Çocuk İstismarını Önleme Çalışmaları

"Çocuk İstismarını Önleme Çalışmaları ve Hukukun Bu Bağlamda Önemi" konu başlığı altında birbirini takip eden iki farklı yazı yer alacaktır...4 min


56

Çocuk istismarı; genel anlamıyla ebeveynlerin veya diğer yetişkinlerin, çocuğun kişisel gelişimi farklı şekillerde olumsuz yönde etkilemesidir. Çocuk istismarı üç farklı boyutta incelenir:

  • Fiziksel istismar
  • Duygusal istismar
  • Cinsel istismar

İstismarın her türü çocuğun sosyal, psikolojik ve bedensel gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Sağlıklı bir toplumun kurulması, sağlıklı bireylerin yetişmesine ve gelişimine bağlıdır. Sağlıklı nesillerin oluşmasında bir engel olan çocuk istismarının önlenmesi için çeşitli yollar izlenmeli ve çözüm önerileri ortaya atılmalıdır. Öncelikle istismarın üç farklı boyutunu tanımlayalım ve çözüm önerilerine geçelim.

Fiziksel istismar nedir?

Fiziksel istismar, çocuğa bir yetişkin tarafından cezalandırılması, öfke boşaltılması ve çeşitli yollarla fiziksel şiddet uygulanmasıdır.

Duygusal istismar nedir?

Duygusal istismar, çocuğun ebeveynleri veya bakım verenleri tarafından duygusal anlamda aşağılanması, küçümsenmesi, görmezden gelinmesi, duygusal ihtiyaçlarının karşılanmamasıdır.

Cinsel istismar nedir? 

Çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel doyum ve haz için kullanılması, fuhuşa zorlanması ve pornografik içeriklerde cinsel obje olarak kullanılmasıdır. Cinsel istismar, iki farklı şekilde gerçekleştirilir: 

  • Temas olmaksızın; mağdura laf atmak, onunla cinsel içerikli konuşmak, röntgencilik gibi eylemlerle gerçekleştirilir.
  • Dokunma, cinsel ilişki, fuhuşa zorlanma ve ensest, cinsel içerikli yayınlara konu etmek gibi eylemlerle gerçekleştirilir.

İstismara uğrayan çocuklarda kaygı bozukluğu, travma sonrası stres, uyumsuzluk ve intihara eğilim gibi psikolojik sorunların görüldüğü gözlemlenmiştir. Tedavi edilmediği durumlarda bu sorunların yetişkinlik evresinde de görüldüğüne rastlanmıştır.                         

                            http://www.lawtudent.com/wp-content/uploads/2019/02/1550599278654.png

Çocuk istismarının nasıl önlenebileceğini saptamak için çocuk istismarına sebep olan unsurları da incelemek gerekir:

Çocuk İstismarının Sebep Unsurları ve Çözüm Önerileri:

Verilere bakıldığında daha önce bir istismarın mağduru olan kişiler “istismarcı”ların çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bu veri, bizlere istismara uğramış çocukların istismar sonrası psikolojik ve sosyal anlamda destek almasının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.  Bunun için istismara uğrayan çocuğun uygun yollarla tespit edilmesi gerekir. Yapılan çalışmalara bakıldığında istismarcının %77 oranında aile çevresinden olması bu tespiti zorlaştırmaktadır. İstismarcının çocuğun yakın çevresinde bulunması çocuk ile istismarcının yalnız kalabildikleri ortamı oluşturmakta ve aynı zamanda çocuğun maruz kaldığı istismarı açığa vurmasını güçleştirmektedir.  Yine yapılan araştırmalardan elde edilen verilere göre parçalanmış aile yapısında istismarın daha çok gerçekleştiği gözlenmektedir. Erken yaşta yapılan evliliklerin parçalanmış aile modeline daha yüksek oranla zemin hazırladığı saptanmıştır. Bu veriler çerçevesinde denilebilir ki: 

  • Erken yaşta evliliklerin aile yapısını olumsuz etkilediğini göz önünde bulundurarak bireylerin erken yaşta evliliğin sonuçları bakımından; ailelerin de çocuklar üzerinde baskı kurmaması konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
  • Daha önce istismar mağduru olan kişilerin istismarcı olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumda istismara uğramış çocukların psikolojik ve sosyal anlamda destek alması gerekmektedir. Ne yazık ki istismarcıların %77 oranında aile, %11 oranında akraba çevresinden olması çocuğu olayı izole etmeye yöneltmektedir. Bu konuda aileler ve çocuklar bilinçlendirilmeli hatta bilinçlendirme çalışmaları toplum nezdinde ilerlemelidir. Yani çocuğa zihinsel ve bedensel gelişimi ölçüsünde kendisini tanıması sağlanmalıdır. Bu sayede çocuk, istismarcının eylemini açığa vurmaktan çekinmeyecek ve bu da istismarın etkilerini gidermek için önayak olacaktır. 
  • Çocuklar ve aileler için izleme merkezleri kurulmalı ve aileler çocukları ile beraber belli periyod aralıkları ile bu merkezleri ziyaret etmelidir. Böylece uzman kontrolünde hem ailenin hem de çocuğun eğitimi gerçekleşmiş olacak ve bu aynı zamanda sağlam bir aile yapısının kurulmasını da sağlayacaktır. 

