Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK): Tarihi Serüveni, Görev ve Yetkileri

Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun temel işlevi hakimlik ve savcılık teminatını gerçekleştirerek yargının bağımsız ve tarafsız olmasını sağlamaktır.9 min


84

Kuvvetler ayrılığı prensibi, egemenlik gücünün farklı organlarca kullanılması ve bu organların birbirlerini frenlemesi ve denetlemesi suretiyle, egemenliğin tek bir kişi veya organda toplanmasının yol açacağı olumsuz sonuçları engellemeyi amaçlar.

Gücün istismar edilmemesi için öyle bir düzenleme yapılmalıdır ki, güç gücü durdursun.                                                                  Montesquieu

Hepimizin bildiği gibi kuvvetler ayrılığı prensibi gereği devletin üç adet erki vardır: yasama, yürütme, yargı… Teorik olarak kabul edilen kuvvetler ayrılığı prensibinin uygulamada da işlemesi, gerçekten etkili olabilmesi için bu erkler birbirlerine karşı eşit güçte olmalı, birbirlerini dengeleyebilecek konumda olmalıdır. Yargı erki açısından bu durum ancak yargının bağımsızlığı ile sağlanabilir. Yargı bağımsızlığının gerçekleşebilmesi için ise hakimlik teminatı gerekir. Kısaca hakimlik teminatı, hakimlerin hiçbir baskı altında kalmadan görevlerini tarafsız ve özgür bir biçimde, yalnızca hukuka bağlı kalarak yerine getirmelerini sağlar. Hakimlik teminatının ve dolayısıyla yargı bağımsızlığının tam anlamıyla sağlanabilmesi için; bu konuda görevli ve yetkili olan, diğer erklerle hiyerarşik bir ilişkisi olmayan, tarafsız bir karar mekanizması olan bir kurumun varlığı gerekir. Bu kurumun ülkemizdeki yansıması Hakimler ve Savcılar Kurulu’dur. 

Bu bilgilerden hareketle, ülkemizde Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun temel işlevi hakimlik ve savcılık teminatını gerçekleştirerek yargının bağımsız ve tarafsız olmasını sağlamaktır. Bu yazımızda, çok önemli ve değerli olan bu kurulun yapılanmasının tarihsel sürecini, mevcut yapılanmasını ve şu andaki görev ve yetkilerini inceleyeceğiz.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun Tarihi Serüveni

Bugünkü adıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu, anayasada ilk defa düzenlenişinden itibaren ismi, üyelerinin sayısı, seçimi gibi pek çok konuda çeşitli değişikliklere uğrayarak süregelmiştir.

HSK’nın yapısal durumuna ilişkin dönemleri şöyle sıralayabiliriz:

– 1961 Anayasası

– 1971 Anayasa Değişikliği Sonrası

– 1982 Anayasası

– 2010 Anayasa Değişikliği Sonrası

– 2017 Anayasa Değişikliği Sonrası (Mevcut Yapılanma)

A. 1961 Anayasası (Yüksek Hakimler Kurulu)

Hakimlik teminatını sağlamakla görevli olan bir kurul, ilk defa 1961 Anayasası ile hakimlerin bütün özlük işleri hakkında karar vermek üzere Yüksek Hakimler Kurulu adıyla kurulmuştur.

Yüksek Hakimler Kurulu 18 asıl, 5 yedek üyeden oluşuyordu. Bu üyelerden;

  • 6 asıl üye Yargıtay Genel Kurulunca kendi aralarından,
  • 6 asıl üye birinci sınıfa ayrılmış hakimlerce kendi aralarından,
  • 3 asıl üye yüksek mahkemelerde hakimlik yapmış veya bunlara üye olma şartını kazanmış kimseler arasından Millet Meclisince salt çoğunlukla,
  • 3 asıl üye yüksek mahkemelerde hakimlik yapmış veya bunlara üye olma şartını kazanmış kimseler arasından Cumhuriyet Senatosunca salt çoğunlukla,
  • 2 yedek üye Yargıtay genel kurulunca,
  • 1 yedek üye birinci sınıfa ayrılmış hakimlerce,
  • 1 yedek üye Millet Meclisince,
  • 1 yedek üye Cumhuriyet Senatosunca seçilmekteydi.

