Konsolosluk İlişkileri Ve Hukuki Ayrıcalıklar

Konsolosluk ilişkileri diplomatik ilişkiyle bağlantılı ve onu tamamlayan bir konudur ancak farklı özelliklere sahiptir. Bu sebeple de ayrıca incelenmesi gerekir.7 min


60

Konsolosluk, bağımsız bir devletin yabancı ülkedeki yurttaşlarının yurttaşlıkla ilgili hizmetlerini görmek, hükümetine o ülkenin siyasi ve ticari durumu üzerinde bilgi vermek, ülkesinin ticari çıkarlarını korumak ve mallarını pazarlamak için büyük ticaret şehirlerinde kurduğu resmi dairedir.

Diplomatik Temsilcilere Nazaran Farkları

Konsolosluk devletin siyasi temsilcisi değildir. Dolayısıyla hükümet nezdinde görevli değildir. Başkentlerde ve ticari bakımdan önem taşıyan başka şehirlerde de konsolosluklar açılıp faaliyet gösterebilirler. Konsolosun yetkileri daha sınırlıdır. Ve konu itibariyle temel işleri devletin ve yurttaşların ticari ve iktisadi çıkarlarını korumaktır. Yer bakımdan da yetki alanı konsolosluk havzası veya çevresiyle sınırlıdır.

Konsolosluk ilişkilerinin tarihsel sürecine baktığımızda sürekli diplomatik misyonlara nazaran onun tarihçesi daha eskidir daha eski bir kurumdur. Uluslararası ticarete bağlı olarak onun kökeni antik çağlara dayanmaktadır. Konsolosluk müessesi antik çağlara dayanır. Eski yunanda ve daha sonra Roma’da konsolosluk görevi ülke uyrukları tarafından, vatandaşları tarafından yerine getirilmekteydi. Bugünkü anlamda konsolosluk ise 13.yüzyılda İtalyan kent devletleri arasında ticari ilişkilerde gelişmiş ve Ortadoğu limanlarında da uygulanmıştır. Yani konsolosluk müessesesi bir Akdeniz müessesesidir. Deniz ticareti yoluyla özellikle liman kentlerinde kurulmuştur ve gelişmiştir. Bununla birlikte Çin ve Japonya’da da eskiden beri bu müessesenin yaygın olarak kullanıldığı görülmektedir. Günümüzde konsolosluk ilişkileri önemini hâlâ korumaktadır. Bu ilişkiyi düzenleyen hukuk kuralları çoğunlukla ticaret anlaşmalarında yer alır ve önemli ölçüde ikili anlaşmalarla oluşmuştur. 1963 Konsolosluk İlişkilerine Dair Viyana Sözleşmesi bu alandaki geniş kapsamlı anlaşmadır. Bu anlaşma 1967’de yürürlüğe girmiştir, Türkiye de bu anlaşmaya taraftır. Bu anlaşma tamamlayıcı kurallar getirmektedir. İkili anlaşma hükümleri anlaşmada saklı tutulmuştur. Ancak taraflar arasında aksini öngören hüküm bulunmadığı zaman Viyana Sözleşmesi uygulanacaktır. Konsolosluk örgütüne baktığımızda konsolosluk ilişkisi diplomatik ilişki bulunmadan da kurulabilir. Konsolosluk örgütü dışişleri bakanlığına bağlıdır. Diplomatik misyon tarafından da konsolosluk işlerinin yürütülmesi yaygın bir uygulamadır. Az önce zikrettiğimiz Viyana Sözleşmesinde 3.maddesinde “Konsolosluk görevleri bu sözleşmenin hükümleri uyarınca diplomatik temsilciler tarafından yerine getirilir” hükmüyle bu uygulamaya izin verilmektedir.

