“Terör” Oyunu Değerlendirmesi , Sizce Lars Koch Suçlu Mu?

Vicdan, mantık ve etik hukuktan üstün müdür? Koch bir kahraman mı, yoksa katil mi? Bütün bu soruların cevaplarına siz karar vereceksiniz.Bu davada yargıç sizsiniz.5 min


79

16.Ağır Ceza Mahkemesindesiniz.  Jüri sizlersiniz. 

 

     Berlin’den Münih’e giden Lufthansa uçağı 164 yolcusuyla birlikte bir terörist tarafından kaçırılıyor. Teröristin amacı uçağı 70.000 seyirciyle dolu olan Münih Stadyumu’na düşürmektir. Sanık Alman Hava Kuvvetlerinin savaş jet pilotu Binbaşı Lars Koch bu duruma müdahale edebilecek tek kişidir. Fakat buna yetkisi yoktur. Emirler tam tersini söylemektedir kesinlikle kaçırılan uçağı vurmasına izin verilmemektedir. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi bir hayatın başka bir hayatla ölçülemeyeceğine de hükmetmiştir.  

    Zaman kısalıyor ve Binbaşı Lars Koch kendi kararıyla uçaktaki 164 kişinin hayatı ile stadyumdaki 70.000 kişinin hayatı arasında anayasaya ve emirlere aykırı bir seçim yaparak uçağı düşürüyor ve uçağın içindeki 98 erkek 64 kadın ve 2 çocuk olmak üzere tüm yolcuların ölümüne neden oluyor. 

   Sanık Lars Koch’un avukatı sanığın 70.000 kişinin hayatını kurtararak ve teröristlere taviz vermeyerek bir kahraman olduğunu savunurken, savcı aklımıza onlarca belirsiz soru sokuyor. 

  1. Acaba uçaktaki yolcuların teröristi etkisiz hale getirmesi söz konusu olabilir miydi? 
  2. Stadyumun acil çıkış planında tam doluluk halinde bile 25 dakikada boşaltılabileceği yazmaktayken teröristin uçağı kaçırmasından itibaren 50 küsür dakika geçmesinde rağmen neden stadyumun boşaltılması fikri düşünülmedi veya gerçekleştirilmedi?
  3.  İnsan hayatı başka insanların hayatı ile teraziye koyulabilir mi? 164 kişi kaç kişiye karşı feda edilebilir , bunun oranı nedir 1/10000 mi 1/1000 mi? 
  4. Anayasa Mahkemesi bir hayatın başka bir hayatla ölçülemeyeceğine hükmetmişken Lars Koch’un verdiği karar ne kadar doğru? 
  5.     Kafamızda onlarca soru cevap bulmaya çalışırken savcı iddialarını çeşitli etik ikilem sorularıyla desteklemeye devam ediyor.  Felsefeci Philippa Foot ve Judith Jarvis’in ortaya attığı Vagon İkilemi’nden (Trolley Dilemma) bahsediyor: Bir tren yolunun yakınlarındasınız. Bir gürültü ile irkiliyorsunuz. İçinde, sürücüsünün veya kontrol eden bir kişinin olmadığı bir vagon tren yolu boyunca hızla yol alıyor. Bir bakıyorsunuz ki ileride ve tren yolunun üzerinde beş işçi, sırtları gelen vagona dönük olmak üzere çalışıyorlar. Şehrin gürültüsü nedeniyle, işçilere bağırıp sesinizi duyurup uyarma şansınız yok. Her hâlükârda vagonun altında kalacaklar. O anda fark ediyorsunuz ki, vagonu diğer raya geçirecek olan bir kolun hemen yakınındasınız. Eğer kolu çekerseniz vagon makas atlayarak diğer raya geçecek ve beş işçi kurtulacak. Ancak, fark ediyorsunuz ki vagonu makas atlatarak gideceğini düşündüğünüz rayın üzerinde de gelen vagondan habersiz bir işçi çalışıyor. Onu da hiçbir şekilde uyarma şansınız yok. Bu durumda iki şeyden birini yapacaksınız. Ya vagonu makas atlatıp diğer raya geçirebilecek kolu çekmeyecek ve böylece yol üzerindeki beş işçiyi altına alarak öldürmesine izin vereceksiniz ya da kolu çekerek, vagonun diğer raya geçmesini sağlayacak ve beş kişinin hayatını kurtaracak, bir kişinin hayatını feda edeceksiniz. Hangisini seçerdiniz?

