Etik, adalet ve eşitlik serimizin son yazısından herkese merhabalar. İlk 2 yazımızda bu kavramların ne anlama geldiğini, sosyal hayatta bizler için ne ifade ettiğini ve birbirlerine benzeyen yönlerini aktarmaya çalıştık. (1.yazı ve 2.yazı) Şimdi ise vereceğimiz somut olaylarla bu kavramların hayatımızda nasıl karşımıza çıktıklarını, birbirlerine ne kadar yakın noktalarda olduklarını anlamaya çalışacağız. Aslında ilk 2 yazı burası için bir nevi hazırlıktı. O sebeple bu 3 kavramla ilgili neler söylemek istediğimizi tam kavrayabilmeniz için ilk 2 yazıya şöyle kısaca bir göz gezdirmenizi tavsiye ederiz. Başlayalım.
Örneğin: Çocuğunun tedavisi için hiçbir şekilde para bulamayan ve bunun üzerine çalıştığı bankadan sadece tedavi masrafları için ufak bir miktar para çalan daha sonra gizlice parayı parça parça yerine koyan bir insanın yaptığı şey hukuka aykırıdır ancak birçok insanın etik anlayışına ve vicdani yargılama sistemine göre bu bir mecburiyettir. Hukuk adaleti ön plana alır, adalet ise vicdanı ve aklı. Peki şimdi, kanunlara göre hukuka aykırı olan bu şey, etik olarak yanlış mıdır? Vicdan ve akıl birlikte olunca buna yanlış der mi? Bankanın kasasını patlatıp hırsızlık yapan birine verilen ceza ile bu adama verilen ceza kanunlarda belirlenmiş hırsızlık suçuna uygun olarak verilir ve ikisinin cezası da eşit olursa bu gerçek manada bir eşitlik midir?
Başka bir örnek olarak bir alışveriş sitesinin büyük bir olay sonucu ölenlerin ailelerine yönelik borç silme işlemi yapması ve bunu reklamlarında yayınlaması gösterilebilir. Burada, o olayda ölen herkesin ailesini eşit olarak kapsaması eşitliğe uyumlu olduğunu, sitenin kendi alacağını kendi isteğiyle ve doğru bir hareket yapma amaçlı silmesi de adalete uygun olduğunu gösterebilir. Zaten böyle bir hareketi o siteden alışveriş yapan diğer insanlar da kendilerince ufak çaplı bir vicdani yargılama yaptıklarında kabul ederler. Zira etik felsefesinin özü insanın iyilik yapmaya hazır doğmuş olmasını baz alır. Ancak tüm bunlardan ayrı olarak bunu reklamlarında yayınlaması etik midir? Yoksa takdir edilmek için yapılmış olabileceği düşünülerek sinsice ve kötü niyetli bir hareket olarak mı nitelendirilmelidir?
Yine bir başka örnek: Bir lisede Edebiyat öğretmenliği yapan kişinin, Romeo ve Juliet oyununa gitmeyi öğrencilerine ödev olarak verip o tiyatro oyununun eğitimleri için çok faydalı ve yerinde olacağını söylemesi ve bu oyunu sınavda soracağını gitmeyenlerin sınavdan düşük alabileceğini belirtmesinin ardından o oyunun yönetmeninin ödevi veren öğretmenin kardeşi olduğunu öğrenseniz, ilk başta öğretmenin öğrencilerinin iyiliği için yaptığını söyleyeceğiniz bu eyleme bakış açınız aynı kalır mı? Yoksa tamamen değişir mi? Bu eyleme artık ahlak felsefesine uygun diyebilir misiniz?
Bir başka örnek: Bir yarışmada 1.sıradayken bir anda ayak bileğini kırıp çizgiye 1 metre kala yere düşen atlete yarışmanın sorunda yarışma komitesi kararıyla birincilik ödülünün verilmesi insan vicdanına uyar, belki izleyen seyircilerin büyük bir kısmının hoşuna da gider. Birçok kişi bunun etik olduğunu hatta emeğe saygı niteliğinde güzel bir hareket olduğunu da söyleyebilir. Fakat sizce bu davranış diğer atletleri de düşünürsek adil midir? Eşitlik ilkeleri gereğince yarışma kurallarındaki eşitliği yansıtır mı?
