Hayvanları Koruma Kanunu Hakkında Son Düzenlemeler

Hayvanlar "mal" değil "can" dır.7 min


64

Hayvan hakları, insan harici hayvanların kendilerine ait bir özerkliğe sahip oldukları ve acıdan kaçınma, yaşama gibi temel çıkarların tıpkı insanların temel çıkarları gibi korunması gerektiğini savunan hukuk dalıdır. Hayvan hakları kavramı, insan harici hayvanların insan amaçlarına uygun düştüğü biçimde kullanılabilecek birer eşya olmadığı, kendi arzuları ve ihtiyaçları olan bireyler olarak muamele görmeleri gerektiği anlamına gelir. Pratikte, hayvanların insancıl muamele görmelerinin gerekli olduğu gibi hayvanların da tıbbi ve kozmetik deneylerde kullanılmasının, eti ya da derisi için öldürülmesinin, eğlence için avlanmasının ve hayvancılık sektöründe ham madde ya da kaynak olarak kullanılmalarının hayvan hakkı ihlalleri olarak tanımlanması anlamına gelecektir. Bu konuda yazmış olduğum “Hayvan Haklarına Dair” başlıklı deneme yazımı da okuyabilirsiniz. 

24/6/2004 tarihinde kabul edilmiş 5199 sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu”, hayvanların uygun muamele ile rahat yaşam sürmesini ve her türlü acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşın en iyi şekilde korunup mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Hayvanları Koruma Kanunu’na göre hayvanların iyi muamele görüp rahat yaşamaları için temel ilkeler şunlardır:

  • Tüm hayvanlar eşittir ve yaşama hakkına sahiptir.
  • Evcil hayvanlar, kendilerine ait yaşam koşulları içerisinde kendilerine özgü şartlarda bakılması, beslenmesi, barındırılma ve taşınması gerekir. Sokak hayvanları da evcil hayvanlar gibi desteklenmelidir.
  • Hayvanların her türlü tehlikeye karşın korunmaları, gözetilmesi, bakımı ve kötü muamelelerden uzak tutulması adına gerekli önlemler alınmalıdır.
  • Hiçbir şekilde menfaat amacı gütmeksizin tamamen insani ve manevi sorumluluk alarak kimsesiz ve yardıma muhtaç hayvanlara bakan ya da bakmak isteyen kişilerin teşviki ve eşgüdüm sağlaması esastır.
  • Hayvanları korurken ve rahat yaşamalarını sağlarken insanların ve diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlik durumları dikkate alınmalıdır.
  • Nesli tükenmek tehlikesi altında olan türler ve yaşam alanları korunmalıdır.
  • Yabani hayvanların yaşam alanlarından ayırmamak esastır.
  • Yardıma muhtaç hayvanların korunması için hayvan bakımevleri ve hastaneler kurulmalıdır. Bakımevlerinin ve hastanelerin bu hayvanların bakımlarını yapıp tedavilerini sağlamaları ve eğitim çalışmaları yapmaları esastır.
  • Kontrolsüz üremeyi önlemek amacıyla, toplu yaşanan yerlerde beslenen ve barındırılan kedi ve köpekler sahiplerince kısırlaştırılmalıdır.

Geçtiğimiz günlerde yapılan AK Parti MKYK ve MYK toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan 5199 sayılı Hayvan Hakları Kanunu’nun Meclis’te görüşülmesi üzerine talimat verilmişti. Bu talimata ilişkin ilk açıklama geçtiğimiz günlerde, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’dan geldi.

Mahir Ünal “Uzun süredir üzerinde çalıştığımız Hayvanları Koruma Kanun teklifimizi bugün TBMM Başkanlığına sunuyoruz.” dedi ve hemen akabinde AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Hayvanları Koruma Kanunu, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda kabul edildi.

Neler Değişecek?

  • Tehlikeli Irklar

Kanunun on dördüncü maddesinde yer alan tehlike arz eden hayvanları belirleme yetkisi Tarım, Orman ve Köyişleri Bakanlığı’na verilecek. Tarım ve Orman Bakanlığı uzmanları tarafından tehlike arz eden hayvanlar tek tek belirlenecek, bir ırk tamamen tehlikeli olarak sayılmayacak. Dolayısıyla, “Hayvanlara el konulur ve bu hayvanlar belediyeler tarafından hayvan bakımevine götürülür.” ifadesinde yer alan ırklar kanun maddesinden çıkarılacak.

Komisyon Başkanı Kılıç’ın belirttiği üzere, tehlikeli olarak varsayılan türdeki (Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino, Fila Brasilerio) sahipli hayvanlara agresyon testi yapıldıktan sonra sahibine yeniden teslim edilecek. Eğer “tehlikeli” olarak tanımlanan bir hayvan ile yaşıyorsanız 6 ay içinde bu hayvanları kimliklendirdiğinizde ağızlık takarak kalabalık olmayan yerlerde gezdirmeniz gerekecek.

