“Pardon Bayım, Siz Suçsuzsunuz!” Denilen 6 Mahkum

Anthony Ray Hinton 1985'te Birmingham'da iki restorant yöneticisini öldürmekten hüküm giyer. Daha sonra Yargıtay 2014 yılında, ilk yargılamada Hinton’ın uygun bir hukuk müşavirinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın yeniden görülmesine karar verir. Bir yılın ardından, olay yerinde bulunan mermilerle ilgili yapılan balistik incelemeler sonucunda bu mermilerin Hinton'ın evinde bulunan silahtan çıkmadığı belirlenir. Tam 30 yıl geciken özgürlüğünün kendisine verilmesinin ardından Hinton, "Yapmaları gereken tek şey silahı test etmekti!" diye konuşur. Avukatı Bryan Stevenson ise müvekkilinin daha iyi bir bir hukuk müşavirinin masraflarını karşılayacak durumda olmadığı için hüküm giydiğini söyler.

• Angelo Massaro, İtalya’ın Puglia bölgesinde yer alan Taranto'da 1995'te işlenen bir cinayetten suçlu bulunarak 24 yıl hapis cezasına çarptırılır. Aradan geçen 21 yıldan sonra yapılan incelemede Massaro'nun hapse atılmasına neden olan telefon dinlemesinin hatalı yorumlandığı ortaya çıkar. Massaro'nun söz konusu telefon görüşmesinde karısına "bir yük" taşıdığını söylediği, ancak Massaro'nun "yük" anlamında kullandığı "muers" kelimesinin "muert" (ölü) olarak kayıtlara geçtiği belirlenir. Asıl garip olansa bunun Massaro’nun ikinci haksız mahkumiyeti olması... 1991'de de başka bir cinayet için 21 yıl hapse mahkum edilen Massaro, o dönem 1 yıl hapis yattıktan sonra suçsuz olduğu anlaşılınca serbest bırakılmış. İkinci mahkumiyetinde ise hırs yapmış olsa gerek hapis yattığı sürede liseyi dışarıdan bitirir ve hukuk eğitimi alır. Delirmemiş olması ise hakikaten takdir edilesidir. 

ABD 'nin Kuzey Carolina eyaletinde, 1976 yılında işlenen iki cinayetin zanlısı olarak tutuklanan ve müebbet hapse mahkum edilen Joseph Sledge, eyaletin 2007 yılında kurduğu Suçsuzluk Araştırma Komisyonu'nun çalışmaları sonucu üç kişilik jüri heyetince aklanır. Komisyonun çalışmaları sonucu tahliye edilen 8. kişi olan Sledge’e bölge savcısı dosyanın yeniden açılacağı sözünü verirken sistemin bir hata yaptığını, bunun için de kendisinden özür dilediğini söylemiştir. Davanın yeniden görülmesinin ardından beraat kararını duyunca ailesine ve avukatına sarılan Sledge, özgürlüğün ‘harika’ olduğunu söyler. Dile kolay gelen 37 yılı ise hiçbir özür geri getiremez.

Çin’de yaşanan bu olayda Cau Cuohay ile Cau Cenşang bir nedenden dolayı kavga eder. Bu olaydan kısa bir süre sonra Cenşang ortadan kaybolur. Bu sırada bulunan başı kesik bir cesedin Cenşang’e ait olduğu ileri sürülünce Cau Cuohay tutuklanır. 2010 yılında Cenşang’in köyünde görülmesi üzerine 11 yıllık esaretten kurtulan Cau Cuohay serbest bırakılır. Cezaevinde yapılan işkencelere dayanamadığı için cinayeti kabul ettiğini söyleyen Cuohay, basına yaptığı konuşmada sorgu sırasında polisin kendisini dövdüğünü ve günlerce uykusuz bıraktığını anlatmış ve "ölmek yaşamaktan daha iyiydi" demiştir. Asıl acı olansa Cuohay hapse girdikten sonra eşinin başka biriyle evlenmesi ve 4 çocuğundan ikisi eşinin yeni evlendiği kişi tarafından evlat edinilirken diğer ikisinin göçmen olarak evi terk etmesidir. 

1975 yılında ABD’de bir otobüste cinayet işlenir. Cinayetin tek tanığı olan ve o zaman 12 yaşında olan Edward Vernon’ın, cinayeti Ricky Jackson'ın ve otobüste bulunan iki kardeşin işlediğini söylemesi üzerine jüri zanlıyı suçlu bulur. Tam 39 yıl sonra Vernon’ın saldırıyı görmediğini ve polisin ailesini tehdit etmesi üzerine aksi yönde ifade verdiğini söylemesi üzerine Jackson 2014 yılında serbest bırakılır. Annesini, bir kız kardeşini ve bir erkek kardeşini hapiste kaldığı süre içinde kaybeden Jackson’ın, kararın açıklanmasının ardından ailesini arayıp ‘Artık bitti!’ diye bağırdığı kaydedilmiştir. Jackson’ın daha sonra açtığı davada ABD mahkemesi 1 milyon dolar ödenmesine karar vererek rekor bir tazminata hükmetmiştir. Bu da bir çeşit kefaret biçimidir. 

Londra’da gerçekleşen bu olayda Teresa De Simone adlı bir kadının tecavüze uğramış ve elbiseleri parçalanmış haldeki cesedi, Sean Hudgson adlı kişinin arabasının arka koltuğunda bulunur. Hudgson bu olaydan dolayı 1982 yılında mahkum edilir. Akli bazı problemleri olan Hudgson papaza ve polise başta katilin kendisi olduğunu söyler, ancak daha sonra 1982’de Winchester'deki mahkemede suçsuz olduğu beyanında bulunur. Bu beyanı mahkemece dikkate alınmaz ve mahkum edilir. Tam 27 yıl sonra 2009 yılında tekrar görülen davada, cinayet anında alınan DNA’ın Hudgson’a ait olmadığının ileri DNA teknikleri ile anlaşılması üzerine kendisinin suçsuz olduğu belirlenmiştir. Asıl ilginç olan ise serbest bırakılmasının ardından 1 milyon sterlinlik tazminat davası açan Hudgson’dan Adalet Bakanlığı'nın, hapiste kaldığı yılların masrafı olarak, 250 bin sterlin istemesi olmuştur.