İki şey hayatta insanı mutlu eder. İş ve eş. Şayet işinde mutlu değilse bir insan istifa edebilir. Peki ya eşi ile mutlu değilse bir insan sadece boşanma hakkına mı sahiptir? Pişman olmaktan korkuyorsa, yanlış karar vermekten korkuyorsa veya bir umut varsa hala içinde bir şeyleri düzeltebileceğine dair… Merak etmeyin, kanun koyucu, her ne kadar uygulamada pek olmasa da, tarihten gelen ilhamla bizim için bir düzenleme yapmış.
Sizlere ayrılık hakkından bahsedeceğim. Boşanma ile kıyasen sonuçları daha hafif ve geri dönüşü daha kabul edilebilir bir hak. Bir nevi evlilik ile boşanma arasındaki son köprü.
Kısa bir tarih:
Ayrılık hakkı, esasen katoliklerin boşanma yasağının “uygun bir şekilde” delinmesini sağlamak amacıyla ortaya çıkarılmıştır. Boşanma hakkına sahip olmayan katolikler ortaya çıkardıkları ayrılık hakkı ile boşanmış gibi hareket edebiliyorlardı. İlerleyen süreçte boşanmanın dayanılmaz gerekliliği ile ayrılık hakkı bir kenarda durmasına karşın uygulamada kendisine pek yer edinememiştir. Türk hukukuna da hukuk reformu ile Cumhuriyetten sonra girmiştir.
Haydi gelin birlikte biraz inceleyelim.
-
1 Ne az ne fazla..
Ayrılık hakkı en az 1 yıl en fazla 3 yıl olabilir. Bu sürelerden daha az veya daha fazla olması düzenlenmemiştir. Hakimin de bu konuda herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır.
-
2 Sorumluluklar devam eder.
Ayrılığına karar verilmiş çiftin evlilik birliği devam eder. Sadece ortak hayat belli bir süre tatil edilmiştir. Eşlerin sadakat yükümlülüğü devam etmektedir. Evlilik dışı bir ilişki yaşamaları veya bir üçüncü kişi ile cinsi munasebette bulunmaları zina sayılır.
-
3 Evli ama "ev" li değil
Ayrılık kararından sonra eşlerden biri ortak konuttan ayrılır. Hangi eşin konuttan ayrılacağı hakimin takdirine bırakılmıştır. Hakim eşlerin her birinin maddi manevi durumuna göre bu kararı verir.
-
4 Peki ya ne olacak bu çocuklar?
Çiftin çocukları varsa hakim olanak buldukça anne ve babayı dinler, çocuğun durumuna bakar ve anne ile babanın haklarını, çocuk ile kişisel ilişkileri düzenler. Çocuklarla ile igili bir başka durum da hangi eşin hangi oranda iştirak nafakasına katılacağıdır. Hakim anne ve babanın maddi durumu olanağınca çocuğun olabilecek en iyi şekilde gelişmesini sağlamak için optimum düzeyde ödenecek tutar belirler. Bütün bunların hepsini hakim re’sen yapar.
-
5 Süre bitince peki?
Hakim tarafından öngörülen ayrılık süresi dolduğunda ise, ayrılık kendiliğinden sona erer. Bu sürenin sonunda eşler tekrar ortak hayatı kuracak olurlarsa bir sıkıntı yoktur. Eşler kaldıkları yerden devam edebilirler. Bu süre dolmadan da eşler tekrardan bir araya gelmişlerse yine sıkıntı yoktur. Ortak hayat yeniden kurulduğu vakit ayrılık sona erer.
-
6 Olmayınca da olmuyor..
Sürenin sonunda ortak hayat yeniden kurulamamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Bu konuda eşlere herhangi bir sınırlama getirilmemiştir.
Son olarak...
Eşi ile mutlu olmadığını düşünen insan için bu durumun nasıl bir azap haline geldiğini bilmeden “boşan gitsin”, “sevmiyorsan uzatma”, “adam gibi bir iş yap, ya tam evlen ya da tam boşan” gibisinden bir tabirle olaya yaklaşmayınız lütfen. Bir evliliğin altında, şahitler huzurunda ve bir yetkili memurun önünde karşılıklı olarak sözlü evlenme beyanından çok daha fazlası bulunur. Başka bir içeriğin konusu bu, ancak belirtmek isterim ki hiçbir evlilik dışardan görüldüğü kadar basit ve düşünüldüğü kadar da sıradan bir durum değildir. Bir evlilik hakkında yargıya varmadan önce hele ki evliliğin sona ermesi hususunda yargılamadan önce “Evliliği kurtarmak için bir umut var mıdır?” muhakkak ona bakmak gerekir. Aksi takdirde çevremizi bu kadim ve kutsal kurumu hiçe sayacak anti-evlilik düşüncesindeki insanların doldurması işten bile değildir. Hayatınız boyunca bu bilgileri sadece genel kültür olarak kullanmanız temennisiyle!
0 Yorum