Günümüzde herkesin bir sosyal medya hesabı var ve herkes kendini bu mecralardan ifade ediyor. Zaman içinde insanların adeta ayrılmaz parçaları haline gelen, hatta kimileri için ekmek teknesi olarak da nitelendirilebilecek sosyal medyanın hukuk düzeni içerisinde karşılığı ne? Bu yazıdan yaklaşık bir buçuk sene önce “Normlar Hiyerarşisinde Sosyal Medyanın Yeri” başlığında bir yazı kaleme almış ve yine sosyal medyanın hukuk sistemindeki yerini incelemiştim. O yazımda Sosyal medya neden adalet talep eden vakıaların paylaşıldığı adres haline geldiğini, neden şiddete tacize uğrayan kişiler sesini duyurmak ve dikkate alınmak için sosyal medyayı tercih ettiğini, bu meselenin Türkiye’deki adalet anlayışına yansıması ne olduğunu sorgulamıştım. Şayet sosyal medya hukuka bu denli etki edecekse neden normlar hiyerarşisinde kendisine bir konum açmadığımızı, ya da etki etmiyor diyorsak bu olayı nasıl değerlendirmemiz gerektiğini de sormuştum. O yazının kalem alınmasından bu yana bir buçuk sene geçti ve değişen bir şey olmadı. İnsanlar hala haklarını sosyal medya üzerinden aramakta, yardım talep edenler seslerini sosyal medyadan duyurmaktadır. Hukuk sisteminin halen buna cevap verememesi ve sorunları giderme noktasında teknoloji kadar hızlı olamaması daha büyük boşluklar ve sıkıntılar doğurmaktadır. O gün sosyal medyanın yerini normlar hiyerarşisi bakımından değinmiştik. Bugün ise sosyal medyanın yaptırım gücüne değinmek istiyorum.
Yaptırım
Yaptırım bir hukuk kuralına aykırı davranılması halinde hukuk düzenince öngörülen sonuçtur. Yaptırım din, ahlak ve görgü kurallarına uyulmaması hâlinde manevi nitelik taşırken hukuk kurallarına uyulmaması durumunda maddi niteliktedir. Bu bakımdan hukukta yaptırım, hukuk kuralına uyulmasını sağlayan, maddi güç uygulanması esasına dayanan bir tepki olarak ortaya çıkar. Hukukta yaptırım özü itibarıyla ceza ve cebir unsurunu içerir; hukuk kuralının yürürlüğü yaptırım olmaksızın sağlanamaz. Yaptırım hukuk kuralının verdiği emrin yerine
getirilmemesi veya kuralın öngördüğü yasağın çiğnenmesi hâlinde geçerlik kazanır. Konumuzla ilişkisi olduğu kadarıyla yaptırım türlerine de değinmekte fayda var.
Ceza, hukuka aykırı davranışlar, suç olarak ceza kanunlarında yer almaktadır. Suçun işlenmesini önlemek, suç işlenmesiyle bozulan toplumsal düzeni kurmak ve suçluyu ıslah etmek amacıyla ceza yaptırımına başvurulmaktadır.
Cebri icra, bir borç ilişkisinde borcunu kendi rızasıyla yerine getirmeyen borçlunun devlet gücü aracılığıyla bu borcunu yerine getirmesini sağlayan bir yaptırımdır.
Tazminat, bir kimsenin hukuka aykırılık oluşturan kusurlu bir davranışı sonucu başkasına verdiği zararın o kişiye ödettirilmesidir. Tazminata konu zarar maddi ya da manevi olabilir.
Geçersizlik, hukuka aykırı bir şekilde yapılan hukuki işleme uygulanan yaptırım geçersizlik yani hükümsüzlüktür.
Hükümsüzlük, hukukun yapılmasını istediği şekilden farklı bir şekilde yapılan hukuka aykırı bir işlemin sonuçlarının kısmen veya tamamen ortadan kaldırılmasıdır.