Konsolosluk Personeli 3 Sınıfa Ayrılır:

1-) Konsolosluk memurları (konsolosluk şefi dahildir)

2-) Konsolosluk idari ve teknik işler görevlisi

3-) Hizmet görevlisi

Konsolosluk şefleri 4 sınıfa ayrılır: Başkonsolos, konsolos, muavin konsolos ve konsolosluk ajanları. Başkonsolos geniş bir konsolosluk havzasını yönetir veya tabiiyetinde birden fazla çevreyi kapsamak üzere konsolosların başında görev yapar. Konsoloslar ise nispeten daha dar konsolosluk çevrelerinde görev yapan konsolosluk şefleridir. Muavin konsolos ise konsolosa yardım eden ve onun yokluğunda konsolos yerine yetkili kılınan görevlidir. Konsolosluk ajanları da genellikle belirli konsolosluk görevlerini yerine getirmek üzere konsolosluk çevresi içinde bazı yerlerde konsolos tarafından görevlendirilirler. Konsolosluk mensupları genellikle dışişleri bakanlığı meslek memurlarıdır. Bununla birlikte özellikle ataşe unvanındakiler bu bakanlığın dışından da atanabilirler. Fahri konsolosluklar, fahri konsolos hizmetinde bulunduğu gönderen devletin resmi memuru statüsünde olmayıp kabul eden devletin ülkesinde ilgili şehirde oturan genellikle serbest meslek mensubu ile ileri gelen kimseler arasından seçilir. Gönderen devlet tarafından atanan fahri konsolosun o devletin vatandaşı olması gerekmez. Bu kimse kendi işleriyle uğraşmaya devam eder. Fahri konsolos meslekten konsolosa benzer görevler ifa ederler. Ancak aynı ayrıcalıklar ve bağışıklıklardan yararlanmazlar. Fahri konsolosluk tam teşkilatlı konsolosluk kurmayı gerektirmeyen bazı şehirlerde uygulanan geleneksel ve yaygın bir formüldür. Konsolosluklarda da diplomasiye özgü kavramların benzerleri konsolosluk ilişkilerinde de bulunmakla birlikte bazı farkları vardır. Diplomatik ilişkilerin kurulmasıyla veya ayrı olarak konsolosluk ilişkisi kurulabilir. Aksi belirtilmemişse diplomatik ilişkilerin kurulmasıyla konsolosluk ilişkisi de kurulur. Buna karşılık diplomasi ilişkisinin kesilmesi aksi belirtilmedikçe konsolosluk ilişkilerini sona erdirmez. Konsolosluk ilişkilerinin kurulması karşılıklı anlaşmayla olur. Görev çevresinin değişmesi bir kentte konsolosluk açılması muavin konsolosluk veya ajanlık açılması daima kabul eden devletin rızasına bağlıdır.

Konsolosun Atanması Ve Görevleri 

Konsolos gönderen devlet tarafından atanır. Konsolosluk şefinin atanmasında başlıca aşamalar şu şekildedir:

Atama belgesi: Gönderen bir devlet atama belgesi düzenler ve kabul eden devlete bizzat konsolos eliyle veya farklı biçimde iletir. Bu belgede konsolosluk şefinin adı, yetkisi, sınıfı ve görev çevresi gibi sahi hususlar belirtilir.

Exequatur veya buyrultu: Konsolosluk şefinin göreve başlayabilmesi için kabul eden devletin açık rızasıdır. Yetkili organ genellikle dışişleri bakanı bazen cumhurbaşkanlığıdır. Reddedilme halinde gerekçe gösterilme sorunluluğu yoktur. Ancak birçok konsolosluk anlaşmasında bu durumda bir haklı neden gösterilmesi öngörülmektedir. Exequatur her zaman geri alınabilir. Diğer personel için ise gerektiğinde ad ve sıfatlarının belirtilmesi yeterlidir. Burada yine bir üçüncü devlet adına konsolosluk görevi ifa etme olanağı mevcuttur. Bunu kabul eden devlete bildirilmesi ve itiraz görmemesi şarttır.

Görevin son bulması: Konsolosun görevinin son bulmasına yol açan başlıca haller; gönderen devletçe geri çağırılması, başka bir göreve atanması, exequatur geri alınması, konsolosluk ilişkilerinin kesilmesidir. Diplomatik ilişkilerinin kesilmesi zorunlu olarak konsolosluk ilişkisinin kesilmesi sonucunu doğurmaz. Savaş da otomatik olarak konsolosluk ilişkilerini sona erdirmez. Konsolosun görevleri gönderilen devletin yasalarıyla belirtilir. Gönderilen devlet tarafından da uygun bulunması gereken bu işlemler, konsolosluk anlaşmasıyla düzenlenmektedir. Kabul eden devlet konsolosluk görevlerinin yerine getirilmesi amacıyla tüm kolaylıkları sağlar.