    Senaryomuzu burada sonlandırmayıp devam edelim. Bu defa da altından tren yolu geçen bir köprünün üzerindesiniz. Yanınızda tanımadığınız iriyarı bir adam var. Yine, içinde sürücüsünün olmadığı bir vagonun geldiğini görüyorsunuz. Yine, tren yolu üzerinde, gelen vagondan habersiz beş işçi çalışmaktadır. Beş işçiyi, bir evvelki senaryodaki gibi uyarmak mümkün değil. Ancak, beş işçiyi kurtarmak için bir imkânınız var. Eğer tanımadığınız adamı köprüden ittirir ve aşağı atarsanız adam rayların üzerine düşecek, böylece vagon adama takılarak duracak ve beş kişinin hayatı kurtulacaktır. (Adamı ittirdiğimiz köprünün korkuluklarının yüksek olmadığı; sizin, adamı ittirecek güçte olduğunuzu; adamın, rayların üzerine düşeceğini ve böylece vagonun da adama takılarak duracağından ve beş kişinin kurtulacağından kesinlikle emin olduğumuzu varsayıyoruz.) Senaryonun bu ikinci durumunda ne yapardınız? Adamı ittirir ve beş kişinin hayatını kurtarır mıydınız yoksa vagonun geçip gitmesini ve nihayetinde beş kişinin ölmesini mi izlerdiniz? Aslına bakarsanız her iki senaryoda da beş kişiyi kurtarıp bir kişiyi feda etmek sizin elinizde olduğu ve aynı aritmetik sonuç elde edildiği halde, iki senaryoda neden farklı davranırız? Çünkü adamı köprüden atma senaryosu gündeme geldiğinde; cinayet işleme duygusu, cezalandırılma korkusu, kendimizi katil gibi hissetme ve benzeri duygular ön plana çıkar. 

   Bu senaryo, Boston’da Harvard Üniversitesi’nden Marc Hauser tarafından 300 binden fazla kişiye sorulmuş. Birinci senaryoda hemen hemen büyük bir çoğunluk beş kişiyi kurtarmak için bir kişiyi feda ederek kolu çekerken, ikinci senaryoda çoğunluk denecek sayıda kişi adamı köprüden atma düşüncesinden kaçınmış, yani beş kişinin ölümünü izlemiştir. İkinci senaryoda sadece her altı kişiden biri adamı köprüden aşağıya atma düşüncesinde olduğunu belirtmiştir. Buradaki karar mekanizması, bir insanın ölümünden, kendimizi aktif veya pasif olarak ne derece sorumlu tutacağımız ile ilgilidir.

   Avukat ve savcıdan sonra sanık ise genellikle sessiz kalmakla beraber Anayasa Mahkemesi’nin kararının saçma ve kabul edilemez olduğunu, askerlik eğitiminde öğrendiklerine göre yaptığının doğru olduğunu ve tekrar olsa aynı şekilde uçağı vuracağını tekrarlıyor bu sırada şaşırtıcı olarak terör olaylarının çok sık yaşandığı çağımızda uçağa binen herkesin terör riskini varsayarak bindiğini de söylüyor.

   Oyunun sonuna doğru 10 dakika ara veriliyor ve elinizdeki suçlu veya suçsuz yazan kartı sandığa atmanız gerektiği söyleniyor. Salonda tartışmalar başlıyor ve oylar kullanılıyor. Oyunun sonu sizin oylarınızla belirleniyor. Şu ana kadar oynanan her tiyatroda Lars Koch’u kaç kişinin suçlu veya suçsuz bulduğu oyuna ait internet sitesinde güncel olarak gösteriliyor.  http://terror.theater/en

   Ben oyunun başından sonuna kadar Lars Koch’un suçlu olduğunu düşündüm. Fakat benim izlediğim salonda suçsuz olduğuna 12 oy farkla karar verildi. Sonuçlar beni oldukça şaşırttı. İzleyenler bu sonucu terör olaylarıyla çok sık karşılaşmamızın etkisine veya demokrasi bilincimizin yeterince gelişmemiş olmasına da yoruyor.

   Terör oyunu hala Bakırköy Belediye Tiyatrolarında oynuyor. İmkanınız varsa gitmenizi tavsiye ediyorum. Ayırdığınız vakite kesinlikle değer. Biletleri http://www.bbt.bel.tr/oyunlar.aspx?id=25 sayfasından alabilirsiniz.

  Terör oyununun tanıtım videosunu http://tiyatrolar.com.tr/tiyatro/teror  buradan izleyebilirsiniz.

Şimdi Lars Koch sizin karşınızda, siz de onun yaptığını mı yapardınız, Koch doğru olanı mı yapmıştır?

Sizce Koch 164 kez cinayet suçundan hüküm giymeli midir yoksa beraat mi etmelidir?

Yazar :  Ferdinand von Schirach
Çevirmen: Yücel Erten

[zombify_post]


Beğendiniz mi? Arkadaşlarınızla Paylaşın!

79

Yorum

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

  1. Sanık Lars Koch’un avukatının yaptığı savunmadaki diğer düşünürler kimlerdi? Oyunda hep görüş ve karşıt görüş üzerinden filozofların etik ve ahlak konusunu tartıştıklarını hatırlıyorum. Ne yazık ki hatırlayamadım.