı ikinci maddesine göre: “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukuki işlem ve davranışlar, rekabetin korunmasına yönelik tedbir, tespit, düzenleme ve denetlemeye ilişkin işlemler” dir.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un ikinci kısmının birinci bölümünde “Yasaklanan Faaliyetler” başlığı altında “Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar(m.4),Muafiyet(m.5),Hakim Durumun Kötüye Kullanılması(m.6),Birleşme ve Devralma(m.7)” bulunurken; “Kurulun Yetkileri” başlıklı ikinci bölümde “Menfi Tespit (m.8), İhlale Son Verme (m.9), Birleşme ve Devralmaların Kurula Bildirilmesi (m.10), Birleşme ve Devralmanın Kurula Bildirilmemesi (m.11), Bildirim (m.12), Muafiyet ve Menfi Tespit Kararlarının Geri Alınması(m.13), Bilgi isteme (m.14), Yerinde İnceleme(m.15)” konuları işlenmiştir. Bu kısımda özellikle ilginizi çekmek istediğim piyasa ekonomisinde işlerliğin sağlanması ve korunması amacıyla geliştirilmiş olan 3 temel yasağın geçtiği dördüncü, altıncı ve yedinci maddelerdir:

1-)Madde 4 – Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.Bu haller, özellikle şunlardır:

a) Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kar gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,

b) Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,

c) Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,

d) Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,

e) Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,

f) Anlaşmanın niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi,

Bir anlaşmanın varlığının ispatlanamadığı durumlarda piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz ve talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin, rekabetin engellendiği, bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi, teşebbüslerin uyumlu eylem içinde olduklarına karine teşkil eder.

Ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayanmak koşuluyla taraflardan her biri uyumlu eylemde bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir.

2-)Madde 6 – Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka aykırı ve yasaktır.

Kötüye kullanma halleri özellikle şunlardır:

a) Ticari faaliyet alanına başka bir teşebbüsün girmesine doğrudan veya dolaylı olarak engel olunması ya da rakiplerin piyasadaki faaliyetlerinin zorlaştırılmasını amaçlayan eylemler,

b) Eşit durumdaki alıcılara aynı ve eşit hak, yükümlülük ve edimler için farklı şartlar ileri sürerek, doğrudan veya dolaylı olarak ayırımcılık yapılması,

c) Bir mal veya hizmetle birlikte, diğer mal veya hizmetin satın alınmasını veya aracı teşebbüsler durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın veya hizmetin, diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da satın alınan bir malın belirli bir fiyatın altında satılmaması gibi tekrar satış halinde alım satım şartlarına ilişkin sınırlamalar getirilmesi,

d) Belirli bir piyasadaki hakimiyetin yaratmış olduğu finansal, teknolojik ve ticari avantajlardan yararlanarak başka bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabet koşullarını bozmayı amaçlayan eylemler,

e) Tüketicinin zararına olarak üretimin, pazarlamanın ya da teknik gelişmenin kısıtlanması.

3-)Madde 7 – Bir ya da birden fazla teşebbüsün başta hâkim durum yaratılması ya da mevcut bir hâkim durumun güçlendirilmesi olmak üzere ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki etkin rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri veya herhangi bir teşebbüsün ya da kişinin diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını ya da kendisine yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçları, miras yoluyla iktisap durumu hariç olmak üzere, devralması hukuka aykırı ve yasaktır.

Hangi tür birleşme ve devralmaların hukuki geçerlilik kazanabilmesi için Kurula bildirilerek izin alınması gerektiğini Kurul, çıkaracağı tebliğlerle ilan eder.”

Kanunun ikinci kısmının üçüncü bölümünde ise “İdari Para Cezaları” başlığı “İdari Para Cezası (m.16) ve Nisbi Para Cezaları (m.17)” olarak toplam iki maddede incelenmiştir.Üçüncü kısımda ise “Teşkilat” konusu incelenmektedir. Bu kısmın ilk maddesi olan yirminci madde bir tüzel kişilik olan Rekabet Kurumu ile ilgilidir:

“Mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünün ve gelişmesinin temini ile bu Kanunun uygulanmasını gözetmek ve Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirmek üzere kamu tüzelkişiliğini haiz idari ve mali özerkliğe sahip Rekabet Kurumu teşkil edilmiştir

. Kurumun ilişkili olduğu Bakanlık, Ticaret Bakanlığıdır.

Kurum görevini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi Kurumun nihai kararını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.

Kurumun merkezi Ankara’dadır.”

