İşçi Emeklilik Yaşını Beklemek Zorunda Olmaksızın Kıdem Tazminatı Alabilir mi?

Bu çalışmada kıdem tazminatı alması için emeklilik yaşını bekleme zorunluluğu olup olmadığını ele aldık.3 min


98

1475 sayılı İş Kanunu’nun 14 üncü maddesine göre yaşlılık aylığı almak için öngörülen yaş dışında sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan kişiler kendi istekleri ile işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatı almaya hak kazanmaktadırlar. Yine bahsedilen 14’üncü maddeye göre sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını dolduran kişilerin kıdem tazminatı almaları için bu şartları yerine getirdiklerini belge ile kanıtlamaları gerekmektedir.
Bu haktan faydalanmak isteyen kişiler, Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvuru yaparak kıdem tazminat yazısı almaları gerekir.

Şartları

4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükmedilmiştir (Yargıtay Esas 2014-23778, Karar 2015-12585 ).

8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortalı olanlar, 3600 gün  prim ödeme ve  15 yıl olan sigortalılık sürelerini tamamlamaları halinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvuru yaparak ilgili yazıyı alabilmektedirler.

Bu tarihten sonra işe başlayanlar için yaş haddinden emeklilik şartları daha farklıdır. 8 Eylül 1999’dan sonra işe başlayanların SGK’na başvuru yaparak tazminat yazısı alabilmeleri için iki farklı koşul bulunmaktadır: Bunlardan birincisi, prim ödeme gün sayısının 7000 olmasıdır. İkinci şart ise, sigortalıların 25 yıl sigortalılık süresine ve 4500 prim ödeme gün sayısına sahip olmalarıdır.

Yani kısacası işiçinin fesih bildiriminde bulunabilmesi için bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik malüllük ya da toptam ödemeye hak kazanmış olması gerekir. Bu şarta ek olarak da işçi, bağlı bulunduğu kurum veya sandığa kıdem tazminatı almak için başvurması gerekir ve bunu da işverene bildirmekle yükümlüdür.

Uygulamada Sıkça Karşılaşılan Sorunlar

Uygulamada çıkan en yaygın sorunlardan biri de işçinin işverene nasıl ve ne zaman feshi bildirmesi gerektiği ile ilgilidir. İki başlığa da ayrı ayrı değinecek olursak:

Uygulamada genellikle işçi, SGK’na başvurup yaş hariç emeklilik şartlarını tamamladığına dair bir esas yazı alır. Bu esas yazının işverene verilip verilmeyeceği bazen tartışma konusu olmaktadır. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına baktığımızda;  “…işçilerin iş sözleşmelerinin fesihleri halinde kıdem tazminatına hak kazanacaklarının işverene bildirilmesi halinde…” denmiştir.  Dolayısıyla bu kararı, işçinin bir şekil şarttı olmadan fesih bildirimi ile işverene bildirmesi gerektiği şeklinde yorumlayabiliriz.

İşçinin ne zaman bu fesih bildirimini yapması gerektiği ise başka bir sorundur. Yargıtay içtihatlarına baktığımızda işçinin kıdem tazminatı almaya hak kazandığını sonradan belgelendirmesinin, kıdem tazminatı alma hakkını ortadan kaldırmayacağı yönündedir;  “…işçinin daha sonra bunu belgelendirmesi ve işverene sunması, kıdem tazminatına hak kazanılmasını ortadan kaldırmaz.”

Fakat önemli bir detayı atlamamamız gerekir: Kıdem tazminatı borcunun muaccel olduğu tarih bildirim tarihidir. Yine Yargıtay’ın emsal niteliğinde olan başka bir kararına göre; “İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar.”

Dolayısıyla işçi işverene bildirimde bulunmadıkça (yazılı veya sözlü) işverenden kıdem tazminatı ödemesini bekleyemez.

Sonuç

Yukarıda anlattıklarıma bir nokta koymak gerekirse; işçi yaş hariç tüm emeklilik şartlarını taşıyorsa, iş sözleşmesini feshedip kıdem tazminatı alabilir. Ayrıca yine Yargıtay’a göre fesihten sonra başka bir işe girmesi kıdem tazminatı almasına engel değildir. Fakar bu feshi işverene bildirdiği müddetçe kıdem tazminatı borcu muaccel olur. Dolayısıyla Yargıtay, işverene yapılacak olan fesih bildirimini zorunlu kılmıştır.

İlgili Yargıtay Kararları

  • YARGITAY 7.Hukuk Dairesi Esas: 2013/ 16292, Karar: 2014 / 811, T: 22.01.2014
  • YARGITAY 22.Hukuk Dairesi Esas: 2014/ 23778 Karar: 2015 / 12585, T: 06.04.2015
  • YARGITAY 22.Hukuk Dairesi Esas: 2017/ 13583 Karar: 2018 / 13274 T: 28.05.2018
  • YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 2014/ 36553 Karar: 2016 / 8730 T: 07.04.2016

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

98

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.