B. 1971 Anayasa Değişikliği Sonrası (Yüksek Hakimler Kurulu)

Yüksek Hakimler Kurulu’nun ilk halindeki üye seçim kriterleri, siyasi partilerin etkisinin yüksek olduğu ve çoğu zaman seçimlerin geciktiği gerekçesiyle eleştiriliyordu. 1971 Anayasa değişiklikleri ile bu eleştirelerle aynı doğrultuda bir değişiklik yapıldı.

Bu değişiklik uyarınca Yüksek Hakimler Kurulu 11 asıl ve 3 yedek üyeden oluşmaktaydı. Bu üyelerin tamamı, Yargıtay Genel Kurulunca, kendi üyeleri arasından üye tamsayısının salt çoğunluğu ile seçiliyordu. Böylece tamamen yargının seçtiği ve dolayısıyla tamamen bağımsız bir Yüksek Hakimler Kurulu meydana geldi.

Ancak bu durumda da çok önemli bir yeri olan Kurulun milli iradeye dayalı bir yapısı olmaması sebebiyle kendi içerisinde duyarsızlaşacağı ve toplumsal gelişmelere uzak kalacağı düşünülmüştür ve bu yönde eleştiriler olmuştur.

C. 1982 Anayasası (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu)

1982 Anayasası ile Yüksek Hakimler Kurulu’nun ismi Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak değişti. Bununla birlikte kurulun üye sayısı ve seçiminde, görev ve yetkilerinde de değişiklikler oldu.

Öncelikle Yüksek Hakimler Kurulu yalnızca adliye mahkemesi hakimlerinin özlük işleri hakkında karar verebilirken, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu adli ve idari yargı hakim ve savcılarının özlük işleri hakkında karar verebilme yetkisine sahip hale geldi.

Bir diğer farklılık da kurulun üye sayısı ve seçiminde oldu. 1982 Anayasasının ilk haline göre HSYK 7 asıl ve 5 yedek üyeden oluşmaktaydı. Bunların arasında Adalet Bakanı doğal başkan, Adalet Bakanlığı Müsteşarı ise doğal üye olarak yer almaktaydı. Diğer üyelerden ise;

  • 3 asıl üye Yargıtay genel kurulunun kendi üyeleri arasından her adaylık için göstereceği üçer aday arasından Cumhurbaşkanınca
  • 2 asıl üye Danıştay genel kurulunun kendi üyeleri arasından her adaylık için göstereceği üçer aday arasından Cumhurbaşkanınca
  • 3 yedek üye Yargıtay genel kurulunun kendi üyeleri arasından her adaylık için göstereceği üçer aday arasından Cumhurbaşkanınca
  • 2 yedek üye Danıştay genel kurulunun kendi üyeleri arasından her adaylık için göstereceği üçer aday arasından Cumhurbaşkanınca seçilmekteydi.

Bir önceki sistemde (1971) üyelerin tamamı Yargıtay tarafından seçilirken, bu dönemde tüm üyelerin yürütme organı tarafından seçilmesi iki dönem arasındaki en net farklılıktır. Ayrıca bu dönemle kabul edilen ve sonraki yapılanmalarda da devam eden Adalet Bakanı’nın doğal başkan olması eleştirilmiştir. Bununla birlikte, yine meclisin üye seçme yetkisinin olmaması da eleştirilmiştir.