Üçüncü kısmın birinci bölümünde “Rekabet Kurulu” (m.22-28) incelenir. Buna göre, “Rekabet Kurulu, Rekabet Kurumunun karar organı olup biri Başkan biri İkinci Başkan olmak üzere Cumhurbaşkanı tarafından atanan toplam yedi üyeden oluşur. (m.22)” Rekabet Kurulu’nun görev ve yetkileri şunlardır:

  • Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda yasaklanan faaliyetler ve hukuki işlemler hakkında, başvuru üzerine veya resen inceleme, araştırma ve soruşturma yapmak ve Kanunda düzenlenen hükümlerin ihlal edildiğinin tespit edilmesi üzerine, bu ihlallere son verilmesi için gerekli tedbirleri alıp bundan sorumlu olanlara idari para cezaları uygulamak,
  • İlgililerin muafiyet ve menfi tespit taleplerini değerlendirerek, uygun olan anlaşmalara muafiyet ve menfi tespit belgesi vermek,
  • Verilen muafiyet kararları ve menfi tespit belgelerinin ilgili olduğu piyasaları sürekli takip ederek, bu piyasalarda ya da tarafların durumlarında değişiklikler tespit edilmesi halinde ilgililerin başvurularını yeniden değerlendirmek,
  • Birleşme ve devralmalara izin vermek,
  • Bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak tebliğler çıkarmak ve gerekli düzenlemeleri yapmak,
  • Rekabet hukuku ile ilgili mevzuatta yapılması gerekli değişiklikler konusunda doğrudan veya Bakanlığın talebi üzerine görüş bildirmek,
  • Rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve kararlarla ilgili olarak diğer ülkelerin mevzuat, uygulama, politika ve tedbirlerini izlemek,
  • Kurumun personel politikasını saptamak, uygulamasını izlemek, personelin atama işlemlerini yapmak, Başkanlıkça hazırlanan Kurumun yıllık bütçesi, gelir gider kesin hesabı ve yıllık çalışma programlarını onamak, gerekirse bütçede hesaplar arasında aktarma yapmaya karar vermek,
  • Yılda bir, çalışmaları ve görev alanlarındaki durum ve gelişmelerle ilgili bir rapor yayınlamak,
  • Menkul ve gayrimenkul eşya ve demirbaş alımı gibi satın alma, satma, kiralama konularındaki önerileri görüşüp karara bağlamak, bu konuda gerekli düzenlemeleri yapmak,
  • Kurumun üçüncü kişilerle olan alacak, hak ve borçları hakkında her türlü işleme karar vermek,
  • Kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmek.

İkinci bölümde “Başkanlık(m.29), Başkanlığın Görev ve Yetkileri(m.30), Başkan Yardımcıları(m.31), Hizmet Birimleri (m.32), Denetim (m.33)” ve üçüncü bölümde ise “Kurum Personelinin Statüsü (m.34), Rekabet Uzman Yardımcılığına Atama (m.35), Rekabet Uzmanlığı (m.36), Ücret ve Diğer Mali Haklar (m.37), Emeklilik ve Hizmet Sürelerinin Değerlendirilmesi (m.38), Kurumun Gelirleri (m.39)” incelenmiştir.

Dördüncü kısımda “Kurulun İnceleme ve Araştırmalarında Usul” (m.40-55), beşinci kısımda “Rekabetin Sınırlanmasının Özel Hukuk Alanındaki Sonuçları” (m.56-59) ve son kısım olan Altıncı Kısımda “Son Hükümler: Kurumun Para, Evrak ve Malları Üzerinde İşlenen Suçlar, Tebligat, Yönetmelikler, Uygulanmayacak Hükümler” incelenmektedir. Maddelerin içeriklerine dair daha detaylı bilgi için mevzuatı inceleyebilirsiniz.

Türkiye’de serbest piyasa ekonomisi sistemi benimsenmiştir. Bu sistemin başarıyla işleyebilmesi için, piyasalarda tam rekabetçi bir yapının sağlanması gerekmektedir. Dolayısıyla devlete tam rekabeti gerçekleştiren piyasa yapılarını kurma görevi düşmektedir. Bu çerçevede yapılması gerekenler olarak en başta:

  • Kayıt dışı sektörün kayıt içine alınarak kayıtlı işletmelerle aynı rekabet koşullarına tabi tutulması ve kayıtlı işletmeler üzerindeki ağır vergi yükünün de bir ölçüde azaltılması,
  • Üretim girdisi maliyeti olarak, Türkiye’de yerleşik firmaların uluslararası pazarda avantajlı konuma geçmeleri için enerji ve diğer alt yapı hizmetlerinde etkinliği artırarak hizmet kalitesini yükseltip fiyatını düşürmek amacıyla düzenleyici otoritelerin kontrolünde ve şeffaf/öngörülebilir kurallara dayalı olarak özelleştirme ve serbestleşme yapılması
  • Araştırma-geliştirme faaliyetlerinde bulunulmasını teşvik etmek üzere maddi desteklerin yapılması için üniversitelerle işletmeler arasında iş birliğinin temini
  • -İşgücünün eğitim seviyesinin yükseltilmesi,
  • Rekabet kültürünün geliştirilmesi söylenebilir.

Bu makalede, “Rekabet” kavramının tanımını, İktisat bilimindeki yerini, tam ve eksik rekabet piyasalarını, Rekabet Hukuku’nun doğmasındaki amaç ve sonuçları, Avrupa Birliği için Rekabet Hukuku’nu, ABD’de Rekabet Hukuku’nu, ülkemizde Rekabet Hukuku’nun gelişim sürecini ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanunu inceledik.

Kaynakça

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

62

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.