Bu içerik Fırat Emre Çelebi ve Helin Dinler tarafından hazırlanmıştır.
–
Herhangi bir merkeze bağlı bulunmayan kripto paralar, her ne kadar öncesinde çeşitli girişimler olsa da somut olarak 2009 yılında Bitcoin ile hayatımıza girdi. Bugün kripto para niteliğinde binlerce kripto varlık bulunmakta ve bunların değeri yaklaşık olarak ABD GSYH’sine denk gelmektedir. Ülkemizde de günlük işlem hacmi 1 milyar doları aşmış durumda. Ulusal ve uluslararası ölçekte bu kadar büyük bir hacme sahip kripto varlık alım satım işlemlerinin gerçekleştiği borsa niteliğindeki kuruluşlara yönelik 1 Mayıs 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” (Yönetmelik) ile bir düzenleme getirildi.
Söz konusu düzenleme ile suç ekonomisi içinde elde edilen gelirlerin aklanmasına hizmet edecek faaliyetlerin ve terör faaliyetlerine finansman sağlayan ekonomik faaliyetlerin tespiti ve önlenmesi için Yönetmelik ile belirlenen yükümlüler arasına “kripto varlık hizmet sağlayıcılar” da girmiş oldu. Böylece kripto varlık hizmet sağlayıcılar; müşterinin tanınmasına ilişkin esaslara, bilgi ve belge vermeye ilişkin esaslara ve yükümlülük denetimine uymakla yükümlü hale geldiler. Ayrıca kripto varlık hizmet sağlayıcılar, Yönetmelik kapsamında, gümrük idaresine açıklama yapmak ve gerçekleşen işlemlere ve işlem sahiplerinin kimliklerine ilişkin her türlü ortamdaki veriyi muhafaza ve ibraz etmek zorundalar.
–
Suç Gelirlerinin Aklanması Suçu
İki adet 5 lira düşünün. Biri yırtık pırtık, diğeriyleyse sinek kaydı tıraş bile olabilirsiniz. Bu durumda hangisini elinizde tutar, hangisini piyasada dolaştırırsınız? İşte bu örnek; Gresham yasası, yani “kötü paranın iyi parayı kovması” yasasıdır. Bu yasaya göre, göreli nominal değerleri aynı, fakat külçe değerleri farklı iki madeni paradan külçe değeri yüksek olan dolaşımdan çekilir. Thomas Gresham, külçe değeri küçük olan parayı kötü para olarak adlandırır; kötü para, külçe değeri yüksek olan parayı, yani iyi parayı, kovmuş olur. Bunun sonucunda ise kötü para piyasada egemen hale gelecektir.
Suçtan elde edilen malvarlığı değeri kara para olarak nitelendirilmektedir. Yasadışı işler yapan kimselerin, bu tür değerleri ülkeye sokabilmek için birtakım meşrulaştırma işlemleri sonucunda sanki suçtan elde edilmemiş de farklı yollardan kazanılmış gibi piyasaya sundukları gelir, genellikle kara para aklama olarak bilinmektedir. Suçtan elde edilen bu gelirin yasal faaliyetlere konu edilebilmesi için aklama bir ihtiyaç, gereksinim olarak ortaya çıkmaktadır. Nitekim bu parayı piyasada egemen kılmak, Gresham yasasından da anlaşılacağı üzere, yasadışı işler yapan kimseler için hiç de zor değildir.
Suç gelirlerinin aklanmasının, suç gelirlerine kaynaklık eden suçtan ayrı bir suç olarak sayılmasındaki amaç; suç gelirlerinden yararlanan kişileri bu gelirlerden mahrum ederek, kazanç elde etmek amacıyla işlenen suçların engellenmesidir.
