Avukatlık Kanunu’nda Yapılmak İstenen Değişiklik

Yargının 3 ayağından biri olan Avukatların ideolojik farklılıklar ile bölünmesi sonucu adalet sistemimiz için nasıl durumlar oluşturacaktır?7 min


64
68 Paylaşım, 64 Beğeni

Avukatlık Kanunu 1969 tarihli 198 maddelik uzun, detaylı ve eski bir kanundur. Bu açıdan gelişime ve değişime muhtaç olduğu aşikardır. Öncelikle Avukatlık Kanunu hakkında -gerekli konularda- bir değişiklik yapılması gerektiği konusunda neredeyse bütün avukatlar hemfikirdir, bu yönüyle ilk adımda bir değişiklik teklifi ile sorunların çözüme kavuşturulması için çalışmalar yapıldığını anlamaktayız.

30/06/2020 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanlığınca ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekillerinin imzası ile Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmuştur.

Değişiklik teklifi genel hatları ile Baroları ve Türkiye Barolar Birliği‘ni ilgilendirmektedir. Barolar ise T.C. Anayasa’sı 135’inci madde kapsamında kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşudur ve kamu tüzel kişiliğini haizdir. Tüzel kişiler de bazı istisnalar hariç tıpkı insanlar gibi birtakım haklara sahiptirler ve yükümlülükleri vardır.

 “Hukukî anlamda kişi (şahıs-personne), hukukî ilişkilere taraf olabilen, hak sahibi ve yükümlü (alacaklı ve borçlu) olabilen hukuk öznesidir . Bir başka ifade ile ‘açıklamış olduğu iradenin hukuk alanında bir sonuç doğurduğu kabul edilenlere kişi denilir'”  Hukukumuzda Kamu Tüzel Kişiliği Kavramı ve Kıstasları, Prof. Dr. Ramazan ÇAĞLAYAN

Böylece tüzel kişiler açıklamış oldukları iradeleri elbette kanuni sınırlar çerçevesinde icra etmektedirler. Kanuni çerçevenin dışında hareket etmeleri halinde ise hukuki, cezai ve idari sorumlulukları gündeme gelmektedir. Yapılacak kanun değişikliği aslında bu sınırları değiştirmekte ve baroların karar verme hakkına sahip olduğu konularda düzenlemeler yapmaktadır. Bunun yanında avukatlık mesleğinin ilk 5 yılında baro keseneğinin yarı oranda alınması ve avukatların mahkemede cübbe hariç resmi kıyafet zorunluluğunun kaldırılması da değişiklik teklifinde yer almaktadır.

Bunun yanı sıra bir baroya kaydolma zorunluluğunun olması durumu Avukatları ideolojik, siyasi ya da farklı fraksiyonları ile öne çıkması ve bunu dermeyan eder şekilde bir tercih yapma zorunluluğuna itmektedir ki bu durumun uzun vadede ne tür sonuçlara yol açacağı merak konusudur.

Teklifin gerekçesinde avukat sayısının çok fazla olmasından, küreselleşmenin iletişimi kolaylaştırmasına rağmen baroların dayanışma halinde olamamasından ve işbirliği yapamamasından, baroların stajyer eğitimlerinin yetersiz kalışından, çok kalabalık ve idaresi imkansız baroların oluşmasından bahsedilmiştir. Bu bahisle avukat sayısı 5.000’in üzerinde olan şehirlerde 2.000 avukat ile; var olan baronun dışında, bağımsız, yeni bir baro kurma hakkının tanınmasını öngörmektedir. Değişikliğin bu hali ile kanunlaşması durumunda bir şehirde şuan bir olan baro sayısı 2, 3, 5, 15 ve 23’e hatta ilerleyen dönemlerde daha da fazla sayılara ulaşabilecektir. Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan baroların aynı şehirde birlik değil dağınık oluşu avukatlar arasında tahmin edilemeyecek ayrışmalara yol açabilecektir buna ek olarak hayatını siyasi meselelerden uzak bir şekilde geçirmek isteyen avukatlar istemeseler dahi siyaset hayatlarının bir parçası olabilecektir. Barolar aynı zamanda avukatlık ruhsatı vermekle yetkili ve görevli kuruluşlardır. Şuanki hali ile bir şehirde bir olan baro kapsayıcı niteliktedir. Her görüşten insanın iç içe bulunması gereken bu ortamda kimse siyasi sebeplerle ayrışmak zorunda değildir. Değişikliğin kabul edilmesi halinde A Barosu belediye başkanı ile yakın ilişkili, B Barosu Vali ile kavgalı, C Baro Başkanı bakanın kuzeni, D Barosunu falan mahkeme önerdi, F Barosu falan davalarda daha başarılı şeklinde ayrışmalar olabilecektir. Bu ayrışmaların olmaması günün konjonktüründe mümkün görünmemektedir. Avukatlık mesleği Yasama, Yürütme ve Yargı olarak ayrılmış 3 kuvvetten Yargının; Hakim, Savcı ve Avukat olarak ayrılmış 3 sac ayağından biridir. Avukatların ayrışmasının ne mesleğe ne de yargıya pratik ve teorik bir faydası olmayacağı gibi zaten topal olan yargı sistemimiz getirilecek olan bu değişiklik ile içinden çıkılamaz sorunlar doğuracaktır.

