Diplomatik Ayrıcalıklar Ve Bunların Kötüye Kullanılması

Diplomatik misyonu yerine getirebilmek için bazı dokunulmazlıklar sağlanmıştır. Ancak bunun kötüye kullanımına nasıl bir tutum sergilenecektir?6 min


73

1)Diplomatik Dokunulmazlıklar

a)Kişi Dokunulmazlığı

Diğer dokunulmazlıklara göre önceliklidir ve onların verilme sebebi olmuştur. İki alt başlıktan oluşmaktadır. İlki diplomatik görevlinin gönderildiği devletin ona dokunamaması, ikincisi üçüncü şahısların görev sırasında diplomatik görevliye dokunulamamasıdır. Bu dokunulmazlıklara tutuklama ve gözaltına almak gibi durumların yasak olması, özgürlük ve kişilik ve şereflerine saldırıların engellenmesi için tedbir alınması örnek verilebilir.

Diplomatik temsilcinin tutuklanamaması sınırlayıcı değil yasaklayıcı bir kuraldır. Ancak bazı istisnaları da uygulamada bulunmaktadır. Mesela dokunulmazlığın kaldırılmasına sebebiyet vermeyecek uluslararası adli yardım ya da meşru müdafaa hakkı bu istisnalara girer. Bunun yanında diplomatik temsilcinin göreve gittiği ülkede şikayetleri kolluk kuvvetleri tarafından alınabilir. Fakat diplomatik temsilciler bazı durumlarda tutuklanabilir. Buna daha sonra değineceğim.

Üçüncü kişilere karşı korumada, Viyana Sözleşmesi ayrıntılı değil genel nitelikte hükümler öngörmüştür. Diplomatik temsilcinin kaçırılması halinde, temsilcinin gönderildiği devletin uygun fiillerde bulunarak saldırının sona erdirilmesi, ancak kişi dokunulmazlığının istisnası olarak saldırganların devlete isteklerinin yerine getirilmesinde devlete serbestlik tanınması söz konusudur. Serbestlik kişi dokunulmazlığının ihlalinin aksine onu sağlamlaştırır da denebilir.

Üçüncü kişilere karşı korunmada, diplomatik temsilcinin şerefi koruma kapsamındadır. Ancak bu konuda Viyana Sözleşmesi’nin yetersiz kaldığı söylenebilir. Uygulamada diplomatik temsilcilere onur kırıcı davranışlar sıkça gözlenmektedir.

Bu dokunulmazlığı ihlal edenler, cezai sorumluluk anlamında, Diplomatik Ajanlar Dahil Milletlerarası Alanda Korunan Kimselere Karşı Suçların Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair 1973 Tarihli New York Anlaşması’na göre cezalandırılırlar. Türkiye’de yargılama yapılırsa, diplomatik temsilci kamu görevlisi farz edilerek yargılama yapılacaktır.

b)Bina Dokunulmazlığı

İki alt başlığı vardır. İlki diplomatik temsilcinin gönderildiği devletin diplomatik amaca dair işlemleriyle ilgilidir. Bu makamlar misyon binasına giremezler ve diplomatik işlemlere müdahale edemezler. İstisnaen, misyon şefinin onayıyla bunlar mümkün olmaktadır. Bu dokunulmazlık Viyana Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesi’ne dayanmaktadır. Hükmün uygulanması Konsolosluk işlerinin binada icra edilmesine bağlıdır. Bu yüzden mutlak bir koruma olduğu görülmektedir. Ayrıca şefin rızası örtülü değil açık olmalıdır. Bu rıza yangın, deprem gibi doğal afetlerde yardım edilecek dahi olsa açık bir şekilde olmalıdır. Örtülü rızanın olduğu farz edilemez.