Örneklerle devam edersek: Galileo, bilimsel çalışmaları dolayısıyla mahkemece yargılanmış ölümle cezalandırılmış ve yalan söyleyip ölümden kurtulmuştur. Sokrates ise kanunlara uymak dürüst yaşamını her ne pahasına olursa olsun devam ettirmek uğruna haksız yere ölüme boyun eğmiştir. Peki bunlardan hangisi insan vicdanına ve ahlak felsefesine daha doğru gelmektedir? Hangisi daha adil gözükmektedir? Galileo yaşamaya devam etmiş ve bilime katkılarda bulunmuştur. Sokrates kitap yazmadan hayatına son vermeyi kabullenmiştir.
Örnekler birçok farklı zeminde birçok farklı konuyla ilgili olarak çoğaltılabilir. Ancak önemli olan baştan beri ifade ettiğimiz gibi bu 3 kavramın gerek felsefedeki gerekse insan yaşamındaki önemini anlayabilmektir. Bu 3 kavram da insanı iyiye, doğruya, mutluluğa ulaştırmadaki aracılardır. Bir insan çok basit eylemlerle etik davranışlarda bulunabilir aynı şekilde çok basit davranışlarla etik dışı da davranabilir. Benzer durum eşitlik ve adalet için de geçerlidir. Başka bir yönden adil olan eşit olabilir ve eşit olan da adil olabilir. Ancak her adil durum eşitlikle sağlanmaz ya da her eşit durum adalet içermeyebilir. Bazen adil olan yapılan paylaşımın eşit olmamasıdır. Bir tarafa fazla bir tarafa az vermektir. Bu kavramlar daima yere, zamana, insan aklına ve vicdanına göre değişebilir. Önemli olan şey bu kavramların toplumu düzene, iyiye, doğruya, güzele, mutluluğa ulaştırmasıdır. Etik olmak her zaman kurallara uymak değildir. Kuralları yanlış insanlar kontrol ediyor olabilir. Kurallarla size haksızlık yapılıyor ve etik dışı yaklaşılıyor olabilir.
Sokrates belki o gün kendini bir şekilde kanunlardan kurtarsaydı şimdi felsefeye çok daha fazla iz bırakmış olurdu. Belki de olmazdı. Etik olmak yerine göre o ana değişir. Bazen hiç kimsenin sizden yapmanızı beklemediği bir şeyi yapmak, söylemek asıl etik olan olabilir. Bazen ileri gitmek, bazen orada durmak gerekir. Dediğimiz gibi etik olan o andaki duruma göre değişir. Bazen bir insanla dost olmak, birine sarılmak gibi ufak şeyler bile bize etik felsefesinin özünü gösterebilir. Bazense doğruya ulaşmak amacıyla yaptığınız geniş çaplı, üzerinde çalışılmış bir eylem somut durumlara etik olarak yansımayabilir. Unutmayalım ki bu 3 kavramı uyguladığımız takdirde, çoğu kez kurallara ve kanunlara da uymuş toplumsal düzene fayda sağlamış oluruz. Kısmen de karşı gelmiş, isyan etmiş oluruz. Ama filozofların da hemfikir olduğu üzere, bu kavramları uygulamakla beraber ilk önce kendimiz mutlu oluruz. Etik olan her şey en iyisi olmayabilir. Bizi ve etki ettiğimiz, içinde bulunduğumuz toplumu en çok mutlu eden şey, o anın etiğidir.
*Herkesi, olan biten her şeyi düşünmeye itsin diye.
BİBLİYOGRAFYA
1- A.Can Tuncay, Hukuksal Etik (Legal Ethics) Ders Notları, Beta Yayıncılık, 2.bası, İstanbul 2015
2- www.anayasa.gov.tr/files/pdf/anayasa_yargisi/anyarg7/adnan.pdf Erişim Tarihi:15.04.2017
3- Adalet Kavramı Bağlamında Adalet Aristotales – Platon Karşılaştırılması, Arslan Topakkaya, Erciyes Üniversitesi
4- www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/hgdmakale/2009-3/8.pdfErişim Tarihi:16.04.2017
5- https://plato.stanford.edu/entries/equality/ Erişim Tarihi: 17.04.2017
6- What is Justice?, Hans Kelsen, Çeviren: Ali Acar, TBB Dergisi Sayı:107 2013
7- http://www.dmy.info/adalet-nedir-adalet-felsefesi/ Erişim Tarihi: 17.04.2017
8- Bünyamin Bezci, "Kant ve Hegel’in Felsefesinde Etik Anlayışı”, Selçuk Üniversitesi İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Cilt:5, Sayı:9, 2005
9- Adnan Güriz, Hukuk Felsefesi, Siyasal Kitapevi, 12.Bası, Ankara 2014
0 Yorum