İptal, hukuk kurallarına aykırı bir biçimde yapılmış idari işlemlerin idari yargı organlarınca ortadan kaldırılması hâlinde iptal yaptırımı ortaya çıkar.
Sosyal medyada kişisel hesaplarda karşımıza çıkan yaptırımlar yukarıda saydığımız hukuki yaptırımlar değil, manevi nitelik taşıyan sosyal düzen yaptırımlarıdır. Bu yaptırımlar kınama ve dışlama şeklinde olabilir. Sosyal medyada daha çok “linç” tabiri ile karşılaşılmaktadır. Sosyal düzen yaptırımları insanların olduğu, değer yargılarının olduğu her yerde bulunur. Fakat bu yazıda değinmek istediğim husus sosyal medyanın hukuki yaptırımlar uygulayıp uygulayamayacağı. Güncel bir konu ile ilişkilendirerek incelememize devam edelim.
Ne Oldu?
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya şirketi olan Twitter, ABD Başkanı Donald Trump’ın hesabını askıya aldı. Akabinden de birçok platform Twitter’ın uyguladığı yaptırıma katıldı. Önce ne olduğuna kısaca değinelim, sonrasında bu kararın doğruluğunun tartışmasından çok hukuki boyutunu ve yerindeliğini incelemeye çalışalım.
“Trump’ın hesabı ilk olarak Çarşamba günü, ABD Kongresi’ni basan kişilere “vatansever” demesi üzerine 12 saatliğine askıya alınmıştı. Trump’ın yüzlerce destekçisi, o gün Joe Biden’ın başkanlığının Senato’da onaylanmasını engellemeye çalışmıştı. Olaylar sırasında dört eylemci ve bir polis hayatını kaybetti.
Twitter Trump’ın hesabını ilk askıya alışının ardından, kuralları ihlal etmeye devam etmesi halinde hesabı kalıcı olarak engelleyeceğini açıklamıştı. Şirket Trump’ın Cuma günkü paylaşımlarının bardağı taşıran son damla olduğunu söyledi. Paylaşımlardan birinde şu ifadeler yer alıyordu:
“Bana, ÖNCE AMERİKA’YA ve AMERİKA’YI TEKRAR YÜCELTELİM’E oy veren 75 milyon Amerikan Vatanseveri’nin gelecekte BÜYÜK BİR SESİ olacak. Hiçbir şekilde saygısızlık görmeyecekler veya haksızlığa maruz bırakılmayacaklar.”
Twitter bu tweetin, Trump’ın sorunsuz bir devir teslim yapmayacağına dair bir işaret olarak yorumlandığını belirtti. Şirket Trump’ın aynı gün yaptığı “20 Ocak’taki yemin törenine katılmayacağım” paylaşımının da takipçileri tarafından seçimin meşru olmadığı şeklinde yorumlanacağını söyledi.
Trump hesabının engellenmesinin ardından ABD Başkanlığı (@POTUS) hesabını kullanarak paylaşımlarına devam etti. Twitter’ı radikal sol bir platform olarak adlandıran Trump, başka sitelerle görüştüğünü ve yakında “büyük bir duyuru” yapacağını söyleyerek yeni bir sosyal medya platformu kurabileceğini ima etti.
Trump destekçileri bir süredir, paylaşım kurallarının daha esnek olduğu Parler adlı bir sosyal medya uygulamasını kullanıyordu. Aşırı sağcı komplo teorilerini paylaşmak Twitter ve Facebook gibi sosyal medya sitelerinde engellenme nedeniyken Parler bu tür paylaşımlara karışmıyordu.
Fakat Google bugün aldığı bir kararla, Parler’ı uygulama mağazasından kaldırdı.”
Görüldüğü üzere başta Twitter olmak üzere birçok platform ABD Başkanı Donald Trump’a karşı bir yaptırımda bulundu.