Bu hakkın ihlaline ilişkin yakın tarihte İngiltere ve Libya arasında bir hadise meydana gelmiştir. Misyon binaları Kaddafi yönetiminin ardından Halk Odaları haline gelmiş ve İngiltere bunu hukuka uygun bir şekilde protesto etmiştir. Ancak Konsolosluk binasının önündeki protestoda, Libya göstericilere silahla karşılık vermiş ve 11 kişi hayatını kaybetmiştir. Bunun üzerine İngiltere kolluk kuvvetleriyle binayı kuşatmış, misilleme olaraksa Libya da İngiltere Konsolosluğu’nu kuşatmıştır. İngiltere konsolosluk binasına girmek istemiş ancak onay verilmemiştir. Binanın terkedilmesinin ardından elektronik arama yapılmıştır. Gelişen olaylara İngiltere de Libya da tepki vermiş hatta Libya konsoloslukları kapatılmıştır. Söz konusu olayda Libya Konsolosluğu’nun binaya girmek için izin vermemesi tartışma konusu olmuş ve 2 görüş ortaya çıkmıştır. İlki diplomatik işlerin yapıldığı binanın uluslararası hukuka aykırı kullanımının müdahale hakkını mübah kıldığına ilişkindir. Ancak bu yorum Viyana Sözleşmesi’ne aykırıdır. İkincisi misyon binasına karşı bazı durumlarda meşru müdafaa hakkının mübah olduğuna ilişkindir. Konsolosluktan ateş açılmasından sonra kolluk kuvvetleri o bölgeyi zaten güvenlik altına aldığına göre; bu da uluslararası hukuk için doğru bir yaklaşım değildir. Misyon binaları mutlak dokunulmazdır ve meşru müdafaanın uluslararası barışı temin etmek için geçici bir vasıta olduğu düşünüldüğünde, konsolosluklara karşı meşru müdafaa hakkının doğru olduğunu söylemek mümkün değildir.

c)Haberleşme Dokunulmazlığı

Diplomatik görevlilerin görevlerini yerine getirmesi amaçlı getirilen bir dokunulmazlıktır. Diplomatik görev yapılan ülke hakkında bilgi toplanmalı ve raporlanmalıdır. Bu yüzden her türlü iletişim aracı bu misyon için kullanılabilmektedir. İki alt başlığı vardır. Resmi araçla devletçe haberleşmeye izin verilmesi ve bunun korunması ilk alt başlığıdır. Diğer devletle, başka konsolosluklarla haberleşebilir. Yer mevzuu önemli değildir. Her türlü araçla haberleşme yapılmasının tek istisnası telsizdir. Uygulamada şifreli haberleşme bu dokunulmazlığa müdahale edildiği için daha sık başvurulan araçtır.

Resmi yazışma bu kapsamda bir başka husustur. Misyon amacıyla yapılan bütün yazışmalar resmi yazışmadır. Resmi yazışmanın yürütülmesi Dış İşleri Bakanlığı’na aittir. Resmi yazışma nota, muhtıra, imzalı mektup vasıtasıyla yapılmaktadır. Nota; siyasi girişim başlatmak, bilgi temin etmek ve sözleşmeleri resmileştirmek, muhtıra; daha az resmi olup görüş bildirmek, imzalı mektup ise üst düzey yönetici ve Dış İşleri Bakanlığı’na kutlama ve teşekkür etmek için kullanılır.

Başka bir husus diplomatik çantadır. Kurye aracılığıyla iletilir. Diplomatik çanta başkası tarafından açılamaz ve alıkonulamaz. Özelliğini gösteren sembolleri taşımalıdır. İçinde yalnızca diplomatik belge bulundurması mümkündür. Diplomatik çanta hakkındaki hükümler ayrıntılı olmasına rağmen uygulamada bu konuda çok uyuşmazlığa rastlanmaktadır. 1984 Temmuzu İngiltere’de bununla ilgili bir olay yaşanmıştır. Nijerya’da Bakanlık yapmakta olan Umaru Dikko diplomatik çantaya koyularak Nijerya’dan kaçırılmaya çalışılmaktadır. Havalimanı yetkilileri kaçırılma aracı olan sandığın gerekli işaretlere sahip olmadığından dolayı içini açtırmışlar ve Bakanı kurtarmışlardır. Bu olay üzerine Viyana Sözleşmesi’ne uygun ya uygun olmayan uygulamalara başlanmıştır. Mesela İngiltere’de diplomatik çantanın içini açmadan elektronik cihazla taratılması söz konusu olup bu Viyana Sözleşmesi’nin ihlalini doğurmamaktadır. Ya da Nijerya’da para birimi değiştirilirken 6 haftalık sürede para kaçakçılığını önlemek adına diplomatik çantanın belirtilen süre içerisinde taratılması mümkündür.

d)Seyahat Dokunulmazlığı

Bu hak da diplomatik misyonun bir parçasıdır. Nitekim gereken bilgileri toplamak ve buna ilişkin rapor hazırlamak diplomatik görevdir. Diplomatik görevliyi kabul eden devlet seyahat özgürlüğünü tanımak mecburiyetindedir. Bunun tek istisnası milli güvenliği sağlamak adına yasak bölgeye girilmesinin engellenmesidir. “Milli güvenlik” teriminin nasıl yorumlanacağı ise muğlak bir gerçektir.