Şu anda sahipsiz olan tehlikeli sayılan türlerde hayvanlar var ise bu kapsamda sahiplenilmesine engel yok.

Barınaklarda halihazırda ömür boyu hapis cezasına mahkum edilen yasaklı ırklar aile yanına yuvalandırılamayacak.

Bu düzenleme yürürlüğe konuncaya kadar tehlikeli varsayılan hayvanları üretmek, sahiplendirmek, beslemek, barındırmak, takas etmek, sergilemek, hediye etmek ve bunların ülkeye girişini, satışını ve reklamını yapmak yasak olacak ve bunları yapanlara 10.000TL idari para cezası verilecek.

  • Sahipli-Sahipsiz Hayvanlar

Hayvanlar arasında yapılan sahipli-sahipsiz ayrımı ortadan kalkacak. Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını “dijital kimliklendirme” yöntemleriyle kayıt altına aldırmakla yükümlü olacak. Ticari amaç güdülmeksizin bakılan ev hayvanı, bulunduğu yere bakılmaksızın sahibinin borcundan dolayı haczedilemeyecek. Hayvanlar “mal” değil “can” sayılacak.

Hayvan bulundurma, sahiplenme şartları, hayvan bakımı, korunması konularında verilecek eğitim ile ilgili usul ve esaslar, sahiplenilerek bakılan hayvanların çevreye verecekleri zarar ve rahatsızlıkları önleyici tedbirler, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

Sahipli hayvanları terk fiili, yürürlükten kaldırılacak ve hayvan sahiplerinin sorumlulukları genişletilerek her türlü terk fiili yasak kapsamına alınacak.

Anne ve yavruların korunmasına yönelik öngörülen tedbirler bütün hayvanları kapsayacak.

  • Kara ve Su Sirkleri ile Yunus Parkları

Mevcut kara ve su sirkleri ile yunus parkları kapatılmayacak. Buna rağmen, bu alanların açılıp işletilmesi veya mevcut tesislere yeni hayvan getirilmesi, büyütülmesi, devredilmesi yasaklanacak. Bu yasağın ihlali durumunda hayvan başına 25.000TL para cezası kesilecek.

  • Hayvan Hastaneleri ve Bakımevleri

Meclis Komisyonu’nda kabul gören teklife göre, nüfusu 25.000’i aşan belediyelere sahipsiz ve yardıma muhtaç hayvanların korunması adına bakımevleri kurma zorunluluğu getiriliyor. Nüfusu bu barajın altında kalan belediyeler için ise en yakın merkezlerde tedavi yaptırılıp ardından aynı yere bırakılacak. Yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını, tedavilerini sağlayacak ve eğitim çalışmaları yapacak. Ayrıca yerel yönetimler, ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurabilecek.

“Rehabilitasyon” kavramı Hayvanları Koruma Kanunu’nda tanımlanarak, sahipsiz hayvanlar bakımından yerel yönetimlerce yapılacak tedavi, parazit mücadelesi, aşılama, kısırlaştırma ve dijital kimliklendirme yöntemleriyle “işaretleme işlemleri” olarak belirlenecek.

Tedavi amaçlı hayvanlara müdahalelere izin verilerek veteriner hekimlik uygulamalarına engel olunmaması amaçlanıyor.

  • Hayvanat Bahçeleri

Türkiye’de bulunan toplam 40 hayvanat bahçesinin ismi, “doğal yaşam parkı” olarak değişecek. Hayvanların daha iyi koşullarda yaşamaları için çalışılacak olsa da tutsak edilen birçok hayvanın hayatında değişen hiçbir şey olmayacak.

  • Hayvan Satışı

Evcil hayvan satış yerlerinde yani pet-shoplarda ortamın hayvan sağlığı ve etolojisi bakımından uygun olmaması sebebiyle kedi ve köpek bulundurulması yasaklanıyor.

Evcil hayvan satış yerlerinde kedi ve köpeklere ilişkin katalog ve benzeri görsel bilgiler bulunacak. Evcil hayvan satın almak isteyen ilgililerin bu kataloglardan seçtiği kedi ve köpekler, Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilen üretim yerlerinden teslim alınabilecek.

Bu düzenleme, teklifin yürürlüğe girdiği tarihten bir yıl sonra uygulanacak.

  • Hayvana Şiddet

Her türlü nesli tükenmekte olan bir hayvanı öldürmek, acımasızca muamelede bulunmak ve hayvan dövüştürme fiilleri “suç” olarak düzenlenecek.

Hayvanlara işkence yapmak fiili ile acımasız ve zalimce muamelede bulunmak fiilleri, nitelikleri ve ağırlıkları dikkate alınarak belirtilen bentlerden çıkarılarak müstakil olarak düzenlenecek.