Değerlendirme
İşlemlerin doğruluğu yanlışlığı elbet tartışılır. Ancak hukuk perspektifinden bakmak doğruluktan çok yerindeliğin ve kanuniliğin ön plana alınmasını gerektirmektedir. Ülkemizde internet üzerinden bir içeriğin kaldırılması veya bir hesabın engellenmesi idari yollarda BTK’ya başvuru veya Sulh Ceza Hakimliğine başvuru yolları ile gerçekleşmektedir. Ayrıca kaldırılması istenen içerikler için ilgili siteye de başvurulabilir. Sosyal medya platformları kendi içinde bir denetim sistemi öngörmüş, spamlama ve bildirme işlemleri ile gerekli yaptırımları sağlamaktadır. Bu platformların kurallar ve politikalar gereği şüpheli veya spam içeriklerini, taciz eden ve zarar veren içerikleri, nefret ve hakaret söylemi içeren içerikleri gelen şikayetler doğrultusunda denetlemesi, kaldırması ve erişime engellemesi normaldir. Fakat bunun dışında sosyal medya bir kişiye yaptırım uygulamak amacıyla bunu yapabilir mi? Olaydan bağımsız olarak mesela sosyal medya hesaplarının askıya alınması, kişi ile bu platformlar arasındaki bağın kesilmesi bir yaptırım olarak değerlendirilebilir mi? Sosyal medya platformları bazı içerikleri kendisi yorumlayarak (bkz. Ne Oldu? – Paragraf 4) spamlama ve bildirme işlemleri yapılmaksızın hesapları askıya alması mümkün mü? Bu, platformların güncel konularda bir yaptırım uygulayabileceği izlenimi vermez mi? Bunu ABD’den ayrı olarak kendi ülkemizde de düşünelim. Sosyal medya platformları, bazı kişilerin hesaplarındaki gönderileri yorumlayabilir mi? Türkiye için mahkeme kararı ya da idari bir karar olmaksızın hesapları askıya alabilir mi? (Burada tartıştığımız husus elbette şikayet edilen hesapların ya da troll hesapların askıya alınması değil.) İlgili platformlar bu yollar ülkelerin siyasi işlerine ya da iç işlerine karışmış olmaz mı? Tabi burada bir de temel hak ve özgürlüklerin müdahale gündeme gelebilir. Temel hak ve özgürlüklerin ihlalinde ki özellikle sosyal medya ile yakından ilişkilendirdiğimiz ifade özgürlüğünün ihlalinde sorumlu tutulan taraf devlettir. Platformlar bu özgürlüğü anayasalarda, kanunlarda yer alan sınırlama sebepleri bulunmaksızın, meşru bir karar olmaksızın ihlal edebilir mi? Şimdi olaylara pek bu açıdan bakmasak da yakın zamanda sosyal medyanın yaptırım gücü fazlaca gündeme gelecek gibi. Teknoloji ile hukuk bir nevi ikiz kardeş konumunda düşünürsek, teknoloji ve sosyal medya, bu ilişkide ikiz kardeşini yeterince köşeye sıkıştırmış gözükmektedir. Hukuk sisteminin içerisinde olan bireyler olarak teknoloji kadar hızlı olabilmemiz elbette özellik gereği mümkün değilse de problemlerin çözümü noktasında, ya da problemlerin öngörülmesi noktasında daha cevval olmamız gerekmektedir.
–
Kaynakça
- Kemal Gözler, Hukuka Giriş, Bursa, Ekin, 17. Baskı, Temmuz 2020
- Hukuksal Bağlamda Sosyal Medya Analizi ve Kıyaslamalı Mevzuat Önerileri
- İnternetten İçerik Kaldırma ve Erişimin Engellenmesi İşlemleri
- Kişi Haklarının İhlali Durumunda İnternet Erişiminin Engellenmesi
- Twitter Trump’ın Hesabını Kalıcı Olarak Engelledi – BBC News
0 Yorum