Viyana Sözleşmesi’nin 5. Maddesinde sayılan görevlerin bazıları şunlardır:

  • Konsolos gönderen devletin çıkarlarını korur.
  • Özellikle ticari ekonomik kültürel ve bilimsel ilişkilerin gelişmesini kolaylaştırır.
  • Kültürel ilişkilerin geliştirilmesi diplomatik misyonun kültür ataşeliğiyle yönetilir ve taşradaki konsolosluklar bu konuda faaliyet gösterir.
  • Konsolos yurttaşların çıkarlarını da koruyup onlara yardımcı olur ve bu amaçla yerel makamlar nezdinde girişimlerde bulunur. Kural olan konsolos yalnızca çevresindeki makamlara başvurabilmekle birlikte antlaşma teamül veya kabul eden devletin mevzuatı izin verdiği ölçüde merkezi makamlara da başvurabilir.

Konsolosun çeşitli idari görevleri vardır. Bunlar:

Noterlik, nüfus işleri, evlendirme memurluğu gibi da sarih idari işlemler yanında; vesayet ve kayyımlık tesisi ve nezareti, miras işlerinde mirasçıların mahkeme önünde temsili, doğum ve ölüm belgelerinin düzenlenmesi, askerlikle ilgili işlemler, adli ve diğer belgelerin iletilmesi, adli istinabe taleplerinin yerine getirilmesi, pasaport ve vize işlemleri zikredilebilir.

Geleneksel konsolosluk ilişkileri gemi ve uçaklara ilişkin teftiş ve yardım faaliyetleri olmuştur. Örneğin gemilerle ilgili belgeleri incelemek, onaylamak, manifesto düzenlemek, gemi adamıyla kaptan arasında anlaşmazlıkları çözmek, deniz kazalarına ilişkin inceleme yapmak, kurtarma faaliyetlerini yönetmek gibi görevler konsolosluklarca yerine getirilir.

Konsolosluklar bazı hallerde diplomatik görevler de ifa edebilirler. Eğer diplomasi temsilciliği yoksa veya üçüncü bir devletin temsilciliği tarafından da temsil edilmiyorsa devletin muvafakatiyle kendi devletinin diplomatik temsilciliğini ifa edebilir. Daimi başkonsolosluk olması gereken konsolosluk şefine bu durumda işgüder konsolos denir. İşgüder konsolos diplomatik ayrıcalık ve bağışıklık ve ayrıcalıklardan yararlanmaz.

Konsolosluk Ayrıcalık ve Bağışıklıkları

Konsoloslar devletlerini genel bir biçimde siyasi alanda temsil etmezler. Bundan dolayı da diplomatik temsilcilere verilen zararın farklı konumundadırlar. Konsolosluk ajanın diplomatik ayrıcalıklarına nazaran daha dar, saf, işlevsel bir temele dayandıklarını ifade etmek gerekir. Konsolosluk anlaşmalarında bunların statüleri değerlendirilir. Genellikle en çok gözetilen ulus kaydıyla bu alan bunlara sağlanmaktadır. 1963 tarihli Viyana Sözleşmesi’nde bazı temel esaslar belirtilmiştir.

Dokunulmazlıklar

a) Kişi Dokunulmazlığı: Diplomasi temsilciliğine tanınan aynı koruma yükümlülüğü konsolosluk mensupları bakımından da söz konusudur. Ancak dokunulmazlığın içeriği daha sınırlıdır. Ceza davalarında yargı bağışıklığının tam olmamasının sonucu olarak kişi özgürlüğü de kimi kısıtlamalara tabiidir. Ceza davalarında kesinleşmiş bir mahkeme kararı sonucu kararın infazı olarak kişi özgürlükleri sınırlandırılabilir. Ağır suçlarda nihai karar olmadan önce de adli makamın kararı ile konsolosluk memuru tutuklanabilir ve gözaltına alınabilir. Bu durumlarda en kısa zamanda dava açılıp görülmelidir. Konsolosluk şefi durumdan haberdar edilir. Konsolosluk şefinin kendisi hakkında bir önlem söz konusu ise gönderen devlet diplomatik yolla haberdar edilmelidir. Dava açıldığı durumlardan konsolosluk memuru yetkili makamların önüne çıkmak zorundadır. Bununla birlikte ona resmi durumu gereği saygı gösterilir ve ağır bir suç nedeniyle hürriyetinin tahkiki hali dışında dava konsolosluk işlevlerinin yerine getirilmesini en az etkileyecek biçimde yürütülür. Fahri konsolosların kişi dokunulmazlığı yoktur.