D. 2010 Anayasa Değişikliği Sonrası

Bu Anayasa değişikliği ile 1982 Anayasası’nın ilk halindeki HSYK üye seçim usulü ve üye sayısı, yargı erkinin temsili lehinde değiştirilmiştir. Bu dönemde HSYK’nın üye sayısı 22 asıl ve 12 yedek üye şeklinde değiştirildi. Yine yetkisi daha az olmakla birlikte Adalet Bakanı doğal başkan, Adalet Bakanlığı Müsteşarı da doğal üye olarak bu üyeler arasında yer almaktaydı. Diğer üyelerden ise;

  • 3 asıl üye Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca
  • 2 asıl üye Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca 
  • 1 asıl üye kendi üyeleri arasından Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca
  • 7 asıl üye birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından adli yargı hakim ve savcılarınca
  • 3 asıl üye birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hakim ve savcıları arasından idari yargı hakim ve savcılarınca
  • 4 asıl üye yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca
  • 3 yedek üye Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca
  • 2 yedek üye Danıştay üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca
  • 1 yedek üye kendi üyeleri arasından Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca
  • 4 yedek üye birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından adli yargı hakim ve savcılarınca 
  • 2 yedek üye birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hakim ve savcıları arasından idari yargı hakim ve savcılarınca seçilmekteydi.

Bu dönemde gerçekleşen diğer önemli değişiklikler ise; HSYK’nın kendi sekreteryasının oluşturulması, hakimler ve savcılar hakkındaki incelemelerin bakanlık müffettişleri tarafından değil kurul müfettişleri tarafından yapılmasının düzenlenmesi ve kararlarına karşı yargı yolu kapalı olan HSYK’nın meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararlarına yönelik yargı yolunun açılmasıdır.

Mevcut Durum (2017 Anayasa Değişikliği Sonrası)

2017 Anayasa değişikliği ile kurulun isminden “yüksek” ibaresi kaldırılmış, kurulun ismi Hakimler ve Savcılar Kurulu olarak değiştirilmiştir.

Bununla birlikte kurulun üye sayısı ve seçim usulü de değişikliğe uğramıştır. Asıl-yedek üye ayrımı kaldırılmıştır. Bu çerçevede, bugün Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 13 üyesi vardır. Adalet Bakanı doğal başkan, Adalet Bakanı Yardımcısı (Anayasa hükmünde “müsteşar” yazmakla birlikte müsteşarlık makamı kaldırıldığından ötürü, bakan yardımcılarından birisi bu göreve gelmektedir) ise doğal üye olarak kurulda yer almaktadır. Diğer üyelerden ise;

  • 3 üye birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca
  • 1 üye birinci sınıf olup birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş idari yargı hakim ve savcıları arasından Cumhurbaşkanınca
  • 3 üye Yargıtay üyeleri arasından TBMM tarafından
  • 1 üye Danıştay üyeleri arasından TBMM tarafından
  • 3 üye yükseköğretim kurumlarının hukuk dallarında görev yapan öğretim üyeleri ile avukatlar arasından en az birinin avukat ve en az birinin öğretim üyesi olması koşulu ile TBMM tarafından seçilmektedir.

Görüldüğü üzere günümüzde HSK’nın 7 üyesini TBMM, 4 üyesini doğrudan, 2 üyesini ise dolaylı olarak Cumhurbaşkanı seçmektedir. (Cumhurbaşkanı Anayasa m.104/8 uyarınca Adalet Bakanı’nı atar, Anayasa m.104/9 gereği çıkarılan 3 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca da Adalet Bakanı Yardımcılarını atar. Bundan dolayı doğal üyeler olan bu iki üyeyi de dolaylı olarak Cumhurbaşkanı seçer.)

Bu sistem ile üyeleri seçme yetkisi yürütme ve yasama arasında dengeli bir şekilde paylaştırılmış ancak yargıya seçim hususunda doğrudan yer verilmemiştir.  Ayrıca bu düzenleme kapsamında 6 üyenin yürütme tarafından seçilmesi, yargı bağımsızlığı ilkesine gölge düşürdüğü için eleştirilmektedir. Zira günümüzde uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bir sonucu olarak Cumhurbaşkanı yürütmenin tek temsilcisidir, tarafsız bir organ değildir ve hatta aynı zamanda siyasi parti üyesi veya başkanı olabilmektedir. Cumhurbaşkanı parti üyesi de olabildiğinden ötürü, meclis üzerinde de dolaylı olarak bir etkisi söz konusudur.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yapısal bir gerekliliği olarak, devletin erkleri arasında sert bir kuvvetler ayrılığının olması ve bu erklerin bir fren-denge mekanizması oluşturması gerekir. Bunun için de yasama, yürütme ve yargı erkleri birbirine eşit güçte olmalı, birisi diğerine üstünlüğü olmamalıdır. Dolayısıyla bu sistemin sağlıklı işlemesi için yargı organının teminatı olan HSK’nın da diğer erklerden bağımsız bir yapısı olmalıdır.

