Birleşmiş Milletler Bayrağı Altında-Srebrenitsa Katliamı

“Ölmek istiyordum, masum insanları koruma sözü verdiğimiz halde bize sığınan insanları koruyamadığımız için kendimi affetmiyorum.” 3 min


73

Srebrenitsa Katliamı, Yugoslavya İç Savaşı sırasında Bosna Hersek’in Srebrenitsa kasabasında 13-18 Temmuz 1995 tarihleri arasında 8 bin yetişkin Müslüman erkeğin Bosnalı Sırp güçler tarafından öldürülmesine verilmiş olan addır. Srebrenitsa olayı, II. Dünya Savaşından sonra Avrupa’da yapılan en büyük insan katliamı ve etnik soykırım olarak Dünya tarihine kazınmıştır.

  • Birleşmiş Milletler’in Bosna Hersek’te yer alan Srebrenitsa kasabasını Müslümanlar için güvenli bölge ilan edip 600 Hollandalı Barış Gücü askeri yerleştirmesiyle birlikte kasabada yoğun bir Müslüman nüfusu oluşmuştur. Bu güvenli bölgede yoğunlaşan insan nüfusu yüzünden yiyecek kıtlığı yaşanmış, bölgeye yollanan insani yardım kolileri Sırplar tarafından engellenmiştir. Bosnalı Sırp güçlerinin yıllar süren kuşatması sonucunda Srebrenitsa düşmüş, kasaba talan edilmiştir. Birleşmiş Milletler’in oluşturduğu güvenli bölge olan Srebrenitsa’da yaşayan 40 bine yakın Srebrenitsa Müslümanı kadınlar, yaşlılar ve çocuklar olmak üzere 32 bin insan zorla göç ettirilmiş, kalan 8 bin erkek de Ratko Miladiç komutasındaki ağır silahlı Sırp ordusu tarafından öldürülmüştür. Göç etmeye zorlanan insanları da hedef alan Sırp askerleri, kadınlara tecavüz etmiş, kaçmaya çalışan insanları da adeta toplu bir şekilde tabiri caizse avlayarak katletmişlerdir. Katledilen insanların kimlikleri tespit edilemesin diye onları parçalayıp toplu mezarlara gömmüşlerdir. Yaptıkları katliamın izlerini örtmeye çalışan Sırp güçleri, toplu mezarların yerini sürekli değiştirmiş ve saklamaya çalışmışlardır. Buna rağmen gerçekler gün yüzüne çıkmıştır. Bu kanlı ve canice vahşeti önlemekle yükümlü olan barış güçleri hiçbir işe yaramamıştır.

Birleşmiş Milletler’in sözde “barış gücü” olarak bölgede bulundurduğu yaklaşık 600 asker görevini yerine getirmeyerek bu katliama göz yummak zorunda bırakılmıştır. Sonradan bölgede bulunan Hollanda komutanının, Sırp komutanlarıyla anlaşma yaparak ona sığınan Boşnak Müslümanlarını Sırplara teslim ettiği kanıtlarıyla ortaya çıkmıştır. Katliamdan sonra ülkesine dönen askerlerden biri, Srebrenitsa’da yaşanan olaylardan büyük pişmanlık duyduğunu şu şekilde ifade etmiştir: “Ölmek istiyordum, masum insanları koruma sözü verdiğimiz halde bize sığınan insanları koruyamadığımız için kendimi affetmiyorum.”

Bu kanlı katliama diğer devletler de sessiz kalmışlardır. Birleşmiş Milletler’in bölgeye hava harekatı düzenlenmesine izin vermemesi, bölgede yaşayanları tamamen kendi kaderlerine teslim ettiğinin en büyük göstergesidir. Bölgeye olan her türlü iletişim ağını keserek adeta Sırp güçlerine yardım etmiştir.

Peki bu katliamın sorumlularına ne olmuştur?

Lahey Adalet Divanı tarafından, bir hafta süren Srebrenitsa Katliamı bir soykırım olarak kabul edilmiştir ancak sorumluluğu Sırbistan Devleti’ne atfetmemiştir. Bosna-Hersek’teki katliamların planlayıcısı olarak bilinen Sırbistan ve eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç yargılanması devam ederken 2006 yılında ölmüştür. Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi tarafından 24 Mart 2016 tarihinde katliamın sorumlusu olarak gösterilen “Bosna kasabı” olarak bilinen Radovan Karadzic ise sadece 40 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Katliamın diğer sorumluları ise “tespit edilemedikleri” gerekçesiyle yargılanmamıştır. Tanıkların ve belgelerin ışığında katliamda yer alan askerler teşhis edilmiştir, ancak haklarında hiçbir yargılama yapılmamıştır. Hatta şu an bazıların devlet dairelerinde çalıştığı bile tespit edilmiştir. 

Bu katliamın sorumluları yalnızca iki kişi değildir, bu katliamı engellemekle yükümlü olan başta Birleşmiş Milletler olmak üzere birçok devlet ve bu devletlerin yöneticileri bu katliamın sorumlusudurlar. Çok yakın geçmişte yer alan bu kanlı olayda kendileri zarar gören, yakınlarını yitiren insanların adalet arayışı hala devam etmektedir.

Yazımın başlığını da katliamda annesi, babası ve kardeşleri Hollandalı askerler tarafından Sırp askerlerine teslim edilen, kendisi Birleşmiş Milletler’de tercüman olarak çalıştığı için teslim edilmeyen ve sözde “kurtulan” ama ömrü boyunca katliamın izleriyle yaşayan Hasan Nuhanovic’in yazdığı kitabının başlığına atfetmek istiyorum. 

Kaynakça

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

73

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.