Teklif aynı zamanda Türkiye Barolar Birliği’ni de ilgilendirmektedir. Türkiye Barolar Birliği bütün baroların katılması ile oluşan bir üst kuruluştur. Avukatlık Kanunu md 110 ile; hukuka erişilebilirliği kolaylaştırmak, farklı barolar arasında iletişimi sağlayarak meslektaşların dayanışmasını kuvvetlendirmek, meslek ahlakını korumak ve mesleğin gelişimine katkı sağlamak ve buna benzer birçok görev TBB’ye yüklenmiştir. Barolar Birliği tüzel kişiliğini haiz bir meslek kuruluşudur ve haklarını organları vasıtası ile kullanır. Organları ise yine Avukatlık Kanunu’nda sayılmıştır. Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Başkanlık, Başkanlık Divanı, Disiplin Kurulu ve Denetleme Kurulu olmak üzere 6 organı vardır. Burada değişikliğin kapsadığı konu Genel Kurul’da temsildir. Genel Kurul TBB’nin en yüksek organıdır ve Birlik Yönetim, disiplin ve denetim kurulları üyeleri ile Birlik başkanını seçmekle görevlidir. Bu seçim Genel Kurul üyesi delegelerin oyları ile yapılır. TBB Genel Kurulu delegelerinin seçimi ise Baro Genel Kurulu tarafından yapılır. Baro Genel Kurulu üyeleri baro levhasına kayıtlı tüm avukatlardır. Yani TBB Genel Kurulu tüm barolardan, tüm siyasi görüşlerden ve etnik kökenlerden avukatların bulunduğu neredeyse tüm avukatların seslerinin duyulduğu bir organdır. TBB Genel Kurulu’ndaki delegelerin hangi barodan ne kadar seçileceğine ilişkin düzenleme yine Avukatlık Kanunu’nda mevcuttur. Buna göre; Genel Kurul, baroların avukatlıkta en az on yıl kıdemi olan üyeleri arasından gizli oyla seçecekleri ikişer delege ile kurulur. Görevde bulunan baro başkanları ile Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı yapmış ve yapmakta olan avukatlar, Birlik Genel Kurulunun doğal üyesidirler, oylamalara katılma, seçme ve seçilme hakları vardır avukat sayısı yüzden fazla olan barolar, yüzden sonraki her üçyüz üye için ayrıca birer delege seçerler. Yani baro başkanları, TBB eski başkanları ve şuanki başkanı Baroları tarafından seçime tabi tutulmadan TBB Genel Kurulu’nda üyedirler. Baroda 399 avukat varsa bunların seçtiği 2 kişi, 400 üye varsa 3 kişi 700 üye varsa 4 kişi 1000 üye varsa 5 kişi yani 100 üyeden daha fazla üyesi olan baroların 300 üye için seçeceği bir kişi ile kendini temsil ettirme ve seçtiği temsilcilerinin de TBB Genel Kurulu’nda oy kullanma hakkı vardır.

Değişiklik Teklifi baroların delege sayısında değişiklik öngörmektedir. Teklif; baroların asgari 4 delege ve levhaya kayıtlı 5.000 avukat için ek 1 delege olmak üzere temsil edilmesini benimsemiştir  . Yani levhasına kayıtlı 150 avukatı bulunan A şehri barosu ile levhasına kayıtlı 4.999 avukatı bulunan B şehri barosu TBB Genel Kurulu’na eşit sayıda delege göndererek temsil edilecektir. Öngörülen sistemde baroların TBB Genel Kurulu’ndaki delege sayısında değişiklik yapılarak temsil adaletinin nasıl sağlanacağı büyük bir soru işaretidir. Teklifin bu hali ile kanunlaşması halinde ortaya çıkacak olan temsil sisteminde örneğin; TBB Genel Kurulu’nda A Barosunun delegesi avukat “Y” 300 avukatı temsil etmekteyken B barosu delegesi avukat “Z” 1300 avukatı, C Barosu delegesi avukat “T” ise 4.999 avukatı temsil edecektir. Bu halde delegeler arasında benim temsil gücüm senden fazla, senin oyun benim oyumdan değersiz tartışması yaşanabileceği gibi bu aynı zamanda C barosunun avukatlarının sırf levhasına kayıtlı oldukları baro daha kalabalık diye TBB Genel Kurulu’nda daha az temsil edileceği sonucunu doğurmaktadır ve temsil adaletinin sağlanması hususunda oldukça büyük sorunlara yol açacağı ortadadır. Bu durumların sonuçlarından biri de İstanbul veya Ankara’da levhada bulunan bir avukatın oyunun değerinin diğer daha küçük barolardaki avukatların oyunun değerine oranla çok çok daha önemsiz kalması durumudur. Zira yaklaşık 30.00 avukat bulunan Ankara Barosunun temsil oranı yaklaşık yüzde 3 iken çeyreği hatta ondan bile az avukat bulunduran bir baronun oranı takribi 2 olacaktır.

Değişiklik teklifinin konusu genel hatları ile avukatların organizasyonuna yöneliktir, oysa avukatların organizasyon sorunundan önce çözülmesi gereken çok daha kritik ve kronik sorunların olduğu açıktır.


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

64
68 Paylaşım, 64 Beğeni

Sizin Tepkiniz Nedir?

lol lol
0
lol
omg omg
0
omg
fail fail
0
fail
love love
3
love

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Bir format seç
Kişisel Test
Kişisel bir şey ortaya koymayı amaçlayan sorular dizisi
Basit Test
Bilgiyi kontrol etmek isteyen doğru ve yanlış cevaplı sorular dizisi
Anket
Karar verme ya da görüş belirleme/oy verme
Serbest Yazı
Yazılarınıza Görseller Bağlantılar Ekleyebilirsiniz
Liste
Klasik İnternet Listeleri
Geri Sayım Listesi
Klasik İnternet Geri Sayım Listeleri
Video
Youtube and Vimeo Embeds
Ses
Soundcloud veya Mixcloud İçerikleri