Günümüzde HSK’nın anayasal dayanağı Anayasanın 159. maddesinde yer almaktadır. Bununla birlikte HSK ile ilgili yasal düzenleme 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nda yer almaktadır.

HSK üyeleri dört yıl için seçilirler, süresi bitenler tekrar seçilebilir. (Anayasa m.159/4)

Kurulun, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı dışındaki üyeleri, görevlerinin devamı süresince; kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler. (Anayasa m.159/6)

Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz. (Anayasa m.159/10)

6087 sayılı kanunun 3. maddesinde kurulun bağımsızlığı şu şekilde düzenlenmiştir:

(6) Kurul, görevlerini yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Kurula emir ve talimat veremez. 

– (7) Kurul, mahkemelerin bağımsızlığı ile hâkimlik ve savcılık teminatı esaslarını gözeterek adalet, tarafsızlık, doğruluk ve dürüstlük, tutarlılık, eşitlik, ehliyet ve liyakat ilkeleri çerçevesinde görev yapar.

Görev ve Yetkileri

Aksine bir düzenleme kanunlarda yer almadığı sürece, hakim ve savcıların tüm özlük işleri HSK tarafından yerine getirilir.

6087 sayılı kanunun 4. maddesi uyarınca kurulun görevleri şunlardır:

– Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak.

– Hâkim ve savcılarla ilgili olarak; mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapmak.

– Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun ve diğer mevzuata (hâkimler için idarî nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemek; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hâl ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmak ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemlerini yürütmek.

– Adli ve idari yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma ile hâkim ve savcılar hakkında denetim, araştırma, inceleme ve soruşturma yapılması konularına münhasır olmak üzere genelge düzenlemek.

Kurulun hakimler ve savcılar üzerindeki bu yetkilerine ek olarak yüksek mahkemelere üye seçmek gibi önemli bir görevi vardır. (6087 sayılı kanun m.4/1-d)

– Danıştay üyelerinin dörtte üçü, birinci sınıf idari yargı hakim ve savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından seçilir. (Anayasa m.155/3)

– Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hakim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir (Anayasa m.154/2).

Sonuç

Görev ve yetkilerinden de anlaşılacağı üzere hakim ve savcıların özlük haklarını düzenleyen, onları denetleyen, bunun yanında yüksek mahkemelere üye seçen bir kurul olarak HSK’nın ülkemiz açısından çok önemli ve değerli bir rolü vardır. Yargının bağımsız ve tarafsız olması ile birlike hukukun üstünlüğünün sağlanmasının yegane yolu Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun bunları gerçekleştirme misyonu ve vizyonu ile hareket etmesidir.

Kaynakça

ÖZBUDUN Ergun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2019

AKARTÜRK Ekrem Ali/KÜÇÜK Tevfik Sönmez, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, Adalet Yayınevi, Ankara, 2021

ÖZEN Tanju, Yargı Bağımsızlığı İlkesi Kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu, Yüksek Lisans Tezi, Bartın, 2017 (https://acikerisim.bartin.edu.tr/bitstream/handle/11772/411/Tanju%20%C3%96zen.pdf?sequence=2)

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5)

6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu (https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6087.pdf)

Hakimler ve Savcılar Kurulu Üyeliklerine Yapılan Seçime Dair Karar (1285) https://www.tbmm.gov.tr/tbmm_kararlari/karar1285.html

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

84

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.