Peki nedir bu tahkim ve nasıl ortaya çıkmıştır?
Tahkim, uyuşmazlıkları tahkim kurulları denilen özel kurumlar aracılığıyla çözmeye yönelik bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu yöntemin uygulanabilmesi için tarafların ortak iradesi gereklidir. Bu irade beyanları ile yapılan anlaşmaya “tahkim anlaşması” denir ve tahkimin temelini teşkil emektedir. Tahkim anlaşması uyuşmazlığın ortaya çıkışından önce veya sonra oluşturulabilir. Tahkim anlaşmasında veya anlaşmanın tahkimle ilgili maddesinde taraflar tahkimde uygulanacak usul hukukuyla maddi hukuku belirlerler. Burada taraflar herhangi bir ülkenin hukukuna atıf yapabilecekleri gibi tüm kuralları tek tek kendileri de belirleyebilirler. Çözüm için başvurulan hakemler genel olarak uyuşmazlığın konusunda uzman kişiler arasından seçilmekte ve genellikle üç kişilik bir kurul olarak görev almaktadırlar. Yazının ilerleyen aşamalarında değinilecek olan avantajları sebebiyle alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden (müzakere, arabuluculuk vb. gibi) biri olan tahkim son zamanlarda adını sık sık duyar olduğumuz bir yöntem halini almıştır.
Tahkimin ilk ortaya çıkış sürecine bakıldığında, uyuşmazlıktaki yabancılık unsuru önemli bir noktadır. Yabancı yatırımcının yeni bir ülkede yatırım yapmadan önce kendini güvence altında tutma çabası gayet olağan bir durumdur. Yabancı yatırımcının devlet mahkemelerinin yargılamalarındaki tarafsızlığına güvensizliği sonucunda bir alternatif uyuşmazlık çözümü olarak tahkim, yatırımcıları rahatlatan bir kurum vazifesi görmektedir. Zaten tahkim faaliyetlerinin gelişimine bakıldığında, bu faaliyetlerin daha tahkim adı bulunmadan da tacirler arasında etkili bir çözüm yöntemi olarak kullanıldığı ortaya çıkmaktadır.
Neden devlet yargılaması yerine tahkim tercih ediliyor?
1) Hızlı karar alma süreci
Tahkimin tercih nedenlerinden biri olarak tahkim yargılamasının hızlı oluşundan bahsedilebilir. Devlet yargısındaki davaların çokluğu ve bürokratik yapı nedeniyle mevcut olan yavaşlık sebebiyle taraflar uyuşmazlıklarına seri bir şekilde çözüm bulamamaktadırlar. Bahsi geçen büyük uyuşmazlıklarda zaman son derece önemli bir kavram olup tarafların mağduriyetlerini büyük ölçüde arttırabilir veya aksi şekilde azaltabilir. İşte tam bu esnada da devlet mahkemeleri işleyişine kıyasla görece daha kısa süren ve hızlı karar alabilen (ortalama bir veya üç yıl aralığında) tahkim devreye girer. Buna ek olarak son zamanlarda bazı tahkim mahkemelerinin uyguladığı “seri tahkim” adı altında üç ay içinde karara bağlanabilen tahkim sistemlerin de uygulanmasıyla bu süre daha da kısalmıştır.
2) Gizlilik
Taraflar için önemli bir unsur haline gelebilen gizlilik kavramını koruma açısından devlet mahkemelerine kıyasla çok daha gizli olan tahkim yöntemi, bu özelliği ile de bir tercih sebebidir. Tahkim, ticari sırların kolayca saklanabildiği bir yöntem olduğu için büyük firma ve şirketlerin tercihi haline gelmiştir.