Mevcut halde kabahat olarak yaptırıma tabi tutulan bu fiiller ile hayvanlarla cinsel ilişkide bulunmak fiili, teklifle suç kapsamına alınarak adli yaptırıma tabi tutulacak.

Kanunun 11’inci maddesinde yer alan “Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunan kişi 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.” ifadesinde muhalefetin ve hayvan hakları koruyucularının talepleri üzerine değişiklik yapılacak.

Buradaki ‘hayvanlarla cinsel ilişki’ ifadesi yerine ‘hayvana tecavüz’ ya da ‘hayvana cinsel taciz’ ifadesi kullanılacak.

Nesli tehlike altında olan bir hayvanı öldürmek 1 yıldan 5 yıla, bir hayvan neslini yok etmek 5 yıldan 10 yıla, bir hayvanı öldürmek 6 aydan 4 yıla, hayvana cinsel taciz veya tecavüz ile işkence 6 aydan 3 yıla ve hayvan dövüştürmek (geleneksel hayvan dövüştürme haricinde) 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Buna rağmen, ülkemizde 3 yılın altındaki hapis cezalarının ertelenebilir olması kafa karıştırıcı bir durum. 

Bir Yasa Hikayesi

HAÇİKO Kurucu Başkanı Ömür Gedik,  8 Temmuz 2021 tarihinde Hürriyet Gazetesi’ne “Bir Yasa Hikayesi” başlıklı bir köşe yazısı yayınlamıştır. 6 Temmuz 2021 tarihinde Ankara’da yapılan yasa tasarısı toplantısına katılmış olan Ömür Gedik, toplantıda neler geçtiğini de anlatmıştır.

Tarihe not düşecek toplantıda, milletvekillerine tek ricası insanlığa, Türkiye’ye yakışır, merhametli bir tavır sergilemeleri olan Ömür Gedik, bir hayvan hakları savunucusu olarak birer cümle ile şunları istemiştir;

– Hayvan hakları dersinin müfredata girip ilkokuldan itibaren müfredatta olmalıdır.

– Belediyeler ve belediye başkanları da ceza kapsamına girmelidir.

– Hapis cezası alt sınırı yeni düzenlemede 3 yıl olmalıdır. Bunun gerekçesi ise cezaların caydırıcılığının artıp ötelenememesidir.

– Yeni tasarıda hayvana şiddet, tecavüz, kötü muameleye şikayet yalnızca Tarım ve İl Müdürlüğü aracılığı ile yapılmaktadır. Lakin, hayvan haklarına karşı olan eylemlere yalnızca bakanlığın değil vatandaşın da şikayet hakkı olmalıdır.

–  Avcılık, kürk hayvanı üretimi yasaklanmalıdır.

– Hayvan deneyleri yasaklanmalı ve sokak hayvanlarının denek olarak kullanılmasına yol açan madde kaldırılmalıdır.

– Hayvan kesimleri işkencesiz yapılmalıdır. Bunun yolu kesilmeden önce hayvanların bayıltılmasıdır.

Ömür Gedik’in paylaşmış olduğu bu istekleri son derece insani bulmak ile birlikte tamamen destekliyoruz. Hayvanlar satılmayıp sahiplenilmeli, hayvan hakları dersleri öğrencilere ilkokuldan itibaren verilmeli, hayvanlara karşı yapılan her türlü şiddete ilişkin cezaların alt sınırı 3 yıl olmalı, vatandaşların hayvana şiddet, tecavüz, kötü muameleye şikayet hakkı bulunmalı, avcılık, kürk hayvanı üretimi ve hayvan deneyleri yasaklanmalı ve hayvan kesimleri işkence olmaksızın yapılmalıdır. Neticede, hayvanlar “mal” değil “can” dır.

Sonuç

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu tarafından kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu değişikliğinde yer alan kimi ögelerin hayvan hakları savunucuları tarafından yeterli bulunmadığı ortadadır. Hayvan deneyleri, avcılık, kürk çiftlikleri, havai fişekler gibi hayvan sağlığını ve yaşamını tehlikeye atan bazı durumların üzerinde henüz konuşulmamıştır. Hayvanlara şiddet konusunda cezai işlemlerin artırılması, hayvan satışları hakkında yapılan düzenlemeler,  nüfusu 25.000 üstü belediyelere rehabilitasyon merkezi kurulacak olması, tehlikeli ırk konusunda doğrudan bir ırkın değil de hayvanın kendisine ait yaptırımların konuşulması, kimi tabirlerin değiştirilmesi ve daha birçok konuda yapılan yenilikler ise umut vericidir. Bu değişikliklerin devamının gelmesini ve hayvan hakları üzerine henüz konuşulmamış konuların da masaya yatırılmasını bekliyoruz.

Kaynakça

1- GEDİK, Ö. (2021, 8 Temmuz): Bİr Yasa Hikayesi. Hürriyet

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/omur-gedik/bir-yasa-hikayesi-41848516

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

64

0 Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.