b) Konsolosluk Binalarının Dokunulmazlığı: Konsolosluk binasının ancak resmi hizmete ayrılan bölümü için mahsustur. Bir başka değişle konutları kapsamaz. Bununla birlikte diğer bölümlere de izin alınmadan girilmez. Bu binaların saldırılara karşı gönderilen devlet tarafından koruma sorumluluğu vardır. Hiçbir sığınma hakkı konsoloslukta söz konusu değildir. Konsolosluk binaları istimlâk edilebilir. Bu durumda önceden tazminat verilir ve işlevlerin aksamaması için önlemler alınır. Fahri konsolosluk binasının dokunulmazlığı yoktur. Bunla birlikte koruma yükümlülüğü vardır. Arşivler dokunulmazdır, bu dokunulmazlık aynen diplomatik temsilciliklerde bulunduğu gibi burada da bulunmaktadır. Fahri konsolosluk bakımından resmi evrakın özel evraktan ayrı tutulma koşulu vardır. Haberleşme serbestisi fahri konsoloslukları da kapsamaktadır. Konsolosluk torbası veya kurye de aynı şekilde düzenlenmiştir. Gezi serbestliği diplomatik misyonlara benzer şekilde tanınmıştır.

Bağışıklıklar

a) Yargı Bağışıklığı: Konsolosların yargı bağışıklığı diplomasi ajanlarına nazaran sınırlı olup sadece resmi sıfatla ve görevleri sırasındaki eylem ve işlemleri için kabul edilmiştir. Böylece kişisel bir bağışıklıktan ziyade gönderen devlet tarafından yapılan bir bağışıklık söz konusudur. Dolayısıyla özel akitlerde gönderen devlet adına hareket edilmediğinde ve trafik kazaları gibi haksız fiilden doğan tazminat davalarında yargı bağışıklığı yoktur. Birçok konsolosluk antlaşmasıyla yargı bağışıklığı genişletilmektedir. Davalarda konsolos tanık olarak dinlenebilir. Meslekten konsolosun istediği halinde ifadesi, konsoloslukta, konutunda veya yazılı olarak alınabilir. Her halde ifadesi alınmak üzere zor kullanılamaz. Konsoloslar görevleri ile ilgili durumlarda tanıklık yapmaya yükümlü tutulmaz.

b) Vergi Ve Gümrük Bağışıklığı: Vergi bağışıklığı; meslekten konsolos bakımından diplomasi bağışıklığına gerek ilke gerek istisnalar bakımından benzerlik gösterir. Fahri konsolos ise sadece gönderen devletten aldığı tazminat ve aylıklar bakımından vergiden muaftır. Hizmet personeli ücret bakımından belirli bir düzenlemeye tabiidir. Şunun belirtilmesi gerekir ki; konsolosluk personeli ve aileleri yabancıların kayıt işlemine tabii değildir ve konsolosluk hizmeti dışında çalışmamaları şartıyla bu kimseler için oturma izni ve çalışma izni aranmaz. Gümrük bağışıklığı; Viyana Sözleşmesi’nin 50. Maddesinde konsolosluklara ilişkin tüketim mallarını ilgililerin doğrudan doğruya kendi tüketimleri için gerekli miktarı geçmeyeceği belirtilerek gümrük bağışıklığı esası kabul edilmiştir. Konsolosluk hizmetlileri ise ancak ilk yerleşmeleri anında gümrük bağışıklığından yararlanırlar. Fahri konsolosluklara sadece resmi amaçla kullanılmak üzere sokulan eşyalar bakımından bu bağışıklardan yararlanırlar. Genel olarak ayrıcalıklardan ve bağışıklıklardan konsolosluk memurları, idari ve teknik personel, konsolosluk müstahdemleriyle birlikte onlarla oturan aile üyeleri yararlanır. Diğer hizmet çalışanları ve fahri konsolosluktan yararlanmaları ise farklı ölçülerde olmaktadır.

Kaynakça

  • Aksar, Yusuf, Uluslararası Hukuk
  • Sur, Melda, Uluslararası Hukukun Esasları

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

60

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.