3) Hakemlerin uzlaştırıcı rolü
Taraf ilişkilerinde devlet mahkemeleri gibi sadece haklı ve haksızı belirlemek ve sonuca hükmetmek misyonu dışında tarafların uyuşmazlığını giderme amacı güden tahkim daha az tahrip edici bir yöntem olarak tercih edilebilir niteliğini tekrar ortaya koymaktadır. Herhangi bir uyuşmazlık için direkt olarak çözüme yönelik hareketlerde bulunması bu uyuşmazlık çözüm yönteminin doğasında var olan ve onu daha tercih edilebilir kılan bir unsurudur. Bu sebeple de tahkim daha barışçıl bir usuldür.
4) Özel (esnek) bir yargılama usulü
Tahkimin bir diğer tercih edilme sebebi de onun olabildiğince esnek bir yapıda olmasıdır. Bahsi geçen esnek yapı, taraflara yargılamanın yapılacağı yeri, zamanı veya yargılama dilini seçebilme yetkisi tanımaktadır. Bu da onu katı kurallarla belirlenmiş devlet yargılamasından daha cazip bir konuma getirmektedir. Buna ek olarak hakimin/ hakimlerin verdiği karar taraflar için bağlayıcı bir karardır. Yalnızca istisnai şartlar altında ve adli mahkemeler önünde bu kararların bağlayıcılığı tartışılabilir.
O kadar faydasını saydık, peki tahkimin herhangi bir dezavantajı yok mudur?
1) Masraflı bir yargılama aşaması
Geleneksel yargılama yollarına göre çok daha masraflı bir durum olan tahkim, sağladığı avantajlar karşısında maliyetli bir seçimdir. Kayıt harçları, hakem ücretleri ve hatta eğer yargılama farklı bir noktada gerçekleşecek ise hakemlerin konaklama masrafları dahi bu maliyet içinde yer alabilir. Bu masraflar hakemler tarafından belirlenen tarafa veya oranlama şeklinde taraflara yansıtılabilir.
2) Bazı tahkim yargılamalarının da uzun sürmesi
Tarafların uyuşmazlığı çözmek için yeterli çaba harcamadığı ya da uyuşmazlığın büyüklüğü sebebiyle bu sürede uzamanın gerçekleşmesi gayet makul ve karşılaşılabilecek bir durumdur. Bazı davaların tahkim yargılamasının ‘hızlı’ bir yöntem olduğu görüşüne aksi bir şeklide uzun sürmesi, bir yargılama yöntemi olarak tahkimin tercih edilmesinde bir dezavantaj olarak ele alınabilmektedir.
3) Kimi durumlarda hakemlerin tarafsızlık halinin bozulabilmesi
Yine bazı tahkim yargılamalarında ‘bağımsız ve tarafsız’ olması gereken hakemlerin, bu duruma aykırı şekilde seçildikleri ve uyuşmazlığın çözümünde yer aldıkları durumlar yaşanmıştır. Tabii ki tarafsızlığa aykırı durumun tespitinden sonra yargılama sonucunda verilen karara karşı tamamen veya kısmen iptal kararı hakkı karşı tarafa tanınmıştır lakin yine de geleneksel yargılamanın tarafsızlığına olan güvensizlik nedeniyle bir alternatifi olarak karşımıza çıkan tahkimin bu ve benzeri durumlarla anılması tahkimin dezavantajlı bir duruma düşmesine yol açmaktadır.
Sonuç olarak, tahkim her ne kadar son zamanlarda avantajlarıyla ön plana çıkmış ve uyuşmazlıkların çözümü için sıklıkla kullanılır bir durumda olsa da dezavantajlarının varlığını da göz önünde bulundurmak gerekir. Lakin bu yargılama sistemi var olan tüm dezavantajlarına rağmen hala tercih edilebilir bir alternatif olarak varlığını sürdürmektedir.
Kaynakça
- Ergin Nomer, Nuray Ekşi, Günseli Öztekin Gelgel- Milletlerarası Tahkim Hukuku Cilt 1
- http://www.dispute-resolution-hamburg.com/tr
- https://istac.org.tr
- https://www.bisav.org.tr
0 Yorum