Cezaların Ağırlaştırılması Ve Caydırıcılık

Bu yazımızda, yaptırımların ağırlığının artması ile o suça yönelimin azalıp azalmayacağı arasındaki bağlantı incelenmiştir.3 min


64

Toplumlar can yakıcı olayları, olayın öfkesi ile, birey sanık dahi olsa; birey olmaktan doğan yaşama hakkının elinden alınması gibi etik kurallara ve mantığa aykırı değerlendirebilirler. Suça karşılık gelen yaptırımın ağırlığı ile caydırıcılığında bu oranda artacağı umulmaktadır. Ceza ne kadar ağır olursa o suçu işlemenin o kadar korkutucu olacağı düşünülür. Ve bu durum toplum için kendini güvence altına alma psikolojisini doğurur.

1.Mutlak Uygulanırlığın Caydırıcılığı

Ceza, kanunda suç sayılan fiil ve hareketlere karşılık suçun failine uygulanan yaptırımlardır. Burada esas olan cezanın ağır caydırıcı olmasının yanında mutlak uygulanabilirliği esas olmalıdır. Nitekim idam cezasının, ateş açılarak infaz, recm gibi cezai yaptırımların uygulandığı ülkelerde suç oranlarının halen yüksek olduğu açıkça bilinmektedir. Burada adalet anlayışından öte intikam ve öç alma duyguları öne çıkmaktadır. Cezaların ağırlığının caydırıcılık üzerindeki etkisinin, uygulanan cezaların mutlak ve kesin uygulanma çerçevesi içerisinde daha ön planda olacağı tartışılmalıdır. Cezanın pozitif hukuktan doğan özellikler arasında tamir edilebilir olması gelmektedir. Öyledir ki 15 yıl sonra masumluğu kanıtlanmış bireyler vardır. Eğer cezalar insani değerlerin altında olsaydı burada büyük bir hak kaybı söz konusu olurdu. Suça karşılık gelen cezanın insani oranda ömür boyu özgürlük kısıtlanması, mal varlığında eksilme gibi, suçu kesinleşmiş kişiye lüzumsuz indirimler yapılmadan uygulanması masum bireylerin hayata, devlete olan güvenini arttıracak, suç işleyen bireylerin ‘birkaç ay yatar çıkarım’ algısını meşrulaştırmaktan kaçınacaktır. Suçla orantılı örneğin TCK’de kasten adam öldürmenin cezası olan müebbet hapis cezası mutlaka uygulanması kanuna olan güveni artıracaktır.

2. Ceza Hukukunda Yaptırımlar

Ceza hukuku sistemimizde; ceza hukuku yaptırımları, cezalar ve güvenlik tedbirleri şeklinde ikili bir ayırıma tabi tutulmuştur.Suç teşkil eden bir fiilin karşılığında hangi cezanın hangi miktarda tatbik edileceğinin önceden açıkça belirlenmiş olması gerekir.

TCK m.45’te, “Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak cezalar, hapis ve adli para cezalarıdır” ifadesine yer verilerek cezalar bakımından ikili bir ayırıma gidilmiştir. Hapis cezaları, kişinin hürriyetine ve buna bağlı olarak kullanabileceği haklarına sınırlama getirirken, adli para cezaları, failin ekonomik özgürlüğüne yönelik bir etki göstermektedir.

Cezalar

• Hapis Cezası

TCK’nın 46. maddesinde hapis cezaları başlığı altında hapis cezasının türleri düzenlenmiştir. Bunlar ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları, müebbet hapis cezaları, süreli hapis cezaları olarak üçe ayrılmıştır.

• Adli Para Cezası

Adli para cezasına ilişkin düzenlemeye TCK m.52’de yer verilmiştir. Buna göre, “Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir”.

Güvenlik Tedbirleri

5237 sayılı TCK’ya göre güvenlik tedbirleri şunlardır:

  • Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma (TCK m.53),
  • Eşya müsaderesi (TCK m.54),
  • Kazanç müsaderesi (TCK m.55),
  • Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri (TCK m.56),
  • Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri (TCK m.57),
  • Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular (TCK m.58),
  • Sınır dışı edilme (TCK m.59),
  • Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri (TCK m.60).

Bu makalede sözü edildiği üzere; yukarıdaki yaptırımların, lüzumsuz indirimler uygulanmaksızın (akıl hastalığı, kanundan doğan hafifletici sebepler vb. harici) suçlarına karşılık uygulanması gerekmektedir.

3. Sonuç

Her suça karşılık gelen yaptırım, bireylerin suç işlemesini ve suçları tekrar etmelerini engelleyen caydırıcılıkta olmalıdır. Caydırıcılığın esası, insani değerleri yok eden devlet anlayışından ziyade suçu önleyen çalışmalar yapan ve suça karşılık gelen yaptırımları mutlaka uygulayan devlet anlayışıdır. Bu anlayışla suç sebeplerini azaltmaya gidilecek ve suça eş değer gelen yaptırımla kesin ceza kesilecek.

Kaynakça


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

64

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.