Senetle İspat Mecburiyetinin İstisnaları

Senetle ispat zorunluluğu, sadece hukuksal işlemler hakkındadır.3 min


53

Senet, hukukumuzda temel delil olarak değerlendirilmektedir.  Belirli bir miktarın üzerindeki hukuki işlemler, senet ile ispat edilmek zorundadır (HMK m. 200). Bunun yanında miktar ve değerine bakılmaksızın senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen iddialar da yine senetle ispat edilmek zorundadır (HMK m. 201). 

Senetle ispat yükümlülüğüne ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olmadığından senetle ispatı gereken hallerde taraf, tanık dinlemek isterse hâkim diğer tarafa senetle ispat zorunluluğu hakkındaki hükümleri hatırlattıktan sonra karşı tarafın açık iznini alarak tanık dinletebilir. 

Senetle ispat zorunluluğu, sadece hukuksal işlemler hakkındadır. 

Senet alınmasının imkânsız olduğu hallerde senetle ispat mecburiyetine istisnalar getirilmiştir. Bu istisnalar:

1 Maddi ve Manevi İmkânsızlık 

HMK m. 203’te maddi ve manevi imkânsızlık halleri sayılmıştır. 

 Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler, 

– İşin niteliğine ve tarafların durumlarına göre, senede bağlanmaması teamül olarak yerleşmiş bulunan hukuki işlemler,  

– Yangın, deniz kazası, deprem gibi senet alınmasında imkânsızlık veya olağanüstü güçlük bulunan hâllerde yapılan işlemler, 

– Hukuki işlemlerde irade bozukluğu ile aşırı yararlanma iddiaları, 

– Hukuki işlemlere ve senetlere karşı üçüncü kişilerin muvazaa iddiaları tanıkla ispatı mümkün iddialardır.

2) Delil Başlangıcı  

Senetle ispat mecburiyeti bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebileceğini öngörmüştür.  

HMK m. 202/2’ye göre, delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve aleyhine kullanılacak kişiden veya temsilcisinden sadır olan veya gönderilmiş belgedir.

Bir belgenin delil başlangıcı sayılabilmesi için gerekli şartlar: 

– Delil başlangıcı için ilk olarak bir belge bulunmalıdır. 

– Belge aleyhine ileri sürülen kimse ve temsilci tarafından verilmiş ya da gönderilmiş olmalıdır. Teknik araçlarla gönderilen belgeler de delil başlangıcı sayılır. Üçüncü kişiler tarafından yazılmış fakat aleyhine delil olarak kullanılabilecek kişinin herhangi bir şekilde yazısının bulunmadığı belgeler delil başlangıcı sayılmaz. Buna karşılık, aleyhine delil olarak kullanılmak istenen tarafın, imzasız el yazısı ile mektupları, el yazısı ile kağıda yazılmış notları, delil başlangıcı sayılabilir. İmza yerine paraf taşıyan belgeler de senet sayılmaz ancak delil başlangıcı sayılabilir. Delil başlangıcı, iddia edilen hukuki işlemi tam olarak ispat edememekle birlikte, o işlemi muhtemel göstermelidir. Az da olsa yeterli bilgi içermelidir.

3) Ticari Defterle İspat Usulü  

HMK m. 222/1’e göre mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına karar verebilir.

Ticari defterlerin senetle ispat mecburiyetinin istisnası olabilmesi için, maddede belirtilen usule uygun olarak tutulmuş olmaları ve birbirlerini doğrulamaları gerekir. Ayrıca, usulüne göre tutulmamış ticari defterler, sahibi aleyhine delil olurlar. 

 Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için: 

a) Diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut, 
b) Defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması, gerekmektedir.

4) Delil Sözleşmeleri  

Belirli bir hukuki işlemin belirli bir delil ile ispat edileceği hakkında yapılan sözleşmedir.  

HMK m. 193, tarafların yazılı olarak veya mahkeme önünde tutanağa geçirilecek imzalı beyanlarıyla kanunda belirli delillerle ispatı öngörülen vakıaların başka delil veya delillerle ispatını kararlaştırabileceklerini ya da belirli delillerle ispatı öngörülmeyen vakıaların da sadece belirli delil veya delillerle ispatını kabul edebileceklerini öngörmüştür.

Ayrıca, taraflardan birinin ispat hakkını önemli biçimde güçleştiren, yani adil yargılanma hakkının ihlalini teşkil edebilecek delil sözleşmeleri geçersizdir. 

5) Taraflardan Birinin Açık Muvafakati  

Bir nevi delil sözleşmesidir, sözleşme özgürlüğünün bir sonucudur. HMK m. 200/2’ye göre, senetle ispatı gereken hususlarda karşı tarafın açık muvafakati yoluyla tanık dinletilmek suretiyle senetle ispat mecburiyeti aşılabilir.

***İspat sınırını aşan bir hukuki işlemin tanıkla ispat edilebileceğine ilişkin taraflar arasında delil sözleşmesi yapılmışsa bu hukuki işlem tanıkla ispat edilebilir. Senet ve ikrar ile ispat edilmemiş ise karşı tarafa yemin teklif edilebilir. 

Kaynakça

  • Pekcanıtez, H., Atalay O., Özekes, M., “Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı” 7. Bası, Ankara 2019
  • Alangoya, Y., “Senede Karşı Senetle İspat Kuralı ve Hayatın Olağan Akışı Kavramı”, Prof. Dr. Necip Kocayusufpaşaoğlu için Armağan s.520-532
  • Hukuk Muhakemeleri Kanunu 
  • Budak, C., Karaaslan, V., “Medeni Usul Hukuku” 3. Baskı, Ankara 2019
  • Kuru, B.,” Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı” 2.Baskı, Ankara 2018 

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

53

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.