2)Diplomatik Dokunulmazlığın Kötüye Kullanılması

Son zamanlarda diplomatik dokunulmazlıkların insan öldürme, kaçakçılık, teröre destek verme gibi faaliyetlere destek verebilmesi bu konuyu gündem yapmıştır. Bazı işlenen çok ciddi nitelikte olmayan suçlar, mesela araç park ihlali gibi, tolere edilebilse de ciddi suçlar işlendiğinde yine tolere edilebilecek midir? Bu ciddi ihlalleri iki alt başlıkta inceleyebiliriz.

a)Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Yargılama Konusuna Giren Suçlar ve İnsan Hakları ve Özgürlüğünün İhlali

Cinayet ve savaş suçları gibi durumlarda bir görüşe göre diplomatik dokunulmazlık sona erdirilmeli ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması mümkün olmalıdır. Çünkü bu durumlarda diplomatik dokunulmazlığın hoş görülmesi gereklilik ve meşruluk kapsamında uygun bulunmamaktadır. Bahsedilen uluslararası yargı organı herkesi yargılayabilme yetkisine sahiptir ve bu imtiyazlar bir engel mahiyetindedir. Ayrıca bu yargı organına yetki veren uluslararası antlaşmada da bir madde diplomatik dokunulmazlığın diplomatik görevlinin gönderildiği ülke bu antlaşmanın tarafıysa dokunulmazlık soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş ve saldırı suçlarının işlenmesi halinde yargılamaya engel olamaz.

Ayrıca günümüzde yabancılar için vizeler diplomatik misyona sahip kişiler tarafından sağlanabilmekte olup, bazı göçmenler az para ve uzun çalışma saatleriyle çalıştırılmakta, bu da köleliğin modernize edilmiş anlamını göstermekte, bu da açıkça Uluslararası Hukukun en yüksek normu olan jus cogens emirlerine aykırıdır. Günümüzde bu uygulama konsolosluk çalışanlarının ve diplomatik elçilerin ev işlerini yaptırmak perdesi altında köleliğe maruz bırakıldığı gözlenmektedir. Bu insan hakkı ihlali Viyana Sözleşmesi göz önünde tutulsa da jus cogens gereği yaptırıma tabidir.

b)Casusluk ve Diğer Suçlar

Bazı durumlarda elçiyi gönderen devletin diplomatik dokunulmazlığını kullanarak milli istihbarata seyahat yoluyla bilgi sızdırılması söz konusu olmaktadır. Viyana Sözleşmesi’nde bu hakka yer verilse de casusluk suçu uluslararası arenada suç kabul edildiğinden bu hak kullanılamaz. Çünkü ülke bütünlüğü ve siyasal bağımsızlık bu suçla tehlikeye atılmaktadır. Bu durumda diplomatik görevliyi kabul eden devlet persona non grata ilkesine dayanarak görevliyi sınır dışına göndermelidir.

Uygulamada diplomatlara casusluk yaptırılarak güven sarsıcı durumlara neden olunabilmektedir. Örneğin Rusya 2013’te diplomat bir CIA ajanını göz altına alınmıştır ancak dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamamış ve sınır dışı edilmiştir. Burada değinildiği gibi persona non grata ilkesi uygulama alanı bulmuştur. Ancak iki ülke ilişkileri gerginleşmiştir.

Kaynakça

  1. Gözlügöl, S. Vakkas, (2013) “Diplomatik Dokunulmazlıkların ve Ayrıcalıkların Kötüye Kullanılması”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırma Dergisi,19 (1) ,118-121 s.
  2. Ergüven, N. Sarp, (2008), “Uluslararası Hukukta Diplomatik Ayrıcalıklar”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı, 71-91 s.

Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

73

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.