Son olarak, önleme ve istismarın etkilerini yok etmeye çalışmak konusunda yapılması gereken bir diğer husus ise okulun ve öğretmenlerin kritik önemini kavramaktır. Bireyin ilk çocukluk döneminden beri düzenli olarak vakit geçirdiği yer okuldur. İstismarın önlenememesi ve etkilerinin giderilememesinin en büyük nedenlerinden biri bunun aile çevresinde fark edilememiş olmasıdır. Burada çocuğun en çok vakit geçirdiği yerlerden biri olan okul, çocuğun davranışlarının, gelişim ve değişim sürecinin gözlemlenebilmesi açısından öğretmenler için kritik bir önem arz etmektedir. Özellikle sınıf öğretmenleri ve rehberlik öğretmenleri başta olmak üzere okul personelleri dahil herkes, istismar hakkında eğitilmeli ve bu gibi durumlarla karşılaştıklarında nasıl bir süreç izlemeleri gerektiğini, istismara uğrayan çocuğa nasıl davranılması gerektiğini bilmelilerdir.

           

             

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

56

3 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  1. kesinlikle çok güzel bir içerik olmuş. Ancak bir konuda düzeltme yapmak istiyorum;
    çocuklara temas yoluyla cinsel amaçlı yapılan hareket ya da eylem cinsel TACİZDİR. İstismar olarak medyada yer alsa da , istismar söz veya temas gerçekleşmeyen hareket yolu ile yapılır, taciz ise istismarın temas gerçekleşmiş şekli olarak ceza kanununda tanımlanmıştır. Bir hukukçu olarak bu ayrımı bilip anlatmamız gerektiğini düşünmekteyim. Ayrıca temas gerçekleşen cinsel eylemlere Taciz demekten çekinmeyip bu eylemi istismara indirmemeliyiz.
    mükemmelsiniz devamını sabırsızlıkla bekliyorum!!! 🙂

    1. Merhaba, çocuk istismarı genel anlamda çocuğun fiziksel ya da psikolojik gelişimini olumsuz olarak etkileyen davranışlardır (Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre). İstismarın üç türü vardır ve bunlar, yazımda da belirttiğim gibi, duygusal, fiziksel ve cinsel istismardır. Bunlara ek olarak ihmalde istismara yol açacağından, çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz etkileyeceğinden ötürü istismar olarak nitelendirilebilir. Cinsel istismar iki farklı yol ile gerçekleşebilir: temas olmaksızın cinsel içerikli sözlerle veya röntgencilikle; dokunma, cinsel ilişkiye zorlama, pornografik içeriklere konu etmek vs gibi yollarla. 5237 sayılı TCK’nun 103. maddesinde çocukların cinsel istismarı; 105. maddesinde cinsel taciz suçu düzenlenmiştir. Söz konusu maddede fiilin işlenmesine göre ve mağdurun bulunduğu yaş grubuna göre ayrı yaptırımlar düzenlenmiştir. Kısacası, çocuk istismarı kavramı ile çocuğun cinsel istismarı kavramı ve cinsel taciz kavramları farklı şeylerdir. 5237 sayılı TCK’da ayrı maddelerde düzenlenmiştir. Yazımın ikinci bölümü de yayınlanmıştır. İlginiz ve geri dönüşleriniz için teşekkürler 🙂

    2. Sayın hanımefendi, yapmış olduğunuz düzeltmeye yönelik ben de bir düzeltme yapmak istiyorum. Öncelikle Cinsel Taciz ve Cinsel Saldırı suçları yaş ayrımı yapmaksızın cinsel dokunulmazlığına yönelik suç tipleri olup; Çocukların Cinsel İstismarı suçu 15 yaşını doldurmamış, doldurmuş olsa dahi algılama yeteneği gelişmemiş çocuklara yönelik ya da 15-18 yaş aralığındaki çocuklara cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyecek şekildeki her türlü cinsel davranıştan oluşmaktadır. Yargıtay’a göre ise cinsel istismarın olabilmesi için cinsel davranışların bedensel temas kurularak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan belirtmiş olduğunuz Cinsel Taciz suçunun temas yoluyla gerçekleşmesi hali ise ne yazık ki bir yanlış ifade olmuştur. Çünkü çok net olarak taciz suçunda bir temas olmaksızın(!) cinsel davranışlar söz konusudur. Bu noktada da şunu belirtmek isterim ki, tacizin bir çocuğa karşı işlenmesi de cezanın artılması gereken bir nitelikli haldir (TCK m.105/1). Belirttiğiniz gibi bir hukukçu olarak dışarı aktaracağımız bilgilerin doğruluğu son derece önemli olup, bu konuda size yardımımın dokunacağını düşünüyorum.