Suç gelirlerinin dönüştürülmesi veya transfer edilmesi, gelirlerin gizlenmesi veya olduğundan farklı gösterilmesi, bulundurulması ya da kullanılması, bu suçların işlenmesine iştirak etme, bu suçların işlenmesi için örgüt kurma veya anlaşma, bu suçları işlemeye teşebbüs, yardım, kolaylaştırma veya yol gösterme fiillerinin ulusal ceza kanunlarında suç olarak düzenlenmesi benimsenmektedir. Ülkemizdeki 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, bu yönde yapılmış önemli bir düzenlemedir. Zira bu Kanun, kara paranın aklanmasının önlenmesine ilişkin bazı tedbirleri ve bu tedbirlere aykırı hareket edenler hakkında bazı yaptırımları öngörmektedir. Bu özel kanunda geçen aklama suçu, 5237 sayılı TCK m. 282’deki suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin aklanması suçunu ifade etmektedir.
–
Aklamanın Aşamaları
Kara para aklama süreci üç ana aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşama olan yerleştirme aşamasında amaç, nakit halde bulunan suç gelirini bu formdan çıkartarak finansal sisteme yerleştirmektir. Bu aşamada paranın idare tarafından bulunmasını ve tespitini zorlaştırmak esas alınmıştır. Suç geliri kayıt dışı gelirin fazla olduğu ülkelere gönderilerek, küçük miktarlarda ülke içindeki ilgili kişilerin hesaplarına aktarılarak, değeri yüksek mal ve taşınmazlara dönüştürülerek, turizm veya ihracat geliri gibi gösterilerek yasal bir gelir olduğu ispat edilmeye çalışılır.
İkinci aşamada finansal sisteme başarı ile yerleştirilen suç gelirinin ayrıştırılması gerekir. Bu aşamada amaç, finansal sisteme başarıyla yerleştirilen suç gelirini kaynağından uzaklaştırmak yani kara paranın izinin sürülmesini zorlaştırmaktır. Bu aşamada genellikle suç gelirinin birden çok ülke arasında dolaştırıldığı görülmektedir.
Üçüncü aşama ise bütünleştirme süreci olarak nitelendirilir. Bu aşamada çeşitli para ve değer formlarına ayrıştırılan suç geliri, ülke sistemine yasal görünen bir gelir olarak tekrar konulmaktadır. Bu aşamada ekonomide yasal olarak elde edildiği düşünülen meşru bir kaynak bulunmaktadır. Bir başka ifade ile kaynağından tamamen arınmış, meşru kaynaklardan hiçbir farkı olmayan mali sisteme girmiş bir paradan bahsedilebilir; çünkü artık ticari bir anlam kazanan para transferleri yasal açıklaması yapılabilecek bir fon birikiminin oluşmasını sağlamıştır. Bu aşamada kredi, ihracat, turizm gibi şekillerde para mali sisteme yerleşir.
–
Terör Faaliyetlerine Finansman Sağlanması Suçu
Terörizm, siyasal, dinsel veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmi, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terime verilen genel bir addır. Türk yasalarında terör, Terörle Mücadele Kanunu m. 1’de “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devleti’nin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu şekilde eylemleri ifa eden gruplara ise terör örgütü denilmektedir. Eylemleri yasal olmadığı için destekçileri de yasal olmayan bu örgütlerin, eylemlerini kara para aklama yoluyla finanse ettikleri bilinmektedir. Suç gelirlerinin dönüştürülerek izlerin yok edilmesi ve böylece kara paranın aklanması terörizm finansmanının sağlanmasının temel yöntemlerinden birisidir. Çünkü bu örgütlerin amaçlarını, herhangi bir gelirleri olmadan gerçekleştirmelerinin ve aynı zamanda barınmalarının imkansız olduğu açıktır. Ayrıca yasadışı faaliyet niteliğindeki eylemlerini yasal yollardan elde edilen ve dolayısıyla izi sürülebilir gelirler yoluyla fonlamaları mümkün değildir.
Terör örgütlerinin gelirleri yasal ve yasadışı olmak üzere birçok farklı kaynaktan sağlanır. Zengin sponsorlar, grup üyelerinin kişisel zenginliğinden yapılan bağışlar, terör örgütüne yakın dernek ve vakıflara para sağlanması gibi yöntemler, terörü uluslararası politika aracı olarak kullanmak isteyen ülkelerce örgüt üyelerine sığınma hakkı verilmesi vb. yalnızca kişi bazlı değil devlet eliyle de zımni veya açık bir şekilde destek bulduklarını söylemek mümkündür. Bu şekilde elde edilen fonlar genellikle iz bırakmayan sistemler aracılığıyla vücut bulmaktadır. Kara para aklama yöntemleri de bu sistemlerin başında gelmektedir.
Uluslararası barış için tüm dünyada bir tehdit haline gelen terörizmle mücadelede terör örgütlerinin gelir kaynaklarının tespit edilmesi ve kara para aklama ilişkisi oldukça önem taşımaktadır. Bu kapsamda, sadece siyasi veya askeri önlemlerin yeterli olmadığı görülmektedir. Ekonomik anlamda daha fazla şeffaflığa ve daha sıkı denetim ve düzenlemelere yer verilerek “iyi” parayı “kötü”den ayırmak gerekmektedir.
–
Sonuç
Dijitalleşmenin geldiği noktada, ekonomik işlemler de bu gelişmeden nasibini aldılar ve böylece devlet organizasyonunun müdahale sınırlarına ulaştılar. Kripto varlıklar da merkezsiz ve anonim olarak işlem yapılmasına olanak tanımasıyla takibi zor ekonomik değerler haline geldiler. Kripto varlıkların kapsamının ve özelliklerinin, alım-satım işlem usullerinin ve uyuşmazlıkların çözümü ile ilgili düzenlemelerin de ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz. Bahsi geçen düzenlemelerin ne derece etkili olacağı, kripto varlıkların doğası göz önüne alındığında elbette öngörülebilir değil. Zira kripto para dolandırıcılığı niteliğindeki bir vaka kapsamında hazırlanan iddianamede Bitcoin, “merkezi bir otorite tarafından denetlenemeyen, oldukça yeni bir kavram ve teknoloji” olarak nitelendirilmiştir. Aynı iddianamede kripto paraların hükümetleri, düzenleyici ve denetleyici kurumları endişelendirdiği dile getirilmiştir.
Özellikle yakın zamanda yaşanan Thodex faciası göz önüne alınacak olursa, bu alanda daha fazla düzenlemeye ihtiyaç olduğunu ve düzenlemelerin hızla hayatımıza gireceğini söylemek mümkün. Söz konusu kripto varlıkların birçoğu sermaye iştiraki niteliğinde büyük projelerden oluşmakta. Genel itibariyle sermaye piyasası olarak da nitelendirilebilecek kripto varlık borsaları içinde ilgili kripto varlıkların fiyatına ilişkin yatırımcıları etkilemek suretiyle bilgiye dayalı piyasa dolandırıcılığı suçunun da oluşabildiğini söyleyebiliriz.
–
Kaynakça
- https://www.adenymm.com.tr/suc-geliri-karapara-nedir-ve-karapara-aklama-yontemleri-nelerdir
- Yurdakul, Mehmet Onur. “Suç Gelirlerinin Aklanması ve Aklama ile Mücadelede Önleyici Tedbirlerin Suç Oranları Üzerindeki Etkileri”. Maliye Dergisi, Sayı 168 (Ocak-Haziran 2015): 227-248.
- https://www.tbb.org.tr/Dosyalar/userfiles/file/ecg/dergi74.pdf#page=71
- https://www.hmb.gov.tr/
- https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/suctan-kaynaklanan-malvarligi-degerlerinin-gelirlerinin-veya-kara-paranin-aklanmasi-sucu-cezasi.html
- Turan, Deniz – Gemici, Eser. “Terörizmin Finansman Kaynakları ve Kara para Aklamanın Terörizmin Finansmanındaki Rolü”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 20, Sayı 2 (2020): 257